Röportaj: Şenay Lambaoğlu

SENAY_LAMBAOGLU_MT (5)

Türkiye’de çok özel sesler var ve onlardan biri  “Şenay Lambaoğlu” aranızda yeni tanışanlar var ise kendisinin müziğe nasıl başladığı, bu zamana kadar neler yaptığı tüm detaylar keyifli röportajımızın içinde…

Bu röportajı hazırlarken tüm albümlerini baştan sona dinleyerek hazırladım ve sizlerden de rica etsem sizde son albümü “Rüyalarıma Gir”i açıp dinlerken okur musunuz? :)

İrem Ezgimen: Öncelikle Şenay Lambaoğlu’nu tanıyabilir miyiz?

Şenay Lambaoğlu: Kendimi tanıtmak çok kolay olmasa da şarkı yazıp söyleyen, müziğe tutkun, hayalperest, inatçı ve umutlu biri olarak tarif edebilirim.

İrem Ezgimen: Müzik serüvenin nasıl başladı?

Şenay Lambaoğlu: Çocukluğum Almanya’da geçti ve 10 yaşında gitar çalarken müziğe olan ilgim gelişmeye başlamıştı. Sonrasında okul korosu ve orkestra şarkıcılığı olarak devam ettim. Pera Güzel Sanatlar Akademisinde Müzikal ve Yıldız Teknik Üniversitesinde Sanat ve Tasarım Fakültesi Müzik Toplulukları bölümünde Şan eğitimi aldım. Yine aynı Üniversitede Yüksek Lisansımı tamamladım. Bu süreç içinde birçok kıymetli Caz müzisyeniyle çeşitli projelerde yer almaya başlamıştım. 

İrem Ezgimen: 2012’de “İçimde Aşk Var“, 2014’de “Zarf Tümleci”, 2015’de “Başka Türlü Birşey” ve 2018’de “Rüyalarıma Gir” ile serüvenine devam ediyorsun. “Rüyalarıma Gir” i diğer albümlerinden ayıran nedir?

Şenay Lambaoğlu: “Rüyalarıma gir” albümü bundan önceki albümlerime kıyasla popüler müzik türlerine biraz göz kırpmakta. Yani bu albümde caz müziği ile diğer popüler müzik tarzları arasında bir köprü kurduğumuzu ve her açıdan son derece barışçıl ve köşeleri olmayan bir albümün ortaya çıktığını düşünüyorum

İrem Ezgimen: Bu albümde kimlerle çalıştınız?

Şenay Lambaoğlu: “Rüyalarıma gir” çok şahane bir ekiple hazırlandı. Müzik direktörlüğünü Tolga Bedir ve  Kaan Bıyıkoğlu üstlendi. Aranjmanlarda yine bu iki isim dışında Adem Gülşen yer aldı. Serhan Erkol, Korhan Futacı ve Batu Şallıel saxafon, Caner Üstündağ bas gitar Matthew Hall kontrbas ,Derya Türkan kemençe, Sedef Erçetin Cello, Erdinç Şenyaylar ve Bora Çeliker gitar, Ekin Cengizkan ve Erdem Göymen davul’da, Tolga Bedir, Kaan Bıyıkoğlu piyanoda yer aldı. 2,5 günde kaydedilen albümde mix’i Erim Arkman, mastering’i Cem Büyükuzun albüm fotograflarını da Mehmet Turgut çekti.

SENAY_LAMBAOGLU_MT (12)

İrem Ezgimen: Müzikal hayatınızda sizi en çok motive eden ve yönlendiren kimi kimdir? Bu motivasyonu nasıl sağlıyorsun?

Şenay Lambaoğlu: Müzik hayatımda beni en çok yaşama olan tutku motive ediyor. Kendimi müzikle ifade etmek bildiğim en iyi iletişim yolu.

İrem Ezgimen: Caz Türkiye’de çok emek isteyen bir müzik türü ve sizin gitmek istediğiniz nokta neresi?

Şenay Lambaoğlu: Caz müziği dünyanın her yerinde çok emek ve özen isteyen bir müzik türü. Aslında her şey öyle değil mi? Müzikal yolculuğumda kendimce ilerlemek istiyorum. Varılacak noktadan ziyade tüm bu yolculuk beni heyecanlandırıyor. Yaşamakta olduğum an ve beraberinde biriktirdiklerim, öğrendiklerim kıymetli olan. Konserlerdeki buluşmalar beraberce aynı duygular için atan kalpler paha biçilemez güzellikte. 

 İrem Ezgimen: Başarılı bir caz sanatçısısın kimleri dinlersin? İdolüm dediğin biri var mı?

Şenay Lambaoğlu: Çok farklı türlerde müzikler dinlemek beni besliyor aslında. Ama şu günlerde ölüm haberini aldığım bir Aretha Franklin; bir Bill Evans, Miles Davis’in yeri elbette başka. Erkan Oğur, Müzeyen Senar, Aydın Esen şu an aklıma gelen isimler.

İrem Ezgimen: Bir müzisyen olarak hayallerini bize anlatır mısın? 

Şenay Lambaoğlu: En büyük hayalım müziğimle dünyayı gezmek. 

SENAY_LAMBAOGLU_MT (14)

İrem Ezgimen: Türkiye’deki müziği ve müzisyenliği eleştirebilir misiniz?

Şenay Lambaoğlu: Asla eleştiremem. Bizim coğrafyamızda öyle zor şartlarda ayakta duruyoruz ki gerçek bir müzik emekçisi olduğumu gururla söyleyebilirim.

İrem Ezgimen: Şenay Lambaoğlu nasıl biridir bir günü nasıl geçer?

Şenay Lambaoğlu: Önce kadın sonra anne, dahası bir evlat ve sevgili. Erken kalkan erken uyuyan, sağlıklı beslenen, sigara içmeyen, doğa aşığı gibi gibi şeyler…

İrem Ezgimen: Müzisyenliğe ve caz müziğine gönül verenlere nasıl bir yol gösterirsin?

Şenay Lambaoğlu: Çok dinlesinler, çok çalıp söylesinler. İç seslerine kulak versinler. Kendi doğrularını bulsunlar. Kusur gibi gözüken şeyler sizi siz yapan farklar olabilir bunu unutmasınlar. Ve asla vazgeçmesinler. 

İrem Ezgimen: Yakın zamanda seni nerelerde dinleyebiliriz?

Şenay Lambaoğlu: En yakın 23 Ağustos tarihinde Gökçeada Caz Festivalinde yer aldık. Önümüzdeki günlerde de 1 Eylül Bodrum Caz Festivali sahnesindeyiz.

İrem Ezgimen: Sosyal Medya hesaplarını rica edebilir miyiz?

Şenay Lambaoğlu: Senay Lambaoglu olarak Twitter, instagram ve Facebook hesaplarımdan beni bulabilirler.

Bu keyifli röportaj için teşekkür ederiz…

Mehmet Turgut- Gürcan Ersoy – Redd Shutter Speed Tour Final gecesi

Herkese selam;

14084_592415650770790_2129331881_n

Uzun zamandır sesim soluğum çıkmıyordu biliyorum ama sizleri unutmadım :) En son Redd konserinden sonra önce Balıkesir Üniversitesi’ne “1. Radyo İletişim Günleri” kapsamında Cenk Alptekin, Ayşe Matay ve beni misafir ettiler. Söyleşimiz bizim için ve orada bulunan tüm dinleyiciler için çok keyifli geçti.

aydilge

Balıkesir’ in ardından bir de İzmir turu yaptım ve İstanbul’a geri geldim. İyi ki durumu biraz uzatmamışım çünkü İstanbul yine zamana karşı yarıştığı için organizasyonlar tüm hızıyla devam ediyordu. Geldiğim gün Aydilge ‘nin albüm lansmanı vardı fakat son dakika haberimin olması sebebi ile ben katılamadım. Aldığım haberlere göre  “Yalnızlıkta Yaptım” albümü lansmanı çok keyifli geçmiş. Albümünün tamamını dinledim, biraz eğlenceli biraz melankolik ama tam tadında bir albüm olmuş.902322_10151597516406093_344264173_o

Gelelim konumuz “Mehmet TurgutGürcan ErsoyRedd Shutter Speed Tour Final” gecesine…

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki; bu konser turu başladığı zaman ilk aklımdan geçen “çok doğru bir ekip, bir araya gelmiş.” oldu. “Shutter Speed Tour” ilk olarak 21 Şubat’ta Çanakkale’de başladı. Ardından 22 Şubat’ta Edirne, 28 Şubat’ta Isparta, 01 Mart’ta Antalya ve 02.Mart’ta Eskişehir’de gerçekleşti.

20. Nisan 2013 cumartesi gecesi Garaj İstanbul ‘da gerçekleşen final gecesine kadar “Shutter Speed Tour” konserinin fotoğraflarını (ne kadar “ben ne zaman çektim bunları? Hatırlamıyorum” dese de :) ) ünlü fotoğrafçı Mehmet Turgut çekti. Tüm fotoğraflar çok güzeldi ellerine sağlık ama benim aklımda özellikle bir abstrack klavye fotoğrafı kaldı ki; harika bir fotoğraftı…

20.Nisan gecesi Garaj İstanbul final gecesi hazırlıkları aynı günün sabah saat 03:00 civarında başlamış ve 17:00’de hazırlıklar sona ermişti. Sevgili Cenk Kırmacı sağolsun mekan hazırlandıktan sonra saat 18:00 civarı beni mekana kabul etti. Kapıda kırmızı bir halı ve halının başlangıcının sağ yanında kocaman bir backdrop vardı. İçeri girdiğim de ilk beni karşılayan Gürcan Ersoy’un fotoğrafı oldu. Gürcan’ın fotoğrafının yanında da Redd fotoğrafı vardı. Kafamı şöyle bir tavana doğru kaldırınca Mehmet Turgut’un abstract fotoğrafları “merhaba” dediler…

23937_10151609910136171_356662900_n

Garaj İstanbul duvarında turnede çekilmiş bir çok fotoğraf yerini almıştı. Shutter Speed Finali  saat: 19:00’da sergi ve kokteylle başladı. Saat: 22:15 civarında Müjde Uzman‘ın sunumu ile Mehmet Turgut, Gürcan Ersoy ve Doğan Duru sahnedeki yerini aldı. “Shutter Speed Tour” kapsamında gittikleri şehirlerde yaşanılan keyifli anılarını dinleyenleri ile paylaştılar. Konser anılarını anlatırken bile hala kahkahalar içinde oldukları için ne kadar eğlendiklerini anlamak mümkündü. :) ( Hala aklıma geldikçe “falan filannnnn” diyip gülüyorum. :)) )

71396_10151609914721171_161892261_n

Bu keyifli sunumun ardından Gürcan Ersoy sahnedeki yerini aldı ve gece tüm hızıyla devam ediyordu. Gürcan ‘ın “Ben ve benim gibi çocukların hakkında” albümünden “Dans Et Benimle” şarkısı ile sahnedeydi. O gece sahnede albümündeki bir çok şarkıya yer verirken; bir Moğollar şarkısı olan “Issızlığın Ortasında” şarkısının coverını da o gece “ilk kez” seslendirdi. Aynı zamanda gitar çalmaya ilk adımı olan mandolin’ini eline aldı ve “Losing My Religion” ı söylerken bir de baktık ki Erdem Yener sahnede bu keyifli düetin ardından Barış Manço ‘nun “Can Bedenden Çıkmayınca” ve Nilüfer’in ” Yeniden Sev” şarkılarının coverları ile her zaman olduğu gibi Gürcan Ersoy ve grubunun tadı damakta bırakan canlı performansı seyirci üzerinde güzel bir etki bıraktı.431898_10151609914901171_1118294671_n

IMG_9359Gürcan Ersoy’un ardından Garaj İstanbul sahnesine Mehmet Turgut’un sunumu ile Redd sahnedeki yerini aldı. Redd son albümleri ” Hayat Kaçık Bir Uykudur” albümünden ve eski albümlerinden bir çok şarkıyı kocamannn bir koro ile beraber söylediler. ” Ellerini Kaldır” şarkısını söylerken tüm Garaj İstanbul seyircisinin elleri havadaydı.936843_10151609910916171_648924138_n

Tüm Redd şarkıları grupla beraber söyleyip, dans ederek hep beraber eğlendik. Konserin sonunda Redd ekibine teşekkür etmekle kalmadı ve tüm ekibi sahneye alıp Gürcan Ersoy ve Mehmet Turgut’ta dahil olmak üzere hep beraber “Falan Filan” şarkısını söylediler ve bu harika gece “Falan Filannnnnnnn” diyerek son buldu.67575_10151609918721171_899384120_n

Bu keyifli organizasyonun gerçekleşmesini sağlayan “Manage Works” ekibi başta olmak üzere Garaj İstanbul, Redd ve Gürcan Ersoy’un ve çalışan tüm ekiplerine aynı zamanda da Mehmet Turgut’a teşekkür ederiz. Ellerinize sağlık hepimiz için çok keyifli gece oldu. 540713_10151609919356171_588957196_n

Bu geceye ait detay bilgiler için Güneş Turaç‘a aynı zamanda  kullandığım fotoğraflar için”im photo“ya teşekkür ederim. :)

Manage Works tarafindan yayinlanan fotoğrafların tamamı için: https://www.facebook.com/media/set/?set=a.10151609909471171.1073741825.653881170&type=1

Yakında yeni yazımla tekrar buralardayım.

İrem Ezgimen (Dikkat Müzik! )

Yeni haftaya yakışır soluk “Gürcan Ersoy”

gurcanersoy

Öncelikle herkese keyifli bir hafta olmasını dilerim. Bu hafta yazıyı hazırlamak için bilgisayarımın başına geçtiğim de “kimden bahsetsem? İkinci kez yazacağım. Biraz ilerisi için ümit veren bir yazı olmalı v.b”  düşüncelere boğulmaya başladığım sırada bir anda kendime geldim. Ben artık özgür bir blog yazarıyım ve yine “özgürce” düşündüklerimi ve sevdiklerimi rahat rahat yazabileceğimi  fark ettim. (Aklım başıma geldi. :) )  Düşündüm de “radyo programına konuk almak istediğim ama alamadığım kim var?” diye aklıma ilk gelen isim “Gürcan Ersoy” oldu. ( Gürcan’ın albümü çıktığı sırada “İrem’le Rock” bitmişti.)

Radyo Klas‘ta “İrem’le Rock” programını yaptığım ilk zamanlarda ortak arkadaşımız Ender Balcı sayesinde tanışmıştık Gürcan’la… Yanılmıyorsam sene 2008 ‘di. Bir gün “yaşıyor mu acaba bu adamlar?” diye Flat Production Stüdyolarına uğradım. İçerde kayıt dinliyorlardı. “Ne yapıyorsunuz? diye sordum “Gürcan’ın demo kayıtlarını dinliyoruz.” dediler. 2009’da Murat İlkan‘dan şan dersleri almaya başladı. Bir süre sonra da albüm kayıtları hazırlanmaya başlandı. Gürcan’ın hayalinin nasıl gerçeğe dönüştüğünün ilk zamanına denk gelmek ve orada bulunan herkesin ilk heyecanına tanık olmak benim için keyifli olmuştu. Albüm kayıtları devam ederken yanlarında olmayı ne kadar çok istesem de, haftanın altı günü (bazen vicdanıma yenilip yedi güne de çıkabiliyordu.) çalıştığım için bir türlü gidemedim. Gurcan-Ersoy-2011-320x285

2011 yılında, bir de baktım ki; hayaller gerçek olmuş ve  Gürcan Ersoy  “ben ve benim gibi çocukların hakkında” albümü ellerimde… (Albüm çıktığında o kadar mutlu oldum ki sanki; raftaki o albüm benim gibiydi.) Eve gelir gelmez hemen bilgisayarımı açtım ve dinlemeye başladım.  İtiraf etmeliyim ki bazı şarkıları daha önceden biliyordum ama onlar bile o kadar farklı geldi ki… Albümün kartonetine bin kere bakmışımdır herhalde… İlk konseri Ghetto’da 08.02.2012’de yapıldı. Zaten şarkıların hepsini ezberlemiştik. Gürcan’la beraber daha ilk konserinde hep bir ağızdan söyledik.  Şunu belirtmek isterim ki; (her yerde, her zaman konusu olduğun da söylerim) albümdeki her şarkının, her kelimesine dikkat edin. Bu albümde kendinizden bir çok şey bulacaksınız.

“ben ve benim gibi çocukların hakkında”  albümünde ki “Sen üzülme” ve “Eski Şehir” şarkılarına klipler çekildi. Benim en çok klibinin olmasını istediğim şarkı “Yan Oda” şarkısıdır. Neden bilemem ama o şarkıyı dinlediğimde bağıra çağıra söylemek geliyor içimden… (Bir de klip hayalim var ki off.. :) ) Ayrıca “Soğuk Bir Yaz” şarkısı benim de ilk ve tek takip ettiğim “Behzat Ç.” dizisinde kendine yer buldu.

 Bu arada Gürcan Ersoy konserine devam ediyordu. Türkiye’nin köklü gruplarından M.F.Ö ile İzmir, Eskişehir ve İstanbul’da aynı sahneyi paylaştı. M.F.Ö gibi önemli bir grubun dinleyicisi karşısında şarkı söylemek herhalde ” rüya gibi bir etki bırakmıştır” diye düşünüyorum. Bence en önemli konserlerinden biri de Turborg Gold Fest sahnesinde olması oldu. Bir çok sevilen ve bilinen grupla aynı sahnede yer aldı. Yakın zamanda Bronx pi‘de gerçekleşen konserinde ise seyircisi için harika sürprizler hazırlamıştı. Gürcan Ersoy’u dinlerken bir de baktık ki;  Redd grubunun solisti Doğan Duru sahnede bu süper ikili bizlere Redd’in  “Hayat Kaçık Bir Uykudur” albümünden “Ellerini Kaldır” şarkısını söylediler. Ardından bir şarkı daha  söyleyeceklerdi. Doğan Duru gitarı çalmaya başladı ve sahneye teker teker rock yıldızları düştü. Gürcan Ersoy ve Doğan Duru şarkıyı söylemeye başladığında ilk Erdem Yener, ardından Foma grubunun solisti Evren Uysal ve hepimizin bildiği, sevilen fotoğrafçı Mehmet Turgut sahnedeki yerini aldı. Herkes için çok keyifli bir gece oldu. 24424_10151406237681171_221068658_n

(Bu arada aranızda kafasından “bu adam bu kadar işi yaptıktan sonra kim bilir ne kadar değişmiştir ?” gibi düşünceler geçirenler varsa; inanın ilk tanıdığım Gürcan nasılsa, Gürcan Ersoy’da aynısı… Hiç bir şekilde bir değişimi, samimiyetinde bir eksilme olmadı. Açıkcası ben olacağını da düşünmüyordum. Yanıltmadı…)775796_486363304743038_1925227703_o

Bu yazımı okuyup aranızda Gürcan Ersoy’u merak eden ve dinlemek isteyenler varsa; en yakın konser bu hafta cuma günü (08.02.2013) Beşiktaş’ta “Yazı Tura Sahne” de akustik performansı ile dinleyicisinin karşısında olacak. (Ben ve arkadaşlarımda orada olacağız. Bence kaçırmayın…) Ayrıca Biletix’te yayınlanan habere göre; Redd ve Gürcan Ersoy aynı sahneyi 21 Şubat ve 1 Mart arasında Çanakkale, Edirne, Isparta ve Antalya’da paylaşacaklarmış. (Bu iki grubu aynı sahnede izleyecek olanlar bence kendilerini sürprizlere açık tutsunlar. :) )  21 Şubat’ta Çanakkale’de, 22 Şubat’ta Edirne’de, 28 Şubat’ta Isparta’da ve 01 Mart’ta Antalya’da olacaklar bilginize… ;)

Sizlere yazabileceğim kadar rahat ve özgürce yazdığım, resmi olacak, ciddi olacak, şöyle olacak, böyle olacak derdi olmadan samimi kelimelerimle yazıp, samimi kelimelerimle devam ettirdiğim yazımın sonuna gelmiş gibiyiz artık… (Sonunda dediğinizi duyar gibiyim. :) ) Bu haftalık benden bu kadar haftaya bakalım nasıl bir konu ile buralarda olacağım? ;) Haftaya görüşmek üzere…

İrem’le Rock Devam Ediyor…

İrem Ezgimen (DikkatMüzik!)

Bu kez “Sessiz Sinema” diyecek

Funda Arar yeni albümü “Sessiz Sinema”yı tamamladı. Toplam 10 şarkılık albümün prodüktörlüğünü önceki albümlerde olduğu gibi Febyo Taşel üstlenirken, albüme Türkiye’nin en önemli müzisyen ve söz yazarlarından Yıldız Tilbe, Günay Çoban, Seda Akay, Daniel Taşel ve Niran Ünsal gibi isimler de destek verdi. Yaylı kayıtları Prag Senfoni Orkestrası tarafından yapılan albümde düzenlemelerde yine Febyo Taşel imzası yer alırken gazeteci ve yazar Onur Baştürk’ün şarkısı ”Yazık”ın düzenlemesi ise Daniel Taşel’e ait. Yeni albümü için imajını da tazeleyen Funda Arar’ın albüm fotoğraflarını ise Mehmet Turgut çekti.

Funda Arar’dan “Aşkın Masum Çocukları”

Şu günlerde arka arkaya yeni albümlerini yayınlayan birçok sanatçı var. Bunlardan biri de sevilen ses Funda Arar. Prodüktörlüğünü eşi Febyo Taşel‘in üstlendiği, 13 şarkıdan oluşan albümde; Taşel’e ait şarkıların yanı sıra, Cem Karaca, Aysel Gürel, Günay Çoban, Burcu Tatlıses, Namık Nağdaliev, Antonis Vardis, ve Türk Edebiyatı’nın efsane şairi Nazım Hikmet‘in sözleri ve müzikleri de yer alıyor. ‘Aşkın Masum Çocukları’nda ayrıca sözü ve müziği Funda Arar’a ait olan ‘Sevdiklerim’ adlı bir şarkı da bulunuyor.

Arar’ın, Tuvana Büyükçınar imzalı kostüm giydiği albüm kapağı fotografları Mehmet Turgut‘un imzasını taşıyor. ‘Aşkın Masum Çocukları’nın ilk klibi ise sözü ve müziği Febyo Taşel’e ait olan ‘Sen ve Ben’ adlı şarkıya çekilecek.

Nilüfer “12 Düet” hazır!

Ve geri sayım başladı! Nilüfer‘in yaklaşık 1 yıldır üzerinde çalıştığı rock albümü projesinde mutlu sona sayılı günler kaldı. Merakla beklenen albümün çıkış tarihi 3 Şubat olarak açıklandı ve Mehmet Turgut imzalı 2011 model yepyeni Nilüfer kareleri de görücüye çıktı. Radyolara ilk olarak Şebnem Ferah düeti “Erkekler Ağlamaz”ın servis edildiği bu albümü, özellikle birçoğu 2000’li yıllarda hayatımıza giren Türk rock gruplarını ve isimlerini (ve her birinin kendi düzenlemesini/müzisyenliğini) barındırması açısından oldukça önemli bir proje olarak gördüğümü söylemeliyim. Nilüfer gibi 70’lerden beri hayatımızda olan ve dünden bugüne tüm şarkıları ile hayatımızda önemli bir yer edinmiş olan bu güçlü, hem de çok güçlü sesin bugünün rock sahnesinde gençlerin en sevdiği isim ve gruplar ile her biri klasikleşmiş “Nilüfer” şarkılarını bir kez daha dillere düşürmesi hiç de zor olmayacak. Doğrusu Hayko Cepkin‘in Aşk Kitabı ile Eurovision yolcumuz Yüksek Sadakat‘in Göreceksin Kendini yorumları, en çok merak ettiklerim arasında başa oynuyor.