Mehmet Turgut- Gürcan Ersoy – Redd Shutter Speed Tour Final gecesi

Herkese selam;

14084_592415650770790_2129331881_n

Uzun zamandır sesim soluğum çıkmıyordu biliyorum ama sizleri unutmadım :) En son Redd konserinden sonra önce Balıkesir Üniversitesi’ne “1. Radyo İletişim Günleri” kapsamında Cenk Alptekin, Ayşe Matay ve beni misafir ettiler. Söyleşimiz bizim için ve orada bulunan tüm dinleyiciler için çok keyifli geçti.

aydilge

Balıkesir’ in ardından bir de İzmir turu yaptım ve İstanbul’a geri geldim. İyi ki durumu biraz uzatmamışım çünkü İstanbul yine zamana karşı yarıştığı için organizasyonlar tüm hızıyla devam ediyordu. Geldiğim gün Aydilge ‘nin albüm lansmanı vardı fakat son dakika haberimin olması sebebi ile ben katılamadım. Aldığım haberlere göre  “Yalnızlıkta Yaptım” albümü lansmanı çok keyifli geçmiş. Albümünün tamamını dinledim, biraz eğlenceli biraz melankolik ama tam tadında bir albüm olmuş.902322_10151597516406093_344264173_o

Gelelim konumuz “Mehmet TurgutGürcan ErsoyRedd Shutter Speed Tour Final” gecesine…

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki; bu konser turu başladığı zaman ilk aklımdan geçen “çok doğru bir ekip, bir araya gelmiş.” oldu. “Shutter Speed Tour” ilk olarak 21 Şubat’ta Çanakkale’de başladı. Ardından 22 Şubat’ta Edirne, 28 Şubat’ta Isparta, 01 Mart’ta Antalya ve 02.Mart’ta Eskişehir’de gerçekleşti.

20. Nisan 2013 cumartesi gecesi Garaj İstanbul ‘da gerçekleşen final gecesine kadar “Shutter Speed Tour” konserinin fotoğraflarını (ne kadar “ben ne zaman çektim bunları? Hatırlamıyorum” dese de :) ) ünlü fotoğrafçı Mehmet Turgut çekti. Tüm fotoğraflar çok güzeldi ellerine sağlık ama benim aklımda özellikle bir abstrack klavye fotoğrafı kaldı ki; harika bir fotoğraftı…

20.Nisan gecesi Garaj İstanbul final gecesi hazırlıkları aynı günün sabah saat 03:00 civarında başlamış ve 17:00’de hazırlıklar sona ermişti. Sevgili Cenk Kırmacı sağolsun mekan hazırlandıktan sonra saat 18:00 civarı beni mekana kabul etti. Kapıda kırmızı bir halı ve halının başlangıcının sağ yanında kocaman bir backdrop vardı. İçeri girdiğim de ilk beni karşılayan Gürcan Ersoy’un fotoğrafı oldu. Gürcan’ın fotoğrafının yanında da Redd fotoğrafı vardı. Kafamı şöyle bir tavana doğru kaldırınca Mehmet Turgut’un abstract fotoğrafları “merhaba” dediler…

23937_10151609910136171_356662900_n

Garaj İstanbul duvarında turnede çekilmiş bir çok fotoğraf yerini almıştı. Shutter Speed Finali  saat: 19:00’da sergi ve kokteylle başladı. Saat: 22:15 civarında Müjde Uzman‘ın sunumu ile Mehmet Turgut, Gürcan Ersoy ve Doğan Duru sahnedeki yerini aldı. “Shutter Speed Tour” kapsamında gittikleri şehirlerde yaşanılan keyifli anılarını dinleyenleri ile paylaştılar. Konser anılarını anlatırken bile hala kahkahalar içinde oldukları için ne kadar eğlendiklerini anlamak mümkündü. :) ( Hala aklıma geldikçe “falan filannnnn” diyip gülüyorum. :)) )

71396_10151609914721171_161892261_n

Bu keyifli sunumun ardından Gürcan Ersoy sahnedeki yerini aldı ve gece tüm hızıyla devam ediyordu. Gürcan ‘ın “Ben ve benim gibi çocukların hakkında” albümünden “Dans Et Benimle” şarkısı ile sahnedeydi. O gece sahnede albümündeki bir çok şarkıya yer verirken; bir Moğollar şarkısı olan “Issızlığın Ortasında” şarkısının coverını da o gece “ilk kez” seslendirdi. Aynı zamanda gitar çalmaya ilk adımı olan mandolin’ini eline aldı ve “Losing My Religion” ı söylerken bir de baktık ki Erdem Yener sahnede bu keyifli düetin ardından Barış Manço ‘nun “Can Bedenden Çıkmayınca” ve Nilüfer’in ” Yeniden Sev” şarkılarının coverları ile her zaman olduğu gibi Gürcan Ersoy ve grubunun tadı damakta bırakan canlı performansı seyirci üzerinde güzel bir etki bıraktı.431898_10151609914901171_1118294671_n

IMG_9359Gürcan Ersoy’un ardından Garaj İstanbul sahnesine Mehmet Turgut’un sunumu ile Redd sahnedeki yerini aldı. Redd son albümleri ” Hayat Kaçık Bir Uykudur” albümünden ve eski albümlerinden bir çok şarkıyı kocamannn bir koro ile beraber söylediler. ” Ellerini Kaldır” şarkısını söylerken tüm Garaj İstanbul seyircisinin elleri havadaydı.936843_10151609910916171_648924138_n

Tüm Redd şarkıları grupla beraber söyleyip, dans ederek hep beraber eğlendik. Konserin sonunda Redd ekibine teşekkür etmekle kalmadı ve tüm ekibi sahneye alıp Gürcan Ersoy ve Mehmet Turgut’ta dahil olmak üzere hep beraber “Falan Filan” şarkısını söylediler ve bu harika gece “Falan Filannnnnnnn” diyerek son buldu.67575_10151609918721171_899384120_n

Bu keyifli organizasyonun gerçekleşmesini sağlayan “Manage Works” ekibi başta olmak üzere Garaj İstanbul, Redd ve Gürcan Ersoy’un ve çalışan tüm ekiplerine aynı zamanda da Mehmet Turgut’a teşekkür ederiz. Ellerinize sağlık hepimiz için çok keyifli gece oldu. 540713_10151609919356171_588957196_n

Bu geceye ait detay bilgiler için Güneş Turaç‘a aynı zamanda  kullandığım fotoğraflar için”im photo“ya teşekkür ederim. :)

Manage Works tarafindan yayinlanan fotoğrafların tamamı için: https://www.facebook.com/media/set/?set=a.10151609909471171.1073741825.653881170&type=1

Yakında yeni yazımla tekrar buralardayım.

İrem Ezgimen (Dikkat Müzik! )

Anne Bu Çalan Ne? (25 Nisan 2013)

Bu hafta müzik dünyamıza giren yeni şarkılar ve video klipler havaların ısındığı şu günlerde yazın getireceği mutluluğu şimdiden müjdeliyor gibi. Gelin şöyle kısaca bir göz atalım; Son dönemin yetenekli müzisyen-şarkıcılarından Mavi, 2012 yılının son aylarında DMC etiketi ile piyasaya çıkan “Aç Kapıyı” EP’sinde yeralan şarkılarını kliplendirmeye devam ediyor. Özdemir Erdoğan‘ın yıllar önce yorumladığı “Aç Kapıyı Gir İçeri” şarkısını kendi tarzı ile yeniden yorumlayan Mavi, şarkısına İspanyol yönetmen Salva Ferrando‘nun imzası ve Berin Yavuzlar‘ın sanat yönetmenliğinde New York’ta çok renkli bir klip çekmiş. “New York geçmişte yaşadığım ve beni ifade eden bir şehir. O sebeple klibin de hayatın içinden ve şarkının duygusuna uygun olmasına özen gösterdik. Umarım zevkle izlersiniz” diyor Mavi yeni videosu için. Zeynep-Casalini“Evlendi, inzivaya çekildi, müzikten koptu” haberlerine gülüp geçiyor Zeynep Casalini. Çünkü yakından da çok iyi biliyorum ki o müzikten kolay kolay kopacak biri hiç olmadı. İlk albümünden itibaren güçlü vokali ve dikkat çeken sesi ile en iyiler arasında yer almayı başaran Casalini’nin “Duvar”, “Nilüfer”, “Amacım Yok” ve “Dokunma Bana” gibi şarkıları tüm zamanların en iyileri arasındadır benim için. Bir süredir Bodrum’da eşi ve çocuklarıyla mutlu bir hayat sürdüren Casalini, sahne çalışmalarına albüm yapmadığı yıllarda da devam etti. Sahnede söylemekten her zaman keyif aldığı şarkılardan biri olan “Yeter ki”yi yeni albümü öncesinde tekli olarak dijital platformlarda yayınlayan müzisyen, yıllar önce Saadet Sun‘un yine harika vokaliyle değer bulan bu Sezen Aksu şarkısını yine hakkını vererek çok güzel okumuş. Bu tekli öncesinde Badem ve Konukları albümünde “Gittiğinden Beri” şarkısında Badem grubuna eşlik eden Zeynep Casalini’nin yeni albümünün zamanı gelmiş artık, onu gerçekten özlediğimizi farkettik çünkü yeni şarkısıyla..

taksimtrio2

Geçtiğimiz hafta “Yalnızlıkla Yaptım” adını verdiği yeni albümünün lansman konseri için Jolly Joker’de sahne alan Aydilge, yeni şarkılarıyla genç kuşağın başarılı müzisyenlerinden biri olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Son derece enerjik sahnesi ve hem sözleri hem de müziğiyle dikkat çeken şarkıları ile en başından beri kendine özel bir kitle yakalamayı başaran genç müzisyeni bu albümünde biraz daha olgunlaşmış ve kendini daha da yukarılara taşımaya kararlı olduğunu görüyoruz. “Aşk Paylaşılmaz”,”Akıllı Deli” ve “Aşk Acı Sever” şarkıları favorilerim arasında!

Türkiye’nin üç önemli virtüözü Hüsnü Şenlendirici, İsmail Tuçbilek ve Aytaç Doğan, “Taksim Trio 2” albümünde buluştu. Orhan Gencebay, Zülfü Livaneli, Neşet Ertaş, Barış Manço, Sezen Aksu ve Tarkan‘ın ses getirmiş ve çok sevilmiş bazı şarkılarını bu albüm için enstrümental olarak kaydeden üçlüden albümde iki yeni beste de dinliyoruz. “Naz”, Hüsnü Şenlendirici’ye, “Kumsalda Dans” ise Sendur Güzel‘e ait. Albümün mix ve masteringinde ise Tarık Ceran imzası var.

vedatsakman_cd_album.fh11

Albümler birer ikişer kliplenmeye devam ediyor. Son dönemde en çok dikkat çeken videolardan bazılarını ise şöyle sıralayabiliriz: Gripin‘in son albümü “Yalnızlığın Çaresini Bulmuşlar”ın ikinci videosu “Aşk Nereden Nereye?”, Can Bonomo‘nun “Aşktan ve Gariplikten” adlı ikinci albümünün stop-motion tekniğiyle Üsküp’de çekilen ikinci videosu “İyi ki Doğdun” ve daha önce Sertab Erener’den dinlediğimiz “Bir Varmışım Bir Yokmuşum”a son albümlerinde canlı performansları ile yer veren Pinhani klibi, önereceklerimiz arasında.. Önemli müzisyenlerimizden Vedat Sakman cephesinden de güzel haberler var. Uzun zaman sonra yeni albümü “Odada İkimiz”, DMC Müzik etiketiyle yayımlandı. Ömer Hayyam, Rainer Maria Rilke, Nazım Hikmet Ran ve Furuğ Ferruhzad gibi dünya şairlerinin şiirlerinden bestelenmiş şarkıları içeren albüm Sakman’ın son iki yıllık çalışmalarını kapsıyor.

sertab sade

Ve 2010 yazında gerçekten “Rengarenk” bir rüzgar estiren Sertab Erener! Kuşkusuz son günlerin en çok dinlenen ve sözlerinden olsa gerek hayatının bir köşesinde iyi kötü (belki de eni-konu?) aşk acısı çekmiş kadınların adeta dört elle sahiplendiği şarkısı “İyileşiyorum”, “Sade” adını taşıyan yeni Sertab albümünün lokomotif şarkısı oldu. Çıkış şarkısı olarak gerçekten çok iyi bir seçim olduğunu söyleyebilirim. Albümün diğer şarkıları ise duygu olarak sizi farklı yönlere çekebilecek nitelikte. Bu albümde Sertab, hareketlilerden ziyade slow ve orta tempolu şarkılarında daha fazla öne çıkmayı başarıyor, en azından benim için böyle. Örneğin ilk dinlediğimde vurulduğum Sibel Algan imzalı “Sus”, yalnız bu albümün ya da yalnızca Sertab’ın kariyerinde değil tüm popüler müzik tarihimizin de en özel parçalarından biri sayabileceğim türde bir şarkı. Sertab Erener ve Demir Demirkan‘ın ortak çalışması “Karalama Defteri” de keza, hem sözleri hem de müziği ile özel bir ilgiyi hakediyor. Bülent Ortaçgil cover’ı “Acıtır” ve “Çocuktuk Bir Zamanlar”, düzenlemelerde sanki biraz daha özen gösterilmiş, bu yönleriyle daha çok öne çıkması beklenen ve sırası gelince de mutlaka klipleneceğini tahmin ettiklerim arasında yer alıyor. Albümün ikinci videosu ise Nil Karaibrahimgil sözleriyle hayat bulan “Why this Kolaveri Di”nin cover’ı “Söz” olmalı diye düşünüyorum. Yeni düzenlemesi ve bu haliyle çok eğlenceli bir Türkçe hite dönüşmüş, yazın da iyi gidecek cinsten. Soner Sarıkabadayı imzalı “Cumartesi Pazar”ın ise önceki Sertab Erener-Soner Sarıkabadayı işbirliği ürünü şarkılarından (Bu Böyle/Açık Adres/Koparılan Çiçekler/Ego) biraz daha geride durduğunu itiraf etmeliyim. Ancak yine de özellikle remix versiyonu ile, benzer türdeki şarkıların dinleyicisini yakalayacaktır. Bu arada, Beyazıt Öztürk‘ün geçen hafta programında konuk ettiği Sertab’a sürpriz yapıp “İyileşiyorum” şarkısına çektiği “cevap videosu”nu hala izlemeyeniniz varsa, yazının en altında bakabilirsiniz. Altınıza işemeyeceğinizi garanti edemem!:)

Son olarak; DikkatMüzik!‘in 10.Radyo Boğaziçi Müzik Ödülleri’nde gösterildiği “En iyi Müzik Blogu/Sitesi” adaylığına şans veriyorsanız, desteğinizi esirgemeyiniz lütfen:) https://www.facebook.com/radyoboun adresinden 1 Mayıs’a kadar oyunuzu kullanabilirsiniz..

Hayatınızdan müziği hiç eksiltmeyin, çünkü onsuz yaşanmıyor!

Olcay TANBERKEN (DikkatMüzik!)

Anne Bu Çalan Ne? (14 Nisan 2013)

burcugunes (2)Yaza henüz girmesek de sıcaklar pek fena bastırmaya başladı yavaştan, ama bundan elbette ki şikayet etme hakkımız yok. Şimdilik, en azından! Gelelim geçtiğimiz haftadan müzik notlarımıza..

burcuguness27 Nisan Pazar günü Bostancı Gösteri Merkezi’nde yeni albümü “Gül Kokusu”nun ilk konseri ile karşımıza çıkan Burcu Güneş, hem çok etkileyici lazer efektli gösterisi ile hem de baştan sona kusursuz canlı performansı ile sahnede oldukça başarılıydı. Gül kokusunun bizi karşıladığı salonda yeni şarkılarının dışında tüm sevilen eski şarkılarından da söyleyen sanatçının sahne konukları Eflatun, Behzat Gerçeker, David Şaboy ve Hüseyin Karadayı oldu, konsere gelenler arasında ise söz yazarı Deniz Erten ve Murat Güneş de vardı. Doğrusu onu sahnede ilk kez izleyen biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki bu ülkede sahneye çıkıp da CD kalitesinde dinleyebileceğiniz yalnızca 3-4 sesten biri kesinlikle Burcu Güneş. Albüm şarkılarından Eflatun imzalı “Sen Kaybı”na bayıldım, tıpkı “Bir Lokma Sevda” gibi. İkisi de çok sevilecektir, eminim. “Unutma Beni Çiçekleri” de keza, öyle. Burcu Güneş sahnede “Geçer“i öyle şahane yorumladı ki nefesimi zor tuttum. Çok zor bir şarkıdır biliyorsunuz ve Sezen şarkılarına yapılan herhangi bir cover yorum aynı etkiyi veremeyebiliyor çoğu zaman ama bu kez olmuş, gerçekten başarılmış. Albümde de yer alan bu yorumun mutlaka önümüzdeki kliplerden biri olmasını diliyorum, daha çok kişiye ulaşmalı. Geçtