Bayram partiniz Olimpia’dan!

İstanbul’da Türkçe pop partileri deyince artık ilk akla gelen mekanlardan biri olan Olimpia, bayramda müzikseverlere kapılarını 4 gecelik bir eğlence paketiyle açıyor. Eski 45liklerden günümüz Türkçe Pop müziğine kadar 70’li 80’li 90’lı ve 2000’li yıllardan en hareketli ve eğlenceli parçalar ile unutulmaz bir bayram partisine hazır mısınız?

“Benim Gönlüm Sarhoştur,Yıldızların Altında” demeye,”Öyle Sarhoş Olsamki” demeye yada “Bim Bam Bom” diyerek Aranjman yıllarını hatırlamaya,”Ateşini Yolla Bana” şarkısıyla yeni jenerasyon pop parçalarını dinlemeye veya “Seveceğim Gezeceğim” diyerekten “Şinanayda Yavrum Hopa Şinanay”la eğlenmeye varım diyorsanız bu parti tam size göre!

İster yetmişli yıllardan Ajda Pekkan, Füsun Önal, Ayla Dikmen, Cem Karaca, Nil Burak, Semiramis Pekkan, Nil Burak, Cici Kızlar ve Yeliz klasikleri, ister 80’li yıllardan Sezen Aksu, M.F.Ö, Barış Manço, Erkin Koray ve Nilüfer klasikleri ve 90’lı yıllarda patlayan Türkçe Pop’un en sevilen örnekleriyle Sertab Erener, Levent Yüksel, Kenan Doğulu, Burak Kut, Mustafa Sandal, Zerrin Özer, Cartel, Serdar Ortaç, Mirkelam, Tarkan, Yaşar …

Veeee gecenin ilerleyen saatlerinde 2000’lerin taptaze isimleri Bengü, Gripin, Demet Akalın, Emre Aydın, Teoman, Nev, Murat Boz, Emir, Yalın, Gülşen, Şebnem Ferah, Feridun Düzağaç, Ferhat Göçer, Hande Yener, Murat Dalkılıç , Sıla, Duman, Manga, Ayşe Özyılmazel, Babutsa ve daha fazlası…. Bunların hepsi bir füzyon olarak Olimpia’da olacak ve gelenler bu coşkuyu hep bir ağızdan yaşayacak!

Barkovizyonda eski kliplere ve plak kapaklarına dalıp gitmek ya da doyasıya dans etmek ise size kalmış!

Olimpia’nın Bayram partileri 25-26-27 ve 28 Ekim’de, biletler Biletix‘te!

DJ Hakan Küfündür & Dj Olcay Tanberken & Dj Deniz Değerli

Detaylı Bilgi ve Masa Rezervasyonu için: 0212 244 04 42 – 0530 240 49 91

(NOT: Bu partiye DikkatMüzik! takipçisi olarak katılmak isteyenler ücretsiz giriş davetiyesi için dikkatmuzik@gmail.com adresine AD, SOYAD ve Kaç kişi katılacaklarını yazabilirler)

Gülbahar Kültür’den “Lola’s World Records” gecesi

Almanya’da yaşayan ve bugüne değin  çoğu çift diskten oluşan 50’nin üzerindeki derleme albümüyle Türk ve dünya müziğinin mutfağından seçtiği en güzel örnekleri ustaca bir araya getirdiği compilation albümleri ile tanınan DJ Gülbahar Kültür, bir kez daha İstanbul’da sahne alıyor! 6 Ekim’de Eski Cambaz’da DJ performansı sergileyecek olan Kültür, Lola’s World Records etiketi ile yayınlanan “Babylon Bar”,  “Swing Style” ve “Made in Turkey” gibi çeşitli albümlerinden parçaları ile yine unutulmaz bir partiye imza atmaya hazırlanıyor.

