Yalova Müzik Festivali 2-5 Ağustos tarihlerinde

Yalova Müzik Festivali 2-5 Ağustos tarihlerinde arasında Yalova sahilinde ‘Yalova TatilPark’ta gerçekleşecek. Türk rock ve alternatif müziğin en iyilerini bir araya getiren festival organizasyonunda 30’a yakın performans ve eğlenceli etkinlikler gençlerle buluşuyor. İstanbul’a sadece 1 saat uzaklıkta şehrin karmaşasından uzaklaşarak, denizin ve ormanın birbirini kucakladığı Yalova’nın en güzel sahilinde gerçekleşecek müzik festivalinde sahne alacakların arasında milyonların sevgilisi olan Şebnem Ferah, Bülent Ortaçgil, Teoman, Kurtalan Ekspres, Haluk Levent, Manuş Baba, Aylin Aslım, Can Gox, Ceylan Ertem, Redd ve İstanbul Arabesque Project gibi isimler yer alıyor. Festival hakkında bilgi sahibi olmak isteyen müzikseverler için adres: http://www.yalovamuzikfestivali.com/
.
Biletlerin Biletix’ten temin edilebileceği festivalin programı şöyle:

2 Ağustos
Açılış Partisi

2 Ağustos
Cümbüş Cemaat
Dj Duygu Çiftçioğlu
Dj Ozzy
Selçuk Balcı
Kurtalan Ekspres

3 Ağustos
Haluk Levent
Manuş Baba
Aylin Aslım
Gazapizm
Can Gox
İstanbul Arabesque Project
Keti
Dejavu Fead ve Derdiyok Ali
Fezadan
Yaşlı Amca
Mert Erşahin

4 Ağustos
Şebnem Ferah
Bülent Ortaçgil
Redd
Melek Mosso
Murat İlkan&Metin Türkcan
Timsahın Gözyaşları
Necati ve Saykolar
Vera
Naz Ölçal
Barlas Tan Özemek

5 Ağustos
Teoman
Ceylan Ertem
Adamlar
Ahmet Aslan
Sena Şener
Emir Can İğrek
Sözeri
Teneke Trampet
Can Kazaz
Can Oflaz

Röportaj: REDD

kapakkk
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, bazı sanatçı ya da gruplar şarap gibidir. Yıllandıkça daha da çok güzelleşir, kıymetleri geç anlaşır ama onların nehirlerindeki sularda yıkanınca vazgeçilmez olur o su sizin için…
Redd grubu da benim için aynen bu böyle… Kendilerine bu güzel albüm için şahsım adına tek tek teşekkür ederim. Yıllardır keyifle dinlediğim, saygı duyduğum ve elimden geldiğince her konserine gitmeye çalışıtğım bir grup Redd… İlk albümleri çıktığı zaman 19 yaşındaydım şimdi üzerinden 11 yıl geçti ve neredeyse onlarla beraber büyüdüm. Yeri geldi onların şarkılarında ağladım, yeri geldi içtim içtim şarkılar eşliğinde küfürler ettim.
Ama en önemlisi içimden geldiği gibi hissedip, konuşup, onların şarkılarında özümü aradım… Redd’e ve Turhan Ulgur’a bu keyifli röportaj için teşekkür ederim.
Artık keyifli röportajımıza geçelim :)

İrem Ezgimen: Albüm ” Mükemmel Boşluk” adını nasıl aldı?

Redd: Aslında”Mükemmel Boşluk” kendimize etrafımızdaki git gide daralan çemberin dışında negatif duygu ve düşüncelerden, olaylardan uzakta yarattığımız korunaklı bir alan gibi. Herkesin kendine has bir kaçış noktası vardır. Bu albüm de bizim bazı şeyleri duraklatma halimiz diyebiliriz. Tabii birşeyleri duraklatırken aynı zamanda başka şeyleri başlatmış oluyorsunuz aslında.

İrem Ezgimen: “Mükemmel Boşluk” albümünüzü dinlerken, albümde sizleri müzikal açıdan daha özgür ve sanki “işte yıllardır yüreğimizde sakladığımız bu!”  demiş gibi buldum. Sanki daha fazla özgür hale gelmişsiniz ve şahsi fikrim dünya standartlarında bir albüm olmuş. Müzikalitenin bu şekilde değişimine nasıl karar verdiniz?

Redd: Esasen bu kararı “Hayat Kaçık Bir Uykudur“da vermiştik. Birçok dinleyici de o albümde bu gidişi hissetmişti zaten. Fakat büyük adımlar atmak her zaman çok kolay olmuyor. Tam anlamıyla hazır olabilmek gerekiyor. Ama biz o zaman bu hazırlıksızlığın da farkındaydık. Bu yüzden “Hayat Kaçık Bir Uykudur” u bir geçiş albümü olarak tanımlamıştık. “Mükemmel Boşluk“u yaparken artık gerçekten ne istediğimizi çok iyi biliyorduk. Birbirimizi çok iyi dinledik bu süreçte. Sırası gelen ortada dikilmiş taşları yıkıp yeniden dikmek yerine üzerine yeni taşlar koymaya çalıştı ya da pas geçmesini bildi. Şimdiye kadar ki en iyi kollektif çalışmamız diyebiliriz. Dinlemek istediğimiz, dinlemeyi sevdiğimiz müziği yaptık.

OLYMPUS DIGITAL CAMERA

İrem Ezgimen: 11 yıl 7 albüm… Her albüm içinde olduğu gibi bu albümdeki şarkı sözleri de gerçekten harika! Bu sefer yüreğinizle bir hesaplaşma içindesiniz. Sanki sahte yaşanan günümüzün aşkları, aslında herşeyin yalnızlıktan ve güvensizlikten olması ve sevgisizliği olduğu gibi anlatmışsınız… Bu albüm içerisinde yüreğin sesine kulak verilmiş. Peki bu kalbe dönüşe nasıl karar verildi?

Redd: Bu albümdeki sözlerin diğerlerinden farklı algılanmasının temel sebebi yaşanmış olmaları. Bizim tarafımızdan, dinleyen tarafından ya da diğer 3. şahıslar tarafından. Herkesin hayatının bir döneminde yaşadığı veya yaşayacağı şeyleri anlatıyor aslında “Mükemmel Boşluk“. Anlatım dili oldukça net ama aynı oranda şiirsel de. Duyulduğunda yormuyor kimseyi. İnsanlar bazen anlayamadıkları ya da içerisinde kayboldukları sözler duyduklarında uzaklaşmaya başlıyorlar. Bu albüm tam tersine dinleyeni daha da içerisine çekiyor.

İrem Ezgimen: En çok merak ettiğim konu ” Doğan Duru bu kadar etkili söz yazmayı nasıl başarıyor?” :) Gerçekten eski albümlerden günümüze doğru gelip baktığım zaman hepimizin hayatında “Iskalamadan” marş haline gelmiş şarkılarınız var. (Nefes, Prensesin Uykusu, Her Neyse ama benim için en özelleri “Plasik Çiçekler ve Böcek” ve tabii ki “Yaşandım Daha Çok” :) ) Gerçekten nasıl bu kadar güzel yazabiliyorsunuz?

Redd: Beslenmek, biriktirmek ve dönüştürebilmek sanat için çok önemli üç unsur. Bunların hepsi kişiden kişiye değişebilen şeyler. Her üretenin kendine has yolları vardır birşeyler ortaya koyabilmek için. Bu yöntemler bir formüle dönüştürülebilen şeyler değil elbette. İnsanın kendisini tanımasıyla ilgili biraz da.

İrem Ezgimen: “Mükemmel Boşluk” albümünüzü diğer albümlerden ayıran detayları dinleyecilerinize anlatabilir misin?

Redd: Belli başlı şeylerin önderlik ettiği bir albüm değil mesela “Mükemmel Boşluk“. Her unsur yeri geldiğinde gerektiği kadar kendisini gösteriyor. Hiçbiri bir diğerini ezmiyor. Egolar barındırmıyor içerisinde. Dolup taşan bir yapısı yok. Katman katman görebiliyorsunuz her şeyi. Birçok melodinin beraberce oluşturduğu bir armonisi var mesela. Solo halinde duyulan bir şey yok. Her şey en masif haliyle dinleyicinin karşısında.

İrem Ezgimen: Geldiğim konserinizde görmediğim radyo programcılarının “Aşk Virüs” şarkısı ve “Mükemmel Boşluk” albümü ile yeniden bir uyanışı oldu diyebilir miyiz?

Redd: Her ne kadar uzun zamandır şarkı yapıyor olsak da medyanın, dinleyicinin ya da herhangi birisinin  nasıl ne şekilde reaksiyon vereceği özellikle de Türkiye gibi bir ülkede çok net bir şekilde kestirebileceğimiz birşey değil. Bunun yanında kaldı ki biz hiçbir zaman üretirken bir takım hesaplar peşinde olmadık, olmayız da. Dolayısı ile de kim prensesin uykusunda kim hala akvaryumunda bizi çok ilgilendirmiyor. Bizim sorumluluğumuz kendimizi tekrar etmeden, dünya müziğinden uzak kalmadan, özgün olabilen ve de kendi içimize sindirebildiğimiz bir yapıt ortaya koyabilmek. Gece yastığa başımızı koyduğumuzda rahat uyuyabiliyorsak mesele yok.

İrem Ezgimen: 11 yıl çok uzun bir süre ve Redd’in bu yolculukta yaşadığı değişimi nasil değerlendiriyorsunuz?

Redd: Herkesin birçok fikri veya görüşü olabilir fakat burada en önemli şey şudur ki Redd hala üretebiliyor ve standartlarını günden güne öteye taşıyabiliyor. “Mükemmel Boşluk” bunun en büyük kanıtıdır. Gerisi ise teferruattır.

İrem Ezgimen: Bilirim ki; kızdığınız ve tepki gösterdiğiniz bir müzik sektörü var ( radyolar,youtube, tv) biraz bunlarla alakalı içinizi dökmek ister misiniz?

Redd: Biz bugüne kadar birçok şey söyledik bu konuda ve hem olumlu hem olumsuz birçok eleştiri aldık. Mesela birisi “Bu sektörün içinde olan kişiler olarak nasıl kendi sektörünüzü eleştiriyorsunuz” gibisinden bir eleştiride bulunmuştu hatta. Biz eleştirmeyelim de muhtarlar mı eleştirsin gibisinden de yanıtlamıştık. Fakat artık hali hazırda eleştirenlerin dışında sadece konseri iptal olduğunda ya da herhangi bir şekilde mağdur olduğu veya zarara uğradığında konuşanların da diğerlerinin haklarını savunması gerekiyor. Mesela biz şimdiye dek gezi ile alakalı birçok organizasyonda yer aldık. Aşağı yukarı o tarz organizasyonlarda gördüğümüz isimler belli. Fakat adeta geziye tırnak içerisinde “marş yazmış” çok daha büyük kitlelere hitap eden bazı yine tırnak içinde “kahramanları” hiç görmüyoruz nedense bu organizasyonlarda.

OLYMPUS DIGITAL CAMERA

İrem Ezgimen: Türkiye’de müziğin gidişatını yorumlamanızı ve bununla beraber sizce çözümü nasıl olur yorumlar mısınız?

Redd: Bu konuda en önemli noktalardan birisi özgün ve alternatif müzikleri gün yüzüne çıkartmaktır. Yelpaze ne kadar geniş, ne kadar renkli olursa bu sektör o kadar büyük olacaktır. Aksi halde şu anda üç beş grubun dışında diğerlerinin yaptığı gibi “bu tutuyor böyle devam edelimciler” belki de onuncu kez aynı albümü çıkartmaya devam edecekler, insanlar da onuncu kez o albümü dinlemeye devam edeceklerdir. Müziğin dinleyiciyi bir yerden başka bir yere götürmek gibi bir misyonu olduğunu unutmamak gerek.

İrem Ezgimen: Özünde çok yoğun bir albüm ve bununla beraber sizleri sosyal medya aracılığı ile takip ettiğim kadarıyla herşeyi takip eden, araştıran ve neredeyse hiçbir şeyi es geçmeden yoğun duygular paylaşıyorsunuz fakat bu durum sizi zorlamıyor mu? Sizler ruhlarınızı nasıl dinlendirebiliyorsunuz?

Redd: Bu ülkede insanlar için belki de en zor şey ruhunu dinlendirebilmek. Tam anlamıyla bunu yapabildiğimizi de düşünmüyoruz aslında. Kısacık zaman dilimlerinde birçok şey olup bitiyor etrafımızda. O kısacık zaman dilimleri bazıları için hayatlarının tamamı oluveriyor hatta. Zor bir coğrafyada yaşıyoruz ve bunun götürüleri özellikle bir sanatçı için oldukça fazla. Biz de herkes kadar kendi Mükemmel Boşluğumuzu yaşamaya çalışıyoruz.

İrem Ezgimen: Konser tarihlerinizi rica edebilir miyim?

Redd: 21 Temmuz‘da Zorlu PSM Sahnesinde Skunk Anansie konserinin açılışını yapacağız. Önemli bir konser bizim için. Onun dışında ekim ayına kadar belli bir tarihimiz yok şu anda. Yeni sezona yeni bir kliple başlayacağız.

Mehmet Turgut- Gürcan Ersoy – Redd Shutter Speed Tour Final gecesi

Herkese selam;

14084_592415650770790_2129331881_n

Uzun zamandır sesim soluğum çıkmıyordu biliyorum ama sizleri unutmadım :) En son Redd konserinden sonra önce Balıkesir Üniversitesi’ne “1. Radyo İletişim Günleri” kapsamında Cenk Alptekin, Ayşe Matay ve beni misafir ettiler. Söyleşimiz bizim için ve orada bulunan tüm dinleyiciler için çok keyifli geçti.

aydilge

Balıkesir’ in ardından bir de İzmir turu yaptım ve İstanbul’a geri geldim. İyi ki durumu biraz uzatmamışım çünkü İstanbul yine zamana karşı yarıştığı için organizasyonlar tüm hızıyla devam ediyordu. Geldiğim gün Aydilge ‘nin albüm lansmanı vardı fakat son dakika haberimin olması sebebi ile ben katılamadım. Aldığım haberlere göre  “Yalnızlıkta Yaptım” albümü lansmanı çok keyifli geçmiş. Albümünün tamamını dinledim, biraz eğlenceli biraz melankolik ama tam tadında bir albüm olmuş.902322_10151597516406093_344264173_o

Gelelim konumuz “Mehmet TurgutGürcan ErsoyRedd Shutter Speed Tour Final” gecesine…

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki; bu konser turu başladığı zaman ilk aklımdan geçen “çok doğru bir ekip, bir araya gelmiş.” oldu. “Shutter Speed Tour” ilk olarak 21 Şubat’ta Çanakkale’de başladı. Ardından 22 Şubat’ta Edirne, 28 Şubat’ta Isparta, 01 Mart’ta Antalya ve 02.Mart’ta Eskişehir’de gerçekleşti.

20. Nisan 2013 cumartesi gecesi Garaj İstanbul ‘da gerçekleşen final gecesine kadar “Shutter Speed Tour” konserinin fotoğraflarını (ne kadar “ben ne zaman çektim bunları? Hatırlamıyorum” dese de :) ) ünlü fotoğrafçı Mehmet Turgut çekti. Tüm fotoğraflar çok güzeldi ellerine sağlık ama benim aklımda özellikle bir abstrack klavye fotoğrafı kaldı ki; harika bir fotoğraftı…

20.Nisan gecesi Garaj İstanbul final gecesi hazırlıkları aynı günün sabah saat 03:00 civarında başlamış ve 17:00’de hazırlıklar sona ermişti. Sevgili Cenk Kırmacı sağolsun mekan hazırlandıktan sonra saat 18:00 civarı beni mekana kabul etti. Kapıda kırmızı bir halı ve halının başlangıcının sağ yanında kocaman bir backdrop vardı. İçeri girdiğim de ilk beni karşılayan Gürcan Ersoy’un fotoğrafı oldu. Gürcan’ın fotoğrafının yanında da Redd fotoğrafı vardı. Kafamı şöyle bir tavana doğru kaldırınca Mehmet Turgut’un abstract fotoğrafları “merhaba” dediler…

23937_10151609910136171_356662900_n

Garaj İstanbul duvarında turnede çekilmiş bir çok fotoğraf yerini almıştı. Shutter Speed Finali  saat: 19:00’da sergi ve kokteylle başladı. Saat: 22:15 civarında Müjde Uzman‘ın sunumu ile Mehmet Turgut, Gürcan Ersoy ve Doğan Duru sahnedeki yerini aldı. “Shutter Speed Tour” kapsamında gittikleri şehirlerde yaşanılan keyifli anılarını dinleyenleri ile paylaştılar. Konser anılarını anlatırken bile hala kahkahalar içinde oldukları için ne kadar eğlendiklerini anlamak mümkündü. :) ( Hala aklıma geldikçe “falan filannnnn” diyip gülüyorum. :)) )

71396_10151609914721171_161892261_n

Bu keyifli sunumun ardından Gürcan Ersoy sahnedeki yerini aldı ve gece tüm hızıyla devam ediyordu. Gürcan ‘ın “Ben ve benim gibi çocukların hakkında” albümünden “Dans Et Benimle” şarkısı ile sahnedeydi. O gece sahnede albümündeki bir çok şarkıya yer verirken; bir Moğollar şarkısı olan “Issızlığın Ortasında” şarkısının coverını da o gece “ilk kez” seslendirdi. Aynı zamanda gitar çalmaya ilk adımı olan mandolin’ini eline aldı ve “Losing My Religion” ı söylerken bir de baktık ki Erdem Yener sahnede bu keyifli düetin ardından Barış Manço ‘nun “Can Bedenden Çıkmayınca” ve Nilüfer’in ” Yeniden Sev” şarkılarının coverları ile her zaman olduğu gibi Gürcan Ersoy ve grubunun tadı damakta bırakan canlı performansı seyirci üzerinde güzel bir etki bıraktı.431898_10151609914901171_1118294671_n

IMG_9359Gürcan Ersoy’un ardından Garaj İstanbul sahnesine Mehmet Turgut’un sunumu ile Redd sahnedeki yerini aldı. Redd son albümleri ” Hayat Kaçık Bir Uykudur” albümünden ve eski albümlerinden bir çok şarkıyı kocamannn bir koro ile beraber söylediler. ” Ellerini Kaldır” şarkısını söylerken tüm Garaj İstanbul seyircisinin elleri havadaydı.936843_10151609910916171_648924138_n

Tüm Redd şarkıları grupla beraber söyleyip, dans ederek hep beraber eğlendik. Konserin sonunda Redd ekibine teşekkür etmekle kalmadı ve tüm ekibi sahneye alıp Gürcan Ersoy ve Mehmet Turgut’ta dahil olmak üzere hep beraber “Falan Filan” şarkısını söylediler ve bu harika gece “Falan Filannnnnnnn” diyerek son buldu.67575_10151609918721171_899384120_n

Bu keyifli organizasyonun gerçekleşmesini sağlayan “Manage Works” ekibi başta olmak üzere Garaj İstanbul, Redd ve Gürcan Ersoy’un ve çalışan tüm ekiplerine aynı zamanda da Mehmet Turgut’a teşekkür ederiz. Ellerinize sağlık hepimiz için çok keyifli gece oldu. 540713_10151609919356171_588957196_n

Bu geceye ait detay bilgiler için Güneş Turaç‘a aynı zamanda  kullandığım fotoğraflar için”im photo“ya teşekkür ederim. :)

Manage Works tarafindan yayinlanan fotoğrafların tamamı için: https://www.facebook.com/media/set/?set=a.10151609909471171.1073741825.653881170&type=1

Yakında yeni yazımla tekrar buralardayım.

İrem Ezgimen (Dikkat Müzik! )

Yeni hafta ve Redd!

Herkese merhaba;

Geçtiğimiz hafta bir takım hastalık nedeniyle yazamadığım için hepinizden özür dilerim. Emin olun bu hafta telafisini yapacağım. Bu hafta sizlere yazacağım aslında o kadar çok şey var ki; KUMA röportajı (çarşamba günü), yeni çıkan albümler, gidilen etkinlikler (cuma günü)  ama öncesinde 16.03.2013 ‘te Garaj İstanbul ‘da gerçekleşen Redd konserinden bahsetmek istiyorum.20130317_013241

Saat 22:30 civarı Garaj İstanbul‘un kapısına gittiğimizde büyük bir kitle kapının önünde kuyruk oluşturmuş içeri girmek için bekliyordu. Biz de biraz dışarıda bekledikten sonra kapıdan içeri girdik ve onlarında kendi web sayfasında yazdığı gibi “Redd”i canlı izliyorsanız sahnede göreceğiniz hiçbir şeye şaşırmayın.” gerçekten de onları canlı izliyorsanız olan hiç bir şeye şaşırmayın.

İlk albümden, son albüme kadar tüm sevilen Redd şarkılarına yer vermeye çalışmışlar. Konserin hazırlıkları reddseyirdefteri.com‘da Güneş Turaç‘ın bloğun da yazılana göre; bir ay öncesinden başlamış ve Garaj İstanbul sahnesi Redd ‘in bu özel konseri için biraz daha genişletilmişti. Sahne ışıkları, içerideki sound her şey çok güzel düşünülmüş ve belli ki çok emek verilmişti. Garaj İstanbul ve Redd ekibinin ortak çalışmasının sonucu hepimize büyülü bir gece olarak ortaya çıktı.

(Tüm ekibin ellerine sağlık.)20130317_013217

Beni en çok etkileyen Redd’in sahnedeki özgürlüğü ve harika soundu oldu. Bu zamana kadar Türkiye’de bu kadar rahat,özgürce şarkılarını ve yine özgürce düşündüğünü söyleyebilen rock grubuna çok nadir rastladım. Genel olarak bir çoğu seyirciye şarkısını söyler, eğlenir, eğlendirir ve sahneden inerler. Redd için böyle bir yorum yapmak haksızlıktan da öteye geçer. Onlar düşüncelerini aktarma konusunda geldiğin de bir çok grup gibi geride durup saklamadılar ve söylemek istediklerini  açık bir dille söylediler.

Gecede yapılan ufak yoklamanın sonuncunda gerçekten çok şaşırdım çünkü, benim dışımda müzik haberi yazan kişi sayısı çok azdı. Ben de bu konuda iddialı biri değilim sadece içimden geçenleri ve beğendiğim işleri yazıyorum. O yüzden aslında “müzik yazarıyım” demek bana doğru gelmiyor. Ben sadece müzik haberi ve gezip gördüklerimi yazıyorum. Redd ’in yaptığı işe gerçekten çok saygı duydum bu konserle beni ve benim gibi düşünen bir çok kişiyi kendilerine daha çok bağladıklarını düşünüyorum.Fakat böyle önemli grupların konserlerinde “müzik yazarlarını” görememek gerçekten çok üzücü. Duygularını ve düşüncelerini aktarmakta çekinmeyen ve bununla beraber insanlara hissettikleri gibi davranabilmeleri ve düşüncelerini söyleyebilmeleri konusunda yönlendiren bir grubun konserinde neden olmazlar?  Yurt dışından bir grup gelse herkes akın akın konsere giderken ya da röportaj yapmak için koştururken o akşam neredeydiler? Elinizdeki değerlerin kıymetini bilmezseniz,  biz hiç bir yere ilerleyemeyiz. Popüler kültürle boğulduğumuz şu dönemlerde her yaz ve kış, bir çok mekanda aynı şarkıcıların, şarkılarının çalındığı ve “müzik” diye insanlara sunulduğu böyle bir dönem de bu konseri kaçırmamış olmak benim için bir şanstı.

Sizi bilemem ama bana okul yıllarında anlatılan şey; “Sanatçı örnek olur, halkı yönlendirir, dinleyicisine bir şeyler katar, bilgilendirir, geliştirir.” denirdi. Müzisyenler kötü bir şey yaptığında “siz halka örnek oluyorsunuz.” diyenler iyi işler olduğu zaman genelde ortalıkta olmuyor bunu o akşam daha da çok anladım.

Redd’ e ve tüm ekibine harika performansı için, aynı zamanda da Garaj İstanbul’ a da bize böyle güzel bir gecede ev sahipliği yaptığı için teşekkürler…

IMG_20130317_014209

Redd – Beni Sevdi Benden Çok

İrem’le Rock Devam Ediyor…

İrem EZGİMEN (DikkatMüzik!)

Yeni haftaya yakışır soluk “Gürcan Ersoy”

gurcanersoy

Öncelikle herkese keyifli bir hafta olmasını dilerim. Bu hafta yazıyı hazırlamak için bilgisayarımın başına geçtiğim de “kimden bahsetsem? İkinci kez yazacağım. Biraz ilerisi için ümit veren bir yazı olmalı v.b”  düşüncelere boğulmaya başladığım sırada bir anda kendime geldim. Ben artık özgür bir blog yazarıyım ve yine “özgürce” düşündüklerimi ve sevdiklerimi rahat rahat yazabileceğimi  fark ettim. (Aklım başıma geldi. :) )  Düşündüm de “radyo programına konuk almak istediğim ama alamadığım kim var?” diye aklıma ilk gelen isim “Gürcan Ersoy” oldu. ( Gürcan’ın albümü çıktığı sırada “İrem’le Rock” bitmişti.)

Radyo Klas‘ta “İrem’le Rock” programını yaptığım ilk zamanlarda ortak arkadaşımız Ender Balcı sayesinde tanışmıştık Gürcan’la… Yanılmıyorsam sene 2008 ‘di. Bir gün “yaşıyor mu acaba bu adamlar?” diye Flat Production Stüdyolarına uğradım. İçerde kayıt dinliyorlardı. “Ne yapıyorsunuz? diye sordum “Gürcan’ın demo kayıtlarını dinliyoruz.” dediler. 2009’da Murat İlkan‘dan şan dersleri almaya başladı. Bir süre sonra da albüm kayıtları hazırlanmaya başlandı. Gürcan’ın hayalinin nasıl gerçeğe dönüştüğünün ilk zamanına denk gelmek ve orada bulunan herkesin ilk heyecanına tanık olmak benim için keyifli olmuştu. Albüm kayıtları devam ederken yanlarında olmayı ne kadar çok istesem de, haftanın altı günü (bazen vicdanıma yenilip yedi güne de çıkabiliyordu.) çalıştığım için bir türlü gidemedim. Gurcan-Ersoy-2011-320x285

2011 yılında, bir de baktım ki; hayaller gerçek olmuş ve  Gürcan Ersoy  “ben ve benim gibi çocukların hakkında” albümü ellerimde… (Albüm çıktığında o kadar mutlu oldum ki sanki; raftaki o albüm benim gibiydi.) Eve gelir gelmez hemen bilgisayarımı açtım ve dinlemeye başladım.  İtiraf etmeliyim ki bazı şarkıları daha önceden biliyordum ama onlar bile o kadar farklı geldi ki… Albümün kartonetine bin kere bakmışımdır herhalde… İlk konseri Ghetto’da 08.02.2012’de yapıldı. Zaten şarkıların hepsini ezberlemiştik. Gürcan’la beraber daha ilk konserinde hep bir ağızdan söyledik.  Şunu belirtmek isterim ki; (her yerde, her zaman konusu olduğun da söylerim) albümdeki her şarkının, her kelimesine dikkat edin. Bu albümde kendinizden bir çok şey bulacaksınız.

“ben ve benim gibi çocukların hakkında”  albümünde ki “Sen üzülme” ve “Eski Şehir” şarkılarına klipler çekildi. Benim en çok klibinin olmasını istediğim şarkı “Yan Oda” şarkısıdır. Neden bilemem ama o şarkıyı dinlediğimde bağıra çağıra söylemek geliyor içimden… (Bir de klip hayalim var ki off.. :) ) Ayrıca “Soğuk Bir Yaz” şarkısı benim de ilk ve tek takip ettiğim “Behzat Ç.” dizisinde kendine yer buldu.

 Bu arada Gürcan Ersoy konserine devam ediyordu. Türkiye’nin köklü gruplarından M.F.Ö ile İzmir, Eskişehir ve İstanbul’da aynı sahneyi paylaştı. M.F.Ö gibi önemli bir grubun dinleyicisi karşısında şarkı söylemek herhalde ” rüya gibi bir etki bırakmıştır” diye düşünüyorum. Bence en önemli konserlerinden biri de Turborg Gold Fest sahnesinde olması oldu. Bir çok sevilen ve bilinen grupla aynı sahnede yer aldı. Yakın zamanda Bronx pi‘de gerçekleşen konserinde ise seyircisi için harika sürprizler hazırlamıştı. Gürcan Ersoy’u dinlerken bir de baktık ki;  Redd grubunun solisti Doğan Duru sahnede bu süper ikili bizlere Redd’in  “Hayat Kaçık Bir Uykudur” albümünden “Ellerini Kaldır” şarkısını söylediler. Ardından bir şarkı daha  söyleyeceklerdi. Doğan Duru gitarı çalmaya başladı ve sahneye teker teker rock yıldızları düştü. Gürcan Ersoy ve Doğan Duru şarkıyı söylemeye başladığında ilk Erdem Yener, ardından Foma grubunun solisti Evren Uysal ve hepimizin bildiği, sevilen fotoğrafçı Mehmet Turgut sahnedeki yerini aldı. Herkes için çok keyifli bir gece oldu. 24424_10151406237681171_221068658_n

(Bu arada aranızda kafasından “bu adam bu kadar işi yaptıktan sonra kim bilir ne kadar değişmiştir ?” gibi düşünceler geçirenler varsa; inanın ilk tanıdığım Gürcan nasılsa, Gürcan Ersoy’da aynısı… Hiç bir şekilde bir değişimi, samimiyetinde bir eksilme olmadı. Açıkcası ben olacağını da düşünmüyordum. Yanıltmadı…)775796_486363304743038_1925227703_o

Bu yazımı okuyup aranızda Gürcan Ersoy’u merak eden ve dinlemek isteyenler varsa; en yakın konser bu hafta cuma günü (08.02.2013) Beşiktaş’ta “Yazı Tura Sahne” de akustik performansı ile dinleyicisinin karşısında olacak. (Ben ve arkadaşlarımda orada olacağız. Bence kaçırmayın…) Ayrıca Biletix’te yayınlanan habere göre; Redd ve Gürcan Ersoy aynı sahneyi 21 Şubat ve 1 Mart arasında Çanakkale, Edirne, Isparta ve Antalya’da paylaşacaklarmış. (Bu iki grubu aynı sahnede izleyecek olanlar bence kendilerini sürprizlere açık tutsunlar. :) )  21 Şubat’ta Çanakkale’de, 22 Şubat’ta Edirne’de, 28 Şubat’ta Isparta’da ve 01 Mart’ta Antalya’da olacaklar bilginize… ;)

Sizlere yazabileceğim kadar rahat ve özgürce yazdığım, resmi olacak, ciddi olacak, şöyle olacak, böyle olacak derdi olmadan samimi kelimelerimle yazıp, samimi kelimelerimle devam ettirdiğim yazımın sonuna gelmiş gibiyiz artık… (Sonunda dediğinizi duyar gibiyim. :) ) Bu haftalık benden bu kadar haftaya bakalım nasıl bir konu ile buralarda olacağım? ;) Haftaya görüşmek üzere…

İrem’le Rock Devam Ediyor…

İrem Ezgimen (DikkatMüzik!)

Redd’den yeni albüme ilk video

Redd grubunun geçtiğimiz haftalarda Pasaj Müzik etiketiyle yayınlanan “Hayat Kaçık Bir Uykudur” adlı yeni albümlerinin ilk video klibi “Yavaş yavaş yavaş” şarkısına çekildi. Ömer Faruk Sorak yönetmenliğinde Fatih Ormanı’nda özel olarak oluşturulan bir ortamda çekilen “Yavaş Yavaş Yavaş”,  sıradışı bir video olarak dikkat çekiyor. 12 saatten daha uzun süren çekimlerde insanın farklı evreleri doğadaki dönüşüm süreciyle ilişkilendirilirken, çekim sırasında hem Redd hem de çekim ekibi zorlu sahnelerin üstesinden geldiler.

Redd “Hayat Kaçık Bir Uykudur” diyor

Türkçe rock müziğin önemli temsilcilerinden Redd grubu, 13 şarkıdan oluşan 6.stüdyo albümü “Hayat Kaçık Bir Uykudur”u müzikmarketlere sundu. Pasaj Müzik etiketiyle yayınlanan albümün sürpriz konuğu ise Şebnem Ferah.

Eylül ayında Redd’in kendi stüdyosunda çalışmaya başladığı albümün kayıtları Babajim Stüdyoları’nda gerçekleştirildi. Albümün miksleri Erim Arkman, mastering’i ise Evren Göknar tarafından Los Angeles Capitol Stüdyoları’nda yapıldı.  Söz ve müziği Doğan Duru’ya ait “Sevmeden Geçer Zaman” isimli şarkıya, rock müziğinin başarılı kadın vokallerinden Şebnem Ferah konuk oldu.

2005 yılında ilk albümleri 50/50’yi yayınlayan Redd, ‘Kirli Suyunda Parıltılar’, ‘Plastik Çiçekler ve Böcek’, ‘21’ ve ‘Prensesin Uykusu’ albümleri ile ‘Gecenin Fişi Yok’ konser DVD’sini yayınladı.

Stüdyoda geçirdikleri süreci gerek kendi blogları Reddseyirdefteri gerekse sosyal medya üzerinden paylaşan Redd, albümün üretim aşamasında diğer albümlere oranla daha fazla zorlandıklarını belirtti. Bu durumun yeni sound arayışı gibi içsel nedenler kadar, Türkiye’nin hızlı ve değişken gündeminin etkileriyle de ilişkili olduğunu dile getiren grup üyeleri, uykularını kaçıran tedirginlik, korku, tepki ve tutkularını anlattıkları yeni albümlerine “Hayat Kaçık Bir Uykudur” adını verdi.

Fotoğraflarını Mehmet Turgut’un çektiği albümün ilk video klibi ise söz ve müziği Doğan Duru’ya ait “Yavaş Yavaş Yavaş” şarkısına Ömer Faruk Sorak yönetmenliğinde çekildi.

Redd’in yeni albümünün tanıtım konseri 5 mayıs Cumartesi günü muzikicinefes.com ev sahipliğinde Garajistanbul’da gerçekleşiyor. Konser aynı zamanda muzikicinefes.com üzerinden canlı olarak izlenebilecek.

“Çok ses, tek yürek” oldular!

(RADİKAL) Van’da meydana gelen deprem sonrası müzisyenler en iyi yaptıkları şeyi, ürettikleri müziği arkalarına alarak Van’a destek için KüçükÇiftlik Park’ta bir araya geldi. ‘VAN İÇİN ROCK’ konseri, Demir Demirkan, Emre Aydın, Feridun Düzağaç, Kurban, Model, Duman, Mor ve Ötesi, Moğollar, Mor ve Ötesi, Ogün Sanlısoy, Redd, Şebnem Ferah ve Yüksek Sadakat’in de dahil olduğu 40 sanatçının ücretsiz olarak katılımıyla, 30 Ekim 2011 Pazar günü saat 11.00 – 00.00 saatleri arasında Küçükçiftlik Park’ta gerçekleşti. Konserin açılışını Hayko Cepkin, kapanışını Şebnem Ferah yaptı.

Konser 12 saat boyunca sürdü. Tüm gün boyunca DreamTV‘den canlı olarak yayınlanan konserde toplam 40 grup/isim sahne aldı, 584 gönüllü çalıştı. 20 TL’den toplam 14 bin adet bilet satıldı, 10 bin kişi konseri izledi. Rock severler yardım konseri için bir gece önceden alan önünde bekledi. Medya, televizyon ve müzik dünyasının ünlü isimleri; Okan Bayülgen, Banu Güven, Erdem Yener, Ferman Akgül (Manga), Kaan Sezgin(Sezyum), Metin Uca ve Yekta Kopan tarafından ROCK yazıp 2868’e SMS atılarak bağış toplama çağrısında bulunuldu. Gün boyunca 20 bin’e yakın SMS gönderildi. Konserden 500 bin TL’lik yardım toplandı. Konserin tüm geliri, Van’da bir ilköğretim okulu yaptırmak için kullanılmak üzere TÜRK KIZILAY’ına aktarıldı.

Küçükçiftlik Park’ta gerçekleşen konsere sanatçılar dahil katılımcılar, Van’a göndermek istedikleri malzemeleri getirdiler. Alanda toplanan tüm malzemeler Şişli Belediyesi ekipleri tarafından Van’a ulaştırılmak üzere ayrıştırılıp paketlendi. Gün boyunca 4 TIR dolusu yardım toplandı. 4 TIR Van’a yardımları ulaştırmak için yola çıktı.

 

KONSERDEN KISA KISA

• Etkinlikte 40 grup/isim, toplam 280 müzisyen sahne aldı.
• İlk 24 saatte 6.000 bilet satıldı.
• 3. günün sonunda 12.500 bilet tükendi.
• Tüm gün boyunca Dream TV ve Joy Türk konseri canlı olarak yayınlarken, konser günü reklam gelirlerinin tamamı Kızılay’a bağışlandı.
• Alana konser veren sanatçılar dahil, tüm ekipler bilet alarak girdi.
• Konserde 584 kişi gönüllü çalıştı.
• Kısıtlı zaman olduğu için sahne alamayan yüzlerce müzisyen ve sanatçı konser günü Küçükçiftlik Park’ta bulunarak desteklerini gösterdi.
• Konser sırasında katılımcıların getirdikleri yardım malzemeleri toplanarak 4 TIR dolusu yardım Van’a gönderilmek üzere hazırlandı.(radikal.com.tr)

“Van İçin Rock!” zamanı!

Türkiye, Van’da meydana gelen 7.2’lik depremin yaralarını sarmaya çalışırken, rock dünyası da birlik olup para almayacakları bir yardım konseri ile sevilen şarkılarını bu kez Van’da yardıma ihtiyacı olan depremzedeler için söyleyecek. Şebnem Ferah, Moğollar, Redd, Mabel Matiz, Mor ve Ötesi gibi isim ve grupların sahne alacağı ve tüm gelirinin Kızılay’a bağışlanacağı “Van için Rock” yardım konserleri, 30 Ekim Pazar günü İstanbul Küçükçiftlik Park’ta gerçekleştirilecek. Organizasyonun duyurusu şöyle:

“23 Ekim günü Van’da meydana gelen deprem sonrası çok sayıda yurttaşımız hayatını kaybetmiş, bir çoğu da evsiz kalmıştır.

Biz müzisyenler olarak, birlik ve beraberliğe en çok ihtiyacımız olduğu bu ortamda, en iyi yaptığımızı düşündüğümüz şeyle yani ürettiğimiz müziği arkamıza alarak Van’a destek için bir araya geliyoruz.

Onlarca sanatçı ve kurumun koşulsuz olarak katılımıyla gerçekleşecek olan ‘VAN İÇİN ROCK!’ toplu konseri, 30 Ekim 2011 Pazar günü (bu Pazar) Maçka Küçükçiftlik Park’ta yapılacaktır.

DreamTV‘den canlı yayınlanacak olan konserin tüm geliri TÜRK KIZILAY’ı vasıtasıyla “sadece” Van’a aktarılacaktır.

Katılımı Kesinleşen İsimler: 4×4, Aslı, Aylin Aslım, Ayşe Saran- Murder King, Can Bonomo, Cem Köksal, Çilekeş, Demirhan Baylan, Demir Demirkan, Dilemma, Duman, Direc-t, Emre Aydın, Ete Kurttekin, Feridun Düzağaç, Foma, Gece, Gece Yolcuları, Gripin, Haluk Levent, Kurban, Mabel Matiz, Malt, Marsis, Melis Danişmend, Model, Moğollar, Mor ve Ötesi, Multitap, Ogün Sanlısoy, Özge Fışkın, Pamela, Redd, TNK, Yüksek Sadakat, Şebnem Ferah

Konser ile ilgili gelişmeleri http://twitter.com/vanicinrock adresinden takip edebilirsiniz!

Redd’den “Aşktı Bu”ya klip

Rock müziğin önemli gruplarından Redd, Sony Müzik etiketiyle çıkardıkları son albümleri “21” ‘in beşinci video klibini “Aşktı Bu” isimli şarkıya çekti.

Yönetmenliğini Softcore Projesi’nin tanıtım videosunu da çeken Sinan Uçkan’ın üstlendiği, Arnavutköy’de terk edilmiş eski bir köşkte ve stüdyoda iki günde tamamlanan klipte, “Canım Ailem” isimli televizyon dizisiyle tanınan Sezgi Mengi ve “Sınav” filmi ile yıldızı parlayan oyuncu Rüya Önal rol aldı.

Emre Aydın: “Dipteyim Sondayım Depresyondayım” diyor

Türk pop-rock müziğinin en önde gelen temsilcileri Feridun Düzağaç şarkılarıyla TEGV çocukları için “İyilik GüzellikSpor” albümünde bir araya geldi.

Badem, Bertuğ Cemil, Cem Adrian, Emre Aydın, Hayko Cepkin, Jehan Barbur, maNga, Melis Danişmend, Multitap, Pinhani ve Redd gibi Türk pop- rock müziğinin başarılı temsilcileri TEGV için bir araya geldi ve “İyilik GüzellikSpor” adlı bir takım oluşturdu ve bu takımın her bir oyuncusu en çok beğendikleri Feridun Düzağaç şarkısını kurdukları takım ile aynı adı taşıyan “İyilik GüzellikSpor” adlı albümde seslendirdi.

“İyilik GüzellikSpor” albümünde yeniden seslendirilen 11 Feridun Düzağaç şarkısının yanı sıra Feridun Düzağaç da “Yanında”, “ Son Yaprağıydı Güzün” ve “Aşk Çok Uzak” adlı şarkılarının yeni düzenlemeleriyle albümdeki yerini alıyor.

TEGV yararına yapılan Gazete Habertürk’ün medya sponsoru olduğu albümde Emre Aydın “Dipteyim Sondayım Depresyondayım” şarkısını seslendirdi. Şarkının yeni düzenlemesi ise Emre Aydın’ın son albümü Kağıt Evler’in de prodüktörü olan Mats Valentin’e ait. Albüm 24 Mayıs’ta Sony Music etiketiyle müzik marketlerde.

“Aşk Tesadüfleri Sever” çıkıyor

4 Şubat’ta galası yapılacak olan “Aşk Tesadüfleri Sever” filminin soundtrack albümü ilk gösterim günü ile birlikte piyasaya çıkmaya hazırlanıyor. Tema müziklerini Ozan Çolakoğlu‘nun yaptığı ve Pasaj Müzik etiketi ile yayınlanacak albümde Redd, TNK, Şebnem Ferah, Teoman ve ilk kez Sertab Erener yorumu ile dinlediğimiz Zaferlerim şarkısı ile Demir Demirkan gibi rock müziğin önde gelen isim ve grupları yer alıyor. Filme adını veren şarkısı ile Müslüm Gürses albümün ilk sırasında yer alırken, en büyük sürpriz ise Belçim Bilgin ile başrolü paylaşan Mehmet Günsür‘ün film için yeniden seslendirdiği Bülent Ortaçgil şarkısı Eylül Akşamı.

Film, ilk kez altı yaşında birbirlerini görüp aşık olan Deniz ve Özgür’ün, otuzlu yaşlarında tesadüfler sonucu birbirlerini tekrar bulmalarını konu ediyor.

Prensesin Uykusu çıktı!

Prensesin Uykusu film müzikleri albümü, filmin vizyonundan önce 14 Ekim 2010 tarihinde müzik marketlerdeki yerini aldı. Filmin müziklerini Türk rock müziğinin sözel ve müzikal olarak en sağlam gruplarından Redd’in hayranlarına ilk soundtrack sürprizi oldu.

Şarkı sözlerindeki derin anlatımları, müziklerine yanıysan enerji ve zengin yapı Redd’in farklı duruşunun ardında yatan temel özelliklerin başında geliyor. 17 yılı birlikte çalarak, yazarak ve üreterek geçirmiş olan grup, insanın hayata bakışının onun sanatsal ifadesini oluşturması gerektiğine ve en çok da hakikate olan inancı yatmakta olduğunu söylüyor.

2006 yılında Pasaj Müzik etiketiyle yayımlanan “Kirli Suyunda Pariltilar” albümünde yer alan ”Prensesin Uykusuyum” şarkısı Çağan Irmak’ın son filmine ilham verdi. Müzikli, modern bir zamanda geçen anti kahraman filmi olan yeni Çağan Irmak filmi gösterişten uzak, sade ve yalın bir dille hayatı saf iyiliği ve merhameti Redd’in müzikleri ile anlatıyor.

“Prensesin Uykusuyum”un klibi yönetmen Çağan Irmak tarafından, Kemerburgaz’da 10 saat süren çalışma sonunda tamamlandı. Redd’in bu son klibi 19 Kasım’da vizyonda girecek olan filmden görüntüler ve performans sahnelerinden oluşuyor.

Redd – Prensesin Uykusuyum (Video Klip)

http://www.dailymotion.com/video/xf736o_redd-prensesin-uykusuyum-konserveha_music

ben kimin uydusuyum, uymadı mı sorgusuyum
hala eski duygusuyum, prensesin uykusuyum

bir avuntu dolgusuyum, terk eder beni korkusuyum
hala eski duygusuyum, prensesin uykusuyum

uyanmaz mı… bana gelince zaman durmaz mı

uykusuz, ruyasız, bana gelince hayat neden masalsız… bilmem

bir masalın yokmuşuyum, ben hiç ben olmuş muyum
hala aynı duygusuyum, prensesin uykusuyum

Film, vizyona hazır
Çağan Irmak’ın senaryosunu yazıp yönettiği Prensesin Uykusu filmi vizyona hazır. Yapımcılığını Most Production ve İmaj’ın yaptığı film, 19 Kasım’da Türkiye’de, 26 Kasım’da Avrupa’da vizyona girecek.
http://www.prensesinuykusu.com

Filmin resmi websitesi olan www.prensesinuykusu.com, zenginleştirilmiş içeriğiyle ziyarete açıldı. Filmin fragmanını, Prensesin Uykusuyum şarkısı video klibini ve izleyicilerin oylarıyla seçilmiş olan teaser afişini sitede bulabilirsiniz.
Sıradan görünen ama aslında rengarenk karakterlere sahip bir grup insanın birlik olup kaderi değiştirme çabalarını hayatın tam içinden anlatan filmin başrollerinde Çağlar Çorumlu, Sevinç Erbulak, Genco Erkal, Alican Yücesoy, Şevval Başpınar, Ayşenil Şamlıoğlu, Funda Şirinkal, Baran Ayhan ile konuk oyuncu olarak Işıl Yücesoy yer alıyor.