10. yıl Tarkan ile!

Bu yıl 10.cusu düzenlenecek Fanta Gençlik Festivali, 16 şehirde yine eğlence ve müzik dolu bir festivale hazırlanıyor. Etkinlik, 10. yılını Tarkan ile kutlayacak.

Önceki 9 yıl içinde 71.000 km yol yaparak, sanatçıları 3 milyona yakın gençle buluşturan Fanta Gençlik Festivali, Türkiye’nin en yaygın müzik etkinliklerinden biri olma özelliğini taşıyor. Diğer katılımcıların henüz resmi olarak açıklanmadığı festivalin Tarkan’ın katılımı ile bu yaz yoğun bir ilgi görmesi bekleniyor.

TRT: “Tarkan ücret istemedi”

Bazen, diyorum, şu “Eurovision‘a ünlü sanatçı görevlendirme” meselesini hiç başlatmasa mıydı acaba TRT? Eskiden ne güzel sessiz sedasız giderler, paşa paşa temsil ederlerdi ülkeyi. Sonuç iç açıcı da olsa hüsranla da sonuçlansa, sevinsek de üzülsek de dertsiz tasasız kendi halimizde oturup izlemez miydik şu yarışmayı? Böyle her sene bir Eurovision bombardımanına falan da tutmazdı medya bizi. Hemen her gün alakalı alakasız bir haber çıkmaya görsün şu yarışma ile ilgili. Bu mudur yani bütün ülkenin müzik gündemi, bundan mı ibarettir? Yarışmaya gidene de yazık, -baksanıza- gitmeyene de!

Geçen hafta basında yer alan “Tarkan TRT’nin Eurovision teklifine 5 Milyon dolar istemiş” konu başlıklı haberlere bugün TRT’den yazılı açıklama geldi. İşte o açıklama:

“Bazı basın yayın organlarından yayınlanan “Tarkan Eurovizyon için TRT’den 5 milyon dolar istedi” başlıklı haberler gerçeği yansıtmamaktadır.

Ünlü sanatçı Tarkan Tevetoğlu’nun TRT’den herhangi bir para isteği asla olmamıştır. Tarkan Tevetoğlu, TRT’den para istemek bir yana TRT’nin iki farklı programında (23 Nisan Şenlikleri ve TRT-AVAZ açılışı) ücretsiz sahneye çıkmıştır.

Tarkan Tevetoğlu’na TRT’den Eurovizyon için geçmiş yıllarda teklif gitmiştir ancak kendisi “genç sanatçıların önünün açılması için” teklifi kabul etmemiş; herhangi bir ücret gündeme bile gelmemiştir.”

2010’un satış rekoru Tarkan’da!

MÜYAP, 2010 yılı albüm satış rakamlarını açıkladı. Tarkan, Adını Kalbime Yaz adlı albümü ile yıllar sonra yeniden zirveye otururken, Sertab Erener’in Rengarenk albümü ve Işın Karaca’nın Arabesque albümleri listenin ilk 10’unda yer aldı.  Sıla’nın 2010’un son zamanlarında yayınlanan albümü ise bir rekor kırarak kısa zamanda en çok satanlar listesine girmeyi başardı. İşte 2010 Yılının en çok satan on albümü :

1 – Tarkan – Adını Kalbime Yaz 355.000

2 – Serdar Ortaç – Kara Kedi 178.000

3 – Sertab Erener – Rengarenk 135.000

4- Ferhat Göçer – Biz Aşkımıza Bakalım 132.000

5 – İbrahim Tatlıses – Hani Gelecektin 115.000

6 – Işın Karaca – Arabesque 113.000

7 – Mustafa Ceceli – Albüm+Remixes 102.000

8 – Demet Akalın – Zirve 100.000

9 – Sıla – Konuşmadığımız Şeyler Var 90.000

10- Emre Aydın – Kağıt Evler 65.000

ENBE Orkestrası’na devlerin desteği

Ve ENBE Orkestrası, bir süredir merakla beklenen yeni albümünü görücüye çıkardı. Söz, müzik ve yorumları ile Ajda Pekkan, Sezen Aksu ve Tarkan gibi Türk popunun önemli isimlerini “Kalbim” adıyla aynı albümde buluşturan projede ENBE Orkestrası, yeni şarkıların yanı sıra “Si Tu Savais Combien Je Taime” ve “Rain” gibi klasiklerle de karşımıza çıkıyor. Albümün kuşkusuz en çok ses getirecek şarkılarından biri Sezen Aksu imzası ile Tarkan’dan geliyor: “Herşeye Rağmen”. Tarkan bu şarkısı ile dinleyiciyi adeta 90’lara uzanan özlem dolu bir yolculuğa çıkarırken Ajda Pekkan’ın genç yetenek Eren Sandal ile birlikte seslendirdiği “Sev Beni” şarkısı da ilgi çekici. 90’lı yıllarda yayınladığı 2 albümden sonra solo çalışmalarına ara veren ve bir süredir ENBE Orkestrası ile çalışan Türk popunun özlenen sesi Ayşen de seveleri ile bu albümde “Korkak Kız” adlı şarkı ile hasret gideriyor. Mustafa Ceceli ve Ziynet Sali‘nin de yer aldığı ENBE Orkestrası’nın bu projesinin özetle  önceki albümleri gibi sevileceğini düşünüyoruz. (Dikkat Müzik!)

Tarkan – Herşeye Rağmen
http://www.youtube.com/watch?v=q9t7z60sLC0

TRT: “Anketleri dikkate alıyoruz”

TRT’nin 2003 yılında Sertab Erener ile başlattığı Eurovision’a popüler ve ünlü bir sanatçı ya da grup gönderme kararı, her yıl olduğu gibi bu yıl da Ekim ayında “Eurovision’a acaba kim gidecek” tartışmalarını sürdürüyor. Son günlerde Atiye ve Ayna grubu ile ilgili haberler ise kafaları karıştırıyor, çünkü TRT’nin Atiye‘yi devre dışı bıraktığı dedikodularının yanısıra Ayna grubuna da göz kırptığı söylentiler arasında. Son yapılan internet anketlerinde ise Atiye isminin öne çıkması ve Atiye‘nin de bunu fırsat bilerek Pr çalışmalarını hızlandırması ise dikkat çekici. Geçtiğimiz haftalarda Atiye‘nin babasının hükümete olan yakınlığının konu edildiği haberler medyada yer almış ve babası bu konuda bir açıklama yapmıştı. Atiye ekibinin ise anket sonuçları üzerinden giderek TRT’yi etkilemeye çalıştığı gözlemleniyor. Bakalım Almanya doğumlu olan Atiye, bu yıl Almanya’da ülkemizi temsil eden isim olabilecek mi?

Bu yıl Hande Yener, Atiye, Hayko Cepkin ve Gripin’in talip olduklarını açıkladıkları Eurovision Şarkı Yarışması adaylığı için yapılan anketlerde Atiye önde gidiyor. Türkiye’nin en çok izlenen müzik kanallarından Kral TV’nin yaptığı Eurovision anketinde Atiye birinci, Tarkan ikinci, Emre Aydın üçüncü, Hande Yener dördüncü ve Hayko Cepkin ise 5. oldu.

Bu yıl mayıs ayında Almanya’da yapılacak olan yarışma için TRT’nin henüz bir aday belirlemediğini belirten TRT Müzik Koordinatörü Necati Göksel, “Eurovision temsilcimiz iki aya kadar belli olacak” dedi. Görsel unsurların yanı sıra şarkıyı söyleyenin sempatisinin de çok önemli olduğunu dile getiren Göksel, bu sene yarışacak şarkıda Türk müziğinin ön plana çıkarılacağını belirtti. Eurovision’a gönderilecek kişinin, TRT Müzik Dairesi Başkanı ve TRT Müzik gibi birimlerin içinde oluşturulan komisyon tarafından belirlendiğini söyleyen Göksel, “Bu komisyon yapılan anketleri dikkate alıyor” diye konuştu.

Tarkan’ın İkizdere sevinci

Megastar Tarkan’ın memleketi Rize’deki İkizdere Vadisi’nin SİT alanı olarak ilan edilmesine ve burada hidroelektrik santrali kurulmayacağına çok sevindiğini açıklaması benden de tüm dinleyenleri gibi alkış aldı. Bu habere doğrusu çok sevindim, çünkü Tarkan şarkıları kadar doğa, tarih ve hayvan sevgisi ve duyarlılığı ile de farkını bir kez daha konuşturdu.

Kültür ve Tabiat Varlıkları’nı Koruma Kurulu’nun Rize’nin İkizdere Vadisi’ni DoğalSİT alanı ilan etmesine, en çok Megastar Tarkan sevindi. İkizdere, Anzer ve Ovit yöresinde yapılması planlanan 22 Hidroelektrik Santral’ın (HES) rafa kalkması üzerine Tarkan, twitter’ına şöyle yazdı: “Türkiye’de HES’lere karşı mücadeleninbaşlangıç noktalarından biri olan İkizdere Vadisi’nin çok sayıda insanın emeğiylekoruma alanı ilan edilmesi beni de çok mutlu etti. Dilerim ki bu bölgenin, korumaya alınması diğer yerler için de örnek olur.”

Zirveyi paylaşıyorlar

Nielsen Music Control adlı internet sitesinin yaptığı araştırma, son haftalarda radyolarda en çok dinlenen parçalar arasında Tarkan ve Sertab Erener’in rekabetini ortaya koydu.Üç yıl aradan sonra çıkardığı ‘Adımı Kalbine Yaz’ adlı çalışmayı hayranlarıyla buluşturan Tarkan, albüme ismini veren parçayla yıllar sonra yeniden yaza damgasını vurmayı başarmıştı. ‘Adımı Kalbine Yaz’ isimli parça hem radyolarda hem de sanal ortamda en çok dinlenen şarkılar arasında yer aldı. Yaz aylarında albüm çıkartan bir diğer şarkıcı Sertab Erener de sanal ortam ve radyolarda en çok dinlenen şarkıcılardan biri oldu. ‘Rengarenk’ isimli albümüyle dikkat çeken Erener’in aynı adı taşıyan şarkısı da hem sanal ortamda hem de radyolarda en çok dinlenen parçalar arasında. Nielsen Music Control adlı internet sitesinin yaptığı araştırmaya göre son haftalarda radyolarda en çok dinlenen parçalar arasında Tarkan ve Sertab Erener’in rekabeti göze çarptı. Listeye göre Sertab Erener’in ‘Rengarenk’ adlı şarkısını, Tarkan’ın ‘Adımı Kalbine Yaz’ı takip ediyor.

Sezen de Allianoi destekçisi çıktı!

Referandum öncesinde açıkladığı Evet oyu ile gündem maddelerinden biri olan ve bazı sevenlerinin eleştiri oklarından nasibini alan Sezen Aksu’nun da Tarkan gibi Allianoi’ye sahip çıktığı, 2008’de yazdığı bir yazı ile ortaya çıktı. Doğa Derneği, resmi Facebook sayfasında Sezen Aksu’nun 2008 yılında Allianoi’nin yok olmasına karşı yazdığı yazıyı yayınladı. İşte ilgili haber:

Tarkan’ın Allianoi’yi sular altında bırakacak baraj projesine karşı kampanyada yer alıp, açıklamalar yapmasına Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun tepki göstermesi, geçen haftanın en çok konuşulan konusu olmuştu. Eroğlu’nun Tarkan’a sadece şarkı söyleme tavsiyesinde bulunmasından sonra Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Tarkan’ın konserine giderek sanatçıya sahip çıkmış, destek vermişti. Tarkan’ın tepki görmesine neden olan Allianoi eylemlerine Sezen Aksu’nun da katıldığı ortaya çıktı. Doğa Derneği, resmi Facebook sayfasında Sezen Aksu’nun 2008 yılında Allianoi’nin yok olmasına karşı yazdığı yazıyı yayınladı. Sezen Aksu, Facebook sayfasında tepkisini aşağıdaki sözlerle dile getirdi:

“İZMİRLİYİM HASANKEYF’TE DOĞDUM”
“(…) Bu bölgede dünyanın en büyük ve en sağlam şekilde direnebilmiş, içinde hâlâ sıcak suyu bulunan Roma Ilıcası da bulunuyor. Ve şimdi bu kent ve çevresi ekonomik yararları için gerekli görülen bir baraj inşası tehlikesinin eşiğinde. Üstelik Allianoi ve çevre zenginliğini barındıran vadinin yayvan yapısı, ısrarla ‘gerekli görülen’ bu barajın geniş ve büyük bir baraj olmasını gerektiriyor ki bu da tarihi mirasa ve doğaya verilecek tahribatın büyüklüğünün göstergesi.” Hasankeyf için kampanya başlatan Doğa Derneği, Sezen Aksu’lu ilanı da, geçtiğimiz hafta gazetelerde yayınlandı. İlanda Aksu’nun ‘İzmirliyim, Hasankeyf’te doğdum” sözleriyle birlikte fotoğrafı yayınlandı. Aksu, ilanda ‘Medeniyetin başladığı yer’ dediği Hasankeyf’in yok olmaması için imza kampanyası çağrısında bulundu.

Günay Tarkan’ı kutladı

Çevre Bakanı Veysel Eroğlu’nun su altında kalacak Allianoi antik kentiyle ilgili açıklamaları nedeniyle “Burnunu sokmasın” dediği Tarkan’a Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’dan destek geldi. Günay, “Tarkan’ı kutluyorum” dedi ve bizim de içimize doğrusu su serpti. Hükümette sağduyulu birileri de varmış demek ki!

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kültür Bakanı Ertuğrul Günay‘a Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu‘nun ‘Alliaoni diye bir yer yoktur. Söz konusu bölgeyi bazı bilim adamı diye geçinenler, meşhur olmak için uydurmuştur” sözleri hatırlatıldı. Bakan Günay, bunun üzerine ”Sayın Bakan, amacını aşan bir şekilde düşüncelerini beyan etmiştir” diye konuştu.

Ertuğrul Günay, ”Sanatçı arkadaşlarımızın, aydınlarımızın duyarlılık göstermesi bizi tedirgin etmez. Aksine sevindirir. Aydınlar, sanatçılar bu topluma sahip çıkmazsa, bu toplumu kim aydınlatabilir? Ben bu duyarlılıkların artarak sürmesini temenni ediyorum” dedi.

Yortanlı Barajı’nın durumunun biraz özel ve karmaşık olduğunu anlatan Günay, barajın ihalesinin 1990’lı yılların başında yapıldığını ve inşaatının başladığını vurguladı. Kazılarda oranın eski bir Roma hamamı ve su merkezi olduğunun ortaya çıktığını belirten Günay, şöyle konuştu:

”Bizim bütün arayışımız, halkın ihtiyacı olan barajı, çevredeki halkın istediği hale getirebilmek, bir yandan da tarihsel kalıntıları geleceğe taşıyabilmektir. Bütün derdimiz, baraj su tutacaksa tarihi kalıntıları yok etmeden bulmaya çalışmaktır. Doğayı tahrip eden duyarsız anlayışla katiyen gelişme olamaz. Türkiye’nin turizminde inanılmaz başarı görüyoruz. Ancak doğaya sahip çıktığımız ölçüde gelişme yaşanacaktır. Kalkınma da çevre ve doğaya sahip çıktığımız sürece sürekli olacaktır.”

UNESCO’YA TEŞEKKÜR EDERİZ
Kültür ve Turizm Bakanı Günay, bir gazetecinin ”UNESCO, İstanbul’u Haliç’teki metro geçiş köprüsünün İstanbul’un siluetini bozduğu yönünde uyardı. Bu konudaki görüşünüz nedir?” sorusunu ise şöyle yanıtladı: ”İstanbul’un siluetini bozmak kimsenin hakkı değildir. UNESCO, bu uyarıyı yapmadan da biz bu güzellikleri koruyorduk. Türkiye’nin uyarı almaksızın tarihine, mimarisine hiçbir kültür ve uygarlık ayrımı yapmadan topraklarında ne varsa sahip çıkması gerekir. UNESCO’dan önce de biz bunu ifade ediyorduk. Kendilerine teşekkür ediyoruz. Biz üzerimize düşeni başkaları uyarmadan da yapmaya çalışıyoruz.”

Tarihe nezaket lütfen! / Tarkan’ın duyarlılığına Bakan’ın çirkin yanıtı >>

Tarihe nezaket lütfen!

Şaka mı bu? Tarihe ve kültürel miraslara bu kadar saygısızca yaklaşan başka bir ülke daha var mı, bilen beri gelsin lütfen. Tarkan bu! Her yaptığı, her söylediği olay olan yılları belki biraz geride bıraktı bırakmasına ama sanatçılığının yanında o da bu ülkenin bir vatandaşı değil mi? Doğaya, tarihe ve bunların korunmasına da son derece duyarlı bir vatandaş olarak beyan ettiği ve gayet de haklı olduğu açıklaması birilerini fena halde kızdırmışa benziyor. Çok yakında baraj suları altında kalacak olan antik sağlık merkezi Allianoi’yle ilgili olarak geçtiğimiz hafta Facebook sayfasında yayınladığı cümleleri ve akabinde kendi objektifinden yayınladığı fotoğrafları, fitili ateşledi bile:

“Doğa Derneği ile birlikte gittiğimiz gezilerimizin ilk durağı olan Allianoi’yi ilk gördüğümde çok heyecanlandım ve etkilendim. Hatta “Uyan” adlı şarkımı yazmama ilham kaynağı olan yer Allianoi’dir. Allianoi’nin tarihin günümüze kadar ulaşmış dünyada sayılı olan en güzel şifa kaynaklarından biri olduğunu fark ettim ve buranın korunarak, bütün Dünyaya tanıtılması gerektiğine inandım. Ama ne yazık ki bugün Allianoi’nin kumla kaplanması ve baraj suları altında bırakılması için çalışmaların başlatıldığını öğrendim. Allianoi’nin korunması gerektiğine dair alınan hukuk kararının uygulanmıyor olmasına çok üzüldüm.”

Çevre(!!!) Bakanı Veysel Eroğlu, Tarkan’ın bu açıklamalarına verdiği ilginç ve şaşırtıcı yanıtıyla yalnızca Allianoi’yi korumak için canla başla çalışan çevrecileri değil, vatandaşların da büyük tepkisini çekti. Burada bu uzun ama pek değersiz satırları sizlerle paylaşarak vaktinizi çaldığımızın farkındayız ama, bu kadar tepki çeken açıklamayı bir bakan nasıl yapar diye okumadan da geçmemek lazım diye düşünüyoruz :

“Sanatçı arkadaş sanatıyla ilgilensin, herkesin bir ihtisası vardır. Herkes bilmediği bir konuya burnunu sokarsa çok yanlış olur. Ben şimdi kalkıp da onun sanatıyla alakalı bir şey söylesem ne derece yanlış olursa, onun da bir baraj ya da tarihi eserin korunmasıyla ilgili söyleyeceği şey fevkalade yanlıştır. Bunlar doğru değil. Dünyanın hiçbir yerinde de yoktur. Bilimadamları karar verir ne yapılacağına, ona göre yapılır.

Bu Yortanlı polemik mevzu oldu. Buna ilk defa orada kazı yapan kişiler sebep oldu. Kazılara devam etmek istediler. Yıllarca DSİ’den yüklü miktarda kazı paraları aldılar. Yaklaşık 4.5-5 milyon lira kazılar için para ödedik. Ayrıca ayni yardımlarla destekte bulunduk. Bugünün parasıyla 7 milyon lira kazı ve çıkartılan eserlerin Bergama Müzesine taşınması için masraf yaptık. Bunu tamamen Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Bergama Müze Müdürlüğünün denetimi altında yaptık.

Orası ‘Allianoi’ değil. ‘Allianoi’ diye bir yer o kişinin uydurduğu bir kelimedir. Bunu ben ispat ettim. Bunu çok net söylüyorum. Bununla ilgili TRT’yi yanıltmışlar, bir tarihte belgesel diye hazırlamışlar. Belgesel olduğuna göre belgesini gönderin dedim. Böyle bir tarihi kayıt gösteremediler. Genel müdürken TRT’ye sert bir yazı yazdım. Neticede kendim baktım.

Orada Paşa Ilıcası adıyla bilinen Türkiye’nin her tarafında olan bir ılıca, kaplıca var. Geçmiş dönemde eski bir valimizin zamanında restore edilmiş. Beton duvarlar var. Mermerler konmuş. Sadece Peri Kızı adı verilen bir eser çıktı, Bergama Müzesi’ne kondu. Her tarafta olan mozaikler var. Çatı uydurma bir malzemeyle yapılmış. Çıkan bir tek sütun var, Peri Kızı var. Sütunlar korunacak.  Üniversiteyle bilim adamlarıyla görüştük, koruma kurulları vesaire. Ne istiyorsunuz dedik. Burası zaten kullanıma kapalıydı. Onların istediği şekilde koruyacak tedbirler alıyoruz, örtüyoruz. İstenildiği zaman, gelecekte tekrar açılır kullanılır. Tarihi eserlere bir şey yaptığımız yok. Oraya biz 60 milyon lira para harcadık. Bir takım cahil insanlar yüzünden, bazı art niyetli kişiler yüzünden orada su tutulamadı çiftçiler mağdur oldu. 2 senedir bekliyor, neticede artık tahammülümüz de yoktur. Bu tamamen Paşa Ilıcası adıyla bilinen ve zaman içinde tadilatı yapılmış olan bir kaplıcadır. Allianoi diye bir şey yoktur. O kişinin uydurduğu bir şeydir.”

DikkatMüzik! olarak Tarkan‘ı duyarlılığından ötürü kutluyoruz. Tüm müzik dünyasının, tüm sanat camiasının, hayatını yalnızca kültüre ve sanata adayanların değil, bu ülkede yaşayan, bu toprakların tüm kültürel miraslarının gelecek nesillere aktarılmasını ve kaybolmamasını isteyen her bireyin Allianoi’nin yaşamasına destek vermesini diliyoruz. Her fırsatta çevreci ve hümanist olduğunu dile getiren Başbakan ve Cumhurbaşkanının Allianoi’nin sulara gömülmesine göz yumup yummayacaklarını da büyük bir merakla beklemekteyiz doğrusu.

Can Dündar‘ın konu ile ilgili Milliyet’teki yazısı: http://www.milliyet.com.tr/allianoi-gomulmesin-/can-dundar/guncel/yazardetay/31.08.2010/1283019/default.htm

*Allianoi:

Bergama’nın kuzeydoğusunda, Paşalı-Ilıcası Mevkii’nde yer alıyor. İnsanlık tarihinin ilk planlı sağlık merkezi olduğu ortaya çıkarılan ve  içinde çeşmeler, hamamlar, yollar, köprüler, caddeler ve kiliseler bulunan antik kent Allianoi, 1998 yılında yeniden keşfedildi ve 2001 yılında 1. Derecede Arkeolojik Sit Alanı ilan edildi. 9 yıllık çalışmayla antik kentin ancak yüzde 20’si ortaya çıkarılabildi.

Allianoi antik kentinde Devlet Su İşleri (DSİ) geçtiğimiz hafta çalışmalara başlarken antik kentin çok yakında kumdan bir muhafaza altında suya gömülmesi, karara bağlandı.

Nazan Öncel’den Uygurca sürprizi

Bugün e-postama Nazan Öncel’in müzik şirketinden güzel bir haber düştü.

Nazan Öncel‘in “Nereye Böyle” şarkısını Uygur Türk’lerinden olan genç yorumcu Dilara Uygurca olarak yorumlamış. Söz ve müziği Öncel’e, düzenlemesi Janti’ye ait olan şarkıyı biliyorsunuz daha önce Tarkan-Nazan Öncel düeti olarak dinlemiş ve çok sevmiştik. Türki Cumhuriyetlerde Nazan Öncel şarkılarının sevildiğini duymuştum, kimbilir belki daha birçok Nazan Öncel şarkısını daha farklı dillerde duyabiliriz ileride…

Şarkıyı, sanatçının resmi sitesi www.nazanoncel.net adresinde “Destek olduğu albümler” bölümünde dinleyebilirsiniz.

Son olarak Tuttum Bırakmam single’ı ile kulaklarımızda olan Nazan Öncel’in yepyeni şarkılarını ise sonbaharda DMC etiketiyle yayınlanacak yeni albümünde duyabileceğiz. Son albümü Hatırına Sustum dahil tüm albümlerine bayılmış biri olarak bu albümünü de heyecanla bekliyorum gerçekten:)

(Bu arada Öncel de Twitter’a katılan ünlülerden oldu. Kendisini www.twitter.com/nazan_oncel adresinden takip edebilirsiniz.)

Aşkın Nur Yengi vs. Petek Dinçöz

Siz hiç,

Tarkan‘ın “Sen Başkasın” şarkısının Levent Yüksel yorumunu,

Sertab Erener‘in “Söz Bitti”sinin Tarkan versiyonunu,

ya da Eurovision birincimiz “Everyway that I can”in Işın Karaca versiyonunu duymuş muydunuz?

Ben duydum. Yıllar önceydi tabii..

(Kimbilir bir gün birileri onları da piyasaya sürer de ben ve benim gibi bu kayıtların piyasaya sürülmesini mutluluk olarak gören arşiv manyakları bayram eder!)

Türk popu aynı şarkıyı farklı yorumculardan dinlemeye çok alışık.

Bugün birçok kişi Ajda şarkıları okumak için birbirleriyle yarışıyor yarışmasına ama Ajda Pekkan‘ın kendisi bile müziğe ilk başladığı 60’larda daha önce başkalarınca yorumlanan Türkçe şarkıları bir kez daha söylemişti (Ama biz onu başkalarının Türkçe şarkıları ile değil, başka yabancı şarkılara yazılan Türkçe sözlü kendi şarkıları ile sevdik:). Ya da o kadar geriye gitmeye gerek yok, hala dünmüş gibi hatırladığımız 90’lar bile neredeyse yeniden keşfedilip tekrar tekrar söylenmiyor mu bugün?. “Cover” kavramı Türk popunun öyle pek de uzak olmadığı bir şey, özetle. Ancak daha ortaya ilk söyleyeni bile çıkmamış bir şarkının aynı anda 2 farklı yorumunun çıkacak olma ihtimali, biraz kulakları dikleştirip, nasıl yani dedirtiyor insana, değil mi?:) (Aslına bakacak olursak Gülşen‘in “resmi” olarak yayınlanan korsan albümünün (Gül-she-n) piyasaya sürüldüğü bir Türk popunda olan bitenlere pek de şaşırmamayı öğrenmemiz gerekiyor galiba. Ya da Ajda’nın Sevdim Seni albümü gibi, bir önceki albüme beğenmeyip koymadıklarınız bir de bakmışsınız piyasada! Türk popu bu, olmaz olmaz deme!)

Müzik dünyası birkaç gündür Aşkın Nur Yengi‘nin yakında çıkaracağı yeni albümündeki bir şarkıyı konuşuyor. Bestesi Serkan İzzet Özdoğan‘a, sözü Günay Çoban‘a ait ‘Yalnızın Biriyim’ adlı şarkıyı, anlaşılan o ki Aşkın Nur Yengi’den önce Petek Dinçöz satın almış! Satın almış almasına ama albüm öncesinde yayınladığı single’a bu şarkıyı koymayınca besteci ve söz yazarı şarkının parasını iade etmeyi teklif ederek geri almak istemişler ama Dinçöz kabul etmemiş ve yerine başka şarkı istemiş. Öte yandan bazı kaynaklar, Dinçöz’ün şarkının bu son tartışmalar ile öne çıkmasından ötürü albüm repertuarına yeniden koymak istediğini söylüyor. Olan bitenden tamamen habersiz olan Aşkın Nur Yengi ise şarkıyı çoktan okumuş, repertuarına koymuş. İşler de bu noktada sarpa sarıyor ve olan biteni hayretle izleyen biz tüm seyirciler de şarkının yaratıcılarına çeviriyoruz kafalarımızı hemen tabii! Tam komedi!:)

Hangi yorumcunun şarkıyı daha iyi okuyacağını elbette tartışmayacağımızı söyleyerek konu ile ilgili tarafların görüşlerine bakalım:

Uçankuş’un haberine göre, Petek Dinçöz, bu şarkıyı 11.11.2009 tarihinde tüm haklarıyla birlikte besteci ve söz yazarından satın aldı. Makbuz karşılığı ödemeleri yapıp, muvafakatnameleri de alan Dinçöz, o arada çıkardığı single’dan sonra başladığı albüm repertuarına da bu şarkıyı koydu. Ancak olay geçtiğimiz hafta başka bir boyut kazandı. Aşkın Nur Yengi, Petek Dinçöz’e satılmış olan bu şarkıyı stüdyoya girip okudu, fakat olay ortaya çıktı.

Aşkın Nur Yengi’nin menajeri Lisa Tuna, “İnanın biz şarkının Petek Dinçöz’e ait olduğunu bilmiyorduk. Sonradan öğrendik. Ancak stüdyoya girip okumuştuk bile… Resmen kandırıldık. Ama yapacak bir şey yok. Çok masraf yaptık. Aşkın parasını bile kendi ödedi. Artık çıkaracağız, Hüseyin Emre de dağıtacak” dedi. Bu gelişme üzerine Hüseyin Emre, “Çok geç de olsa durumdan haberim oldu. Ben yıllardır böyle bir lekeyi üzerime sürdürmedim. Ben kendime çalma, çırpma gibi bir leke kondurtmam. Lisa ve Aşkın’a da söyledim. Şayet Petek hanımdan izin yazısı almasanız ben dağıtmam diye… Artık kendileri bilir… Ben böyle bir şeyin altına imza atmam… Onlar atarsa bilemem” dedi.

Gelelim Petek Dinçöz tarafına. Dinçöz’ün menajeri Tülay Kırdemir: “Biz şaşkınız. Albüm hazırlığındayken bu durumu öğrendik. Petek hanım inanamadı. Hele hele Aşkın Nur Yengi’nin böyle bir şey yapmasına çok şaşırdığını söyledi. Ama yine de beklemedeyiz. Kendilerini böyle bir duruma düşüreceklerine inanmak istemiyoruz. Gelişmeleri takip edelim, sonra konuşalım. Bu arada tüm belgeleri hemen size gönderebiliriz. Şahsen ben, onların yanlış bilgilendirme kurbanı olduklarını düşünüyorum. İnşallah gerçekten de kandırıldıklarını anlayıp, hatadan dönerler” dedi.

Bakalım ilerleyen günler ne gösterecek.