Bugüne kadar Orta Doğu’dan Avrupa’ya, Amerika’dan Uzak Doğu’ya, Sibirya’dan Afrika’ya dünya müziğinin popüler hitlerinden deneysel çalışmalara kadar . Uzun yıllardır Almanya’nın Bremen eyaletinde yaşayan Gülbahar Kültür “Oriental Garden”, ‘Harem’s Secret’, “Made in Turkey”, “Made in Greece” “Gypsy Garden”, “Latin Garden”, “Asian Garden”, “Swing Style”, “Babylon Bar”, gibi yaptığı derleme albümleri, tematik müzik geceleri, unutulmaz partileriyle, Açık Radyo’da zamanının sevilen müzik programlarından biri olmuş “Global Beats” ve Almanya’da yayın hayatına devam eden Funkhaus Europa için hazırlamış olduğu radyo programları ile yaklaşık 15 yıldır müzik dünyasının nabzını tutuyor.

Almanya’nın Köln kentinde bulunan Lola’s World Records için hazırladığı derlemelerin tümünden örnekler taşıyan oluşan renkli bir sound yolculuğuna hazırsanız, 06.10.2012, önümüzdeki Cumartesi gecesi, istikametiniz Eski Cambaz.
Tarih: Cumartesi, 06.10.2012
Saat: 22:00’den itibaren
Yer: Eski Cambaz
Adres: İstiklal Cad. Kurabiye Sok. No: 12 / Beyoğlu
Tel: 00 9(0) 212 243 5473

Sattas, albüm lansmanı ile Jolly Joker’de

Türkiye’nin ilk Reggae albümünü piyasaya süren Sattas grubu, albüm lansman konserini Jolly Joker’de veriyor. Esen Entertainment etiketiyle geçtiğimiz ay yayınladıkları albümde  Türkçe sözlü reggae müziği söyleyen grup, albümlerinde Root Reggae’nin özünden uzaklaşmadan jazz, ska, dub, klasik müzik ve rock formlarını kullanarak yaptıkları müziklerini topladı. Grup üyelerinden Derya Eke ‘İçinde yaşadığımız şehirden, ülkeden beslenen bir müzik yapıyoruz. Hiç birimiz Jamaica’da doğmadık.’ derken, Sattas’ın felsefesini de özetliyor: ‘Özgürlük herkesin her istediğini yapabilmesi demek değil, herkesin birbirinin hakkına saygı duyması demektir.’

Grubun aynı zamanda ilk İstanbul konseri de olacak olan Jolly Joker gecesi, 27 Eylül Perşembe saat 21:00’de başlıyor. Biletler Biletix‘te!

Cazın tüm renkleri bu festivalde!

Caz tutkunlarının her yıl heyecanla beklediği, Türkiye’nin en uzun soluklu festivallerinden biri olan Akbank Caz Festivali, 22. yılında yine dopdolu bir program ile kapılarını açıyor. 03-21 Ekim 2012 tarihleri arasında üç hafta boyunca şehri cazın farklı renkleriyle kucaklayacak olan 22. Akbank Caz Festivali’nin programı, 06 Eylül 2012, Perşembe günü Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil ve Akbank Sanat Müdürü Derya Bigalı’nın ev sahipliğinde Hilton ParkSA Otel’de gerçekleştirilen bir basın toplantısı ile açıklandı. Okumaya devam et “Cazın tüm renkleri bu festivalde!”

Sattas konserleri başlıyor!

Reggae türünün ülkemizdeki önde gelen temsilcilerinden Sattas, Türkiye’nin ilk Reggae albümünü geçtiğimiz aylarda Esen Entertainment etiketiyle piyasaya sürmüştü. Ağırlıkla Türkçe sözlü reggae müziği yapan ve İstanbullu bir grup olan Sattas, Root Reggae’nin özünden uzaklaşmadan jazz, ska, dub, klasik müzik ve rock formlarını kullanarak yaptıkları müziklerini topladığı albümün şimdi de konserlerine hazırlanıyor.

Kelime anlamı Jamaika İngilizcesindeki ‘satta’dan (rahatla /takma/salla) gelen Sattas, 2004 yılında Orçun Sünear ve Derya Eke tarafından kuruldu. Grup bu güne kadar Rock’n Coke, One Love Festival, Chill Out Fest, Bebek Şenliği, Unite In Paradise gibi birçok önemli festivalde ve şehirde konser verdi. Özellikle sahne performansları ve enerjileri ile dikkat çeken grup, Türkiye’nin ilk Root-Reggae grubu olma özelliğini taşıyor.

Sattas’ın konser tarihleri şöyle:

27.09.2012 Jolly Joker (İstanbul) – Albüm Lansman Konseri
28.09.2012 Deppo (Ankara)
14.09.2012 Siren Fest – Baykuş Plajı (Kilyos)
15.09.2012 Firar Fest – Bobou Beach (Alaçatı, İzmir)

Eelence “Ablam” ile devam ediyor!

Geçtiğimiz sezonun en hareketli ve benim de en çok eğlendiğim mekanlardan biri olan Eelence, yeni sezon için yepyeni bir yüze büründü. İstanbul gece hayatının en iyi 10 kulübünden biri seçilen ve 90’lardan günümüze en iyilerin çalındığı mekanın yeni kimliği şimdiden çok konuşulmaya başladı bile. İletişimci Özgür Aras’ın projesi ile yeni sezonda Ablam adını alan mekan yeni konsepti ve yüzüyle İstanbul gece hayatına renk katmaya hazırlanıyor. Açılış 17 Ağustos Cuma günü.

Açılmadan konuşulmaya başlayan “Ablam” için uzun süredir hazırlıklarını sürdüren Özgür Aras, “Yine kendim gibi bir mekan yaptım. Ablam da eelence gibi çok sevilecek. Şimdiden Ablam ismi herkesin hoşuna gidip, dillere dolandı bile. İstanbulun en eğlenceli geceleri Ablam’da yaşanacak” diye konuştu.

Kendine has müdavimler yaratacak ve geçmişten günümüze herkesin çok sevdiği yerli ve yabancı şarkıları çalacak Ablam Salı’dan Cumartesi’ye haftanın 5 günü açık olacak.

Asmalımescit Mahallesi, Meşrutiyet Caddesi No: 83
Para Palas Oteli Karşısı (ex eelence)
Beyoğlu / İstanbul
0536/ 594 11 39

twitter.com/ablamistanbul
twitter.com/ozguraras

İlhan İrem “Aşk İstanbul’da” diyecek

Çok uzun aralıklar ile sahneye çıkan İlhan İrem, bu yıl bir sürpriz yaparak İstanbul’da sevenleriyle buluşacak.  22 Eylül günü saat 21.00’de Turkcell Kuruçeşme Arena’da ‘Aşk İstanbul’da’ adını verdiği konseri ile hayranlarını sevindirecek olan sanatçıya ilgi şimdiden çok büyük. 

İlhan İrem yerleşik değerleri reddederek kendi yolunu ve kendi izleyicisini yaratmış bir ozan. Sanat hayatının 39. yılında, 24 albüm, 7 Altın Plak, sayısız ödüller, resim sergileri, hakkında yazılan kitaplar ve araştırmalarla müzik tarihinin en büyük efsanelerinden biri olarak kabul ediliyor. Albüm çalışmalarını sürdürdüğü halde, 20 yıldır uyguladığı bir kararla radyo ve televizyon programlarına katılmayan, popüler kültür ortamlarında görünmeyen  sanatçı, sıradışı anlatımları ile sessiz kalabalıkları derinden etkiliyor. Düşsel bir atmosferde gerçekleşen İlhan İrem Konserleri, yoğun duygu paylaşımlarının yaşandığı aşk ayinlerine dönüşüyor.

İlhan İrem, çok nadir olarak verdiği konserlerden biri ile Kuruçeşme Arena sahnesinde 22 Eylül 2012 tarihinde ölümsüz klasikleri ve son dönem çalışmaları ile İzleyicilerine unutulmaz bir gece yaşatacak. Biletler Biletix’te..

http://www.biletix.com/etkinlik/NKR03/ISTANBUL/tr

Pelin Suade’den albüm lansmanı

Geçtiğimiz hafta “Pişmanlar Cehennemi” isimli ilk albümünü yayınlayan Pelin Suade, evinde basın mensuplarına özel bir davet vererek albüm heyecanını onlarla birlikte kutladı.

Misafirlerini kapıda karşılayan Pelin Suade, modacı Açelya Köse imzalı elbisesinin şıklığı ve misafir perverliği ile görülmeye değerdi. Geceye katılan radyocu, köşe yazarı, televizyoncu ve müzik bloggırı misafirleriyle tek tek ilgilenen ve sohbet eden Pelin Suade konuklarına kendi özel hazırladığı ikramları sundu.

Pelin Suade nin komşusu olan şarkıcı Pamela ise sürpriz bir ziyaret yaparak davete katılanları mutlu etti. Hande Yener’in oğlu Dj Çağın Kulaçoğlu ise geceye müzikleriyle renk kattı.

Nazan Öncel’den “Hayvana Remix”

Geçtiğimiz yıl “Hayvan” albümünü yayınlayan ve albümden “Normal” ve “Beni bu koca şehirde yalnız bırakma” şarkılarına video klip çeken Nazan Öncel yeni albüm hazırlıklarını sürdürürken son albümünü remixlendirmeye karar vermiş. İçinde hala keşfedilmemiş güzel şarkıların yeraldığını düşünürsek bence yeni albümden önce iyi bir karar olmuş.

Sanatçının “Hayvana Remix” albümünün ilk tanıtımını 15 Haziranda saat:21.15de Bursada Kültür Park Açık Hava Tiyatrosu’nda Bursa Kültür Sanat Festivali kapsamında yapacağı ve kendisine sahnede İskender Paydaş‘la birlikte 11 kişilik orkestrasının eşlik edeceği duyuruldu.

Altın Kelebek’ten inciler

İlk kez 1972 yılında düzenlenen ve bu yıl 39.su gerçekleştirilen Hürriyet Altın Kelebek Ödül Töreni önceki gece Kanal D ekranlarında Haliç Kongre Merkezi’nden canlı yayınlanırken, bir kez daha bu ödül töreni işini her nasılsa beceremediğimizi gösterdi. Geçtiğimiz yıl Tuğba Ekinci’nin Tarkan ödül aldığı sırada sahneye fırlayıp “sen neden okul yaptırmıyorsun” diye sorarak Tarkan’a da izleyenlere de şok etkisi yarattıktan 1 yıl sonra bu kez sunuculardan Sarp Apak’ın gaf üstüne gaf yapması geceye damgasını vurdu. Geçen yıl Beyaz’la birlikte geceyi sunan Ayşe Arman’ı eleştirenler, bu yıl onu çok aramış olmalılar..

Apak’ın; Van’da bulunan Halil Sezai‘ye canlı bağlantı yapıldığında “Orası nasıl Van?” demesi çok garipti doğrusu. “En iyi çıkış” yapan ödülün 3. albümünü yayınlamış ve rüştünü ispatlayalı çok olmuş Gökçe‘ye verilmesi kafaları karıştırırken aynı ödülün Halil Sezai’ye de verilmesi şaşırtıcı oldu, o zaman En iyi çıkış yapan-lar falan denmesi gerekmez miydi? TSM tarzındaki -benim de çok başarılı bulduğum- son albümü nedeniyle Sertab Erener‘e layık görülen (ve gerçek şu ki bu yönüyle izleyiciden eleştiri alan) “En iyi TSM Kadın Sanatçı” ödülü açıklandığında bu işe Sertab’ın da epey şaşırdığı kameralardan kaçmadı. Çünkü albümü yaparken ne Sertab’ın böyle bir iddiası vardı, ne de albüm Sertab’ı TSM sanatçısı yapmadı. Yine de Hürriyet kendi içinde değerlendirip onu bu ödüle layık görmüş. Ancak asıl şok edici olan, Sarp Apak’ın “Sertab’da da her yol var” gibi ağza alınmayacak bir gafa imza atmasıydı.  ‘En İyi Kadın Sanatçı’ ödülünü almak için sahneye çıkan Göksel için “Bu kızcağız” tabirini kullanmakla yetinmedi, ödülü verdikten sonra da “Göksel’i salmıyoruz” dedi. Sezen Aksu‘nun ödül alan “Vay” klibi için “Sezen’in gözükmediği klip” dendi ama videonun sonunda Sezen Aksu’nun ayan beyan gözüktüğü bir klipti..

Birbiriyle son derece uyumsuz Sarp Apak, İrem Sak ve Ömer Erkan‘ın geceyi bir türlü “sunamaması”, sosyal medyada en güzel şu ifadeyle açıklandı aslında: “Ellerinde Gülse Birsel’in yazdığı metinler olmayınca Yalan Dünya oyuncuları böyle çuvallayabiliyorlar işte..”. Gece boyunca ödül dağıtan isimlerin ağırlıklı olarak yönetim kadrosundan olması, sunucuların sürekli birbirini kesmeleri ve bir ağızdan konuşmaya çalışmaları, gece sonunda sunucuların ellerine birer gitar alıp kelalaka bir şarkıyı, “Efulim”i söylemeleri törenin değerini düşürdükçe düşürdü.

Dağıtılan ödüllerin, her yıl olduğu gibi bu yıl da Hürriyet okurlarının beğenileriyle dağıtıldığı duyuruldu ama ödüle giden süreçte web sitesi üzerinden doldurulan formda aday sanatçılar sunulmadığı için ödüllerin şeffaflığı konusu kolaylıkla güme gitti. Nitekim ödül verilen birçok yapım ve dizinin de Kanal D yapımı olması bu şeffaf(sız)lığa katkıda bulundu. Müzik alanındaki ödüllerde her yıl olup da bu yıl Halk Müziği ödülünün olmaması şaşırtıcı değil miydi? Ya İbrahim Tatlıses’e 2 yıldır albüm yapmamasına karşın üst üste ödül verilmesi?

Bu geceyi izleyince kısa bir süre önce kaybettiğimiz Orhan Boran’ı ve nazarında tüm diğer eski TRT spikerlerini ne çok özlediğimizi hatırladım, nereden nereye geldiğimizi görüp üzüldüm. Zaten popüler diye oyuncuların sunucu yapılmasının da sonuna kadar karşısındayım; ancak  madem biraz da reyting peşindeliği söz konusu, o halde neden bu işi adam gibi yapabilecek deneyimli oyuncu-sunuculara vermiyorlar anlamak çok güç..

Olcay Tanberken (Dikkat Müzik!)

NOT: Sarp Apak’ın bir ara “Trending Topic olmuşuz, teşekkürler” demesiyle yerlere yattık. Tören bitip de Twitter başına geçtiğinde neden TT olduğunu öğrendiğinde herhalde şöyle bir yutkunmuş olmalı.

39.Altın Kelebek Ödülleri kazananları :

Kadın sunucu: Esra Erol
Erkek sunucu: Acun Ilıcalı
Kadın haber spikeri: Nazlı Tolga
Erkek haber spikeri: Mehmet Ali Birand
Drama: Muhteşem Yüzyıl
Senaryo yazarı: Gülse Birsel
Dizi yönetmeni: Çağatay Tosun (Suskunlar)
Dizi müziği: Nail Yurtsever-Cem Tuncer (Adını Feriha Koydum)
Kadın oyuncu: Meryem Uzerli
Erkek oyuncu: Kıvanç Tatlıtuğ
Komedi dizisi: Yalan Dünya
Kadın komedi oyuncusu: Gupse Özay
Erkek komedi oyuncusu:
Bartu Küçükçağlayan
Magazin programı: Pazar Sürprizi (Caner Erdem)
Güncel kültür-sanat programı:
Şeffaf Oda
Türk Pop Müziği kadın solist:
Ajda Pekkan
Türk Pop Müziği erkek solist: Murat Boz
Türk Sanat Müziği kadın solist:
Sertab Erener
Türk Sanat Müziği erkek solist:
Ahmet Özhan
Fantezi müzik kadın solist: Ebru Gündeş
Fantezi müzik erkek solist:
İbrahim Tatlıses
Turkcell Müzik Ödülleri: Kolpa (En İyi Müzik Grubu)-Halil Sezai (En İyi Erkek Sanatçı-Göksel (En İyi Kadın Sanatçı)
Çıkış yapan solist: Halil Sezai-Gökçe
Müzik grubu: Model
Klip: Sezen Aksu ‘Vay’
Sevil Kaynak-Sinan Tuncay
Şarkı: Yakar Geçerim (Tarkan)
Spor programı Yüzde Yüz Futbol
Yarışma programı Kim Milyoner Olmak İster
Özel ödül: Alpay, Selami Şahin, Seyyal Taner, Salim Dündar

Madonna konserinin ardından..

Geliyor gelecek derken Madonna’nın İstanbul konseri sosyal medya ve basının attığı manşetlerin tam karşılığıydı: “Madonna İstanbul’u salladı!”. Başbakan dün geceki kalabalığı görse Madonna’yı kıskanır mıydı bilemiyorum ama herhalde TTArena, 50 bin seyirciyle tarihindeki en dolu gecelerinden birini yaşadı. Bu konserin üstüne başka herhangi bir konser insanı bu kadar heyecanlandırır mı hiç emin değilim. Bildiğim ve konseri canlı izleme fırsatını kaçırmayanların da paylaştığı tek gerçek, Madonna’nın bizim starlara ve sahne, konser organizasyonuyla uğraşanlara dün gece açıkça ‘ders’ verdiği.

18:30’da duyurulan kapı açılışının 19:30’a alınması, aslında konserin de beklenenden geç başlayacağının sinyalini veriyordu. Nitekim konser 22 dolaylarında başladı; hiç aralıksız dur durak bilmeyen müthiş bir enerjiyle 2 saat sürdü. Dev tütsü ve çan sesleriyle başlayan ilk dakikalar, konserin ne kadar etkileyici geçeceğinin ilk işareti oldu. Tüyleri ürperterek insanı başka alemlere götüren ilahi müziğin büyüsü bütün arenayı sardığı anda kilisenin içinde dua eden bir Madonna gölgesiyle saha içi çığlıkları yükselmeye başlamıştı bile. Hayranların çığlıkları  ”Girl Gone Wild’‘ ile açılan konser boyunca devam etmese de, gecenin ilerleyen dakikalarında özellikle “Papa Don’t Preach”, “Vogue”, “Express Yourself” gibi eski şarkılarının introları duyulmaya başladığından itibaren yükseliyordu. “Like A Prayer”da salon tümüyle en coşkulu anını yaşadı.

Konser başlamadan önce arkadaşlarımla sahne tasarımını yorumlamış ve “biraz küçük değil mi?” diye kuşkuya düşmüştük. Ancak konserin başlamasıyla birlikte o küçük sahnenin görsel efektler, ışık şovları ve hareketli tasarımıyla nasıl bir anda büyüdüğünü görüp her defasında alkışı bastık. Madonna -bizim pek çok sanatçının konser sahnesini sadece yürümekten ibaret olarak görmesinin aksine- sahnenin her köşesinde inanılmaz eforuyla vardı;  bir ucundan bir ucuna koştu, ipte yürüdü, yerlerde sürüklendi, yeri geldi kendini parçaladı. Bir ara “Gang Bang” şarkısında bütün sahne silah sesleri eşliğinde kana boyandı. “Express Yourself”i, Lady Gaga’nın “Born This Way”ine bağlaması ve ardından “She’s Not Me”yle poposunu sallaması, konserin unutulmaz anlarından sadece bir kısmıydı. “Like A Virgin” gibi çok sevilen bazı hitlerini konsere özel farklı bir düzenlemeyle söylemesini de çok yadırgamadım, nihayetinde konserler biraz da albümün dışında versiyonlar ile ilgi çekici oluyor. Sonlara doğru yaklaşırken bir ara dansçısının Madonna’nın belini sıktıkça sıktığına ve kendimizi “daha ne kadar sıkabilir?” diye sorarken bulduğumuza tanık olduk. Kuşkusuz konserin başından sonuna kadar çok açık ve net biçimde bir “Madonna erotizmi”ydi seyrettiğimiz ve konser değil, adeta film tadındaki bu gösteriyi izleyen 50 bin kişinin mest olduğunu söyleyebiliriz.

Sosyal medyadan okuduğum kadarıyla konserin eleştirilen 2 konusu vardı. Birincisi playlist, diğeri de ses düzeni. Dünya çapında görüp görebileceğimiz böylesine bir şovun ses ve teknik açısından en ufak bir problemi olduğunu sanmıyorum, yankılanma ve uğultu olduysa bile bunun kesinlikle Madonna kaynaklı değil stadyum kaynaklı olduğu çok açıktı. TTArena, belli ki akustik açıdan çalışılmamış bir stadyumdu ve konser için uygun değildi. Konser playlistinin ağırlıklı olarak yeni albümden olması ise neden bazılarını şaşırttı anlamak çok güç, adı üstüne MDNA turnesiydi ve Madonna haklı olarak yeni albümünün promosyonunu yapıyordu. Öte yandan yine de çoğu seyircinin coşkusuz olmasını bilmediği yeni şarkılara değil, Madonna ve dansçılarının bu nefes kesen gösterisi karşısında nutuklarının tutulmasına da bağlamak mümkün.

Seyyar satıcıların kalabalığın ilerlemesini büyük ölçüde engellediğini de düşünürsek konser çıkışının çok sağlıklı ve planlı koşullarda gerçekleştiğini söyleyemeyiz. İzdiham bir yana, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Metro hattını bu geceye özel sadece 1 saat uzatması, metroyu kaçıran binlerce insanı trafikte bıraktı. Ancak bunlar, konseri bizler için unutulmaz kılmaktan alıkoyamayacak detaylardı elbette. Madonna konserinin yalnızca Madonna’dan ibaret olmadığını ve muhteşem dansçılarıyla birlikte başlı başına bir olay olduğunu gördük. Nitekim İstanbul dün gece, görüp izleyeceği en iyi dünya şovunu (ve hatta şov içinde şov-“dünyanın şovu” da diyebiliriz) izledi ve bu tarihi geceye tanıklık edenler çok şanslıydı. Gecenin en iyi özeti sanıyoruz tek cümleyle anlatılabilir: Madonna dünya starlarından herhangi biri değil, yaşayan en büyük efsane star.

(7 Haziran 2012 MDNA İstanbul konseri playlisti: Girl Gone Wild, Revolver, Gang Bang, Papa Don’t Preach, Hung Up, I Don’t Give A*, Express Yourself, Give Me All Your Luvin’, Turn Up The Radio, Open Your Heart, Sağara Jo, Masterpiece, Vogue, The Erotic Candy Shop, Human Nature, like A Virgin Waltz, I’m Addicted, I’m A Sinner, like A Prayer, Celebration)

Olcay Tanberken (DikkatMüzik!)

http://www.youtube.com/watch?v=ocLZtF06cXc&feature=youtu.be

Süperstar 20 Haziran’da KüçükÇiftlik Park’ta

Kendisine verilen Süperstar ünvanını fazlasıyla hak eden, 2012 yılı Kral Tv Müzik Ödülleri’nde “En İyi Kadın Sanatçı”, “En İyi Şarkı” ve “En İyi Albüm” ödüllerini alan Ajda Pekkan, ilk yaz konserinde Küçükçiftlik Park’ta sevenleri ile buluşuyor.

20 Haziran Çarşamba akşamı KüçükÇiftlik Park’ta gerçekleşecek olan Nişantaşı Üniversitesi Nişantaşı Festivali Ajda Pekkan Konseri’nde; genelini üniversite öğrencilerinin oluşturduğu binlerce dinleyici, muhteşem şarkılarla yazın gelişini kutlayacak. Face Organizasyon’un düzenleyeceği konserde 20 Haziran gecesi Süperstar, sahne şovları, kostümleri ve sürprizleriyle de görsel bir şölen sunmaya hazırlanıyor.

Biletler Biletix’te:
http://www.biletix.com/etkinlik/NKUF1/ISTANBUL/tr

Avea Müzik Bloggerları Fikir Takımı-7.Buluşma: “Türk Rock Müzik Tarihi”

Avea’nın Türk müzik sektörüne yön veren isimleri müzik bloggerları ile biraraya getirdiği “Tea & Talk” buluşmalarından daha önce DikkatMüzik!‘te bahsetmiştik. İşte o buluşmaların 7.cisi geçtiğimiz günlerde “Türk Rock Müzik Tarihi” başlığıyla Blogger’s Base‘de gerçekleşti. Tolga Akyıldız moderatörlüğünde sektörün en önemli isimlerinin katıldığı buluşmanın konukları müzik araştırmacısı, yazar ve radyo programcısı Güven Erkin Erkal, Blue Jean Dergisi yayın yönetmeni Çağlan Tekil ve birçok albümün prodüktörlüğünü yapan Pentagram üyesi Tarkan Gözübüyük oldu.

Türkiye’de rock müziğin yeniden yükselişe geçtiği 80’li yılların sonundan itibaren ilk Türkçe sözlü rock yapan grubun Bulutsuzluk Özlemi olduğunun vurgulandığı buluşmada Erkin Koray, Moğollar, Cem Karaca ve Barış Manço gibi geçmişin kült isimlerinden beslenen yeni dönem Türkçe rock’ta kimlerin nasıl bir yerde durduğu, “Türkçe rock” diye birşeyden söz edilip edilemediği konularına değinilirken 90’lı yıllardan bu yana geniş kitlelerce sevilmiş önemli temsilcilerinin Teoman, Şebnem Ferah, Kargo, Özlem Tekin, Mor ve Ötesi, maNga, Kurban ve Nekropsi gibi isim/grupların altı çizildi. Anadolu Pop/Rock denen oluşumdan ancak ve sadece yararlanmayı bilen ve yeni bir müzik anlayışına sahip olmayıp bu türü sadece “devam ettiren” isim/gruplar eleştiri konusu olurken, sohbetin farklı bakış açılarıyla sürmesi 2000’li yılların gruplarını daha çok değerlendirmeyi bir başka buluşmaya bıraktı. Tea&Talk buluşmalarında muhakkak değinilen “Müzik yazarlığı” konusu da bu buluşmada yine gündem maddelerinden biriydi.

Bloggerlar olarak Türk Rock Müzik Tarihi başlıklı toplantının devamının mutlaka gelmesi gerektiği konusunda ortak bir görüşe sahip olmakla beraber, yeni sezondan önceki bu son “Avea Müzik Bloggerları Fikir Takımı” toplantısının çok verimli geçtiğini söyleyebiliriz.

Olcay Tanberken (DikkatMüzik!)

Ece Dorsay 11 Haziran’da Mayotte’de

Beyoğlu’nun can damarı İstiklal caddesinin en yeni ve alternatif sahnesi Mayotte performans sahnesinde yıllardır bildiği yoldan şaşmayan kendine özgü bir kadın ozan ve şarkıcıyı konuk ediyor : “Ece Dorsay”.

2002 yılında Kum Saati adlı ilk solo albümü çıkaran Dorsay, 2010 yılında ise kendi imkanlarıyla kaydettiği Kırmızı Karanlık adlı ikinci solo albümü yayınlandı. 2009’dan beri Birgün gazetesi pazar ekine yazmakta. Aynı yıl Mor Rüya adlı şiir kitabı yayınlandı. Açık Radyo’da her Cumartesi 18:00’da Dağınık Oda adlı programına Türk indie grupları konuk almakta.

Efes One Love Fest 2011, H2000, Hayal Kahvesi, Bronx, Boğaziçi Üniversitesi gibi bir çok yerde ve festivalde tek başına ve grupla sahne alan sanatçı üzerinde çalıştığı ve geliştirdiği SOLO sahne projesinde; Telecaster elektro gitarı ve pedallarıyla, memleketten pop ve dünyadan caz şarkılarını kendine özgü alternatif yorumuyla çalıp söylüyor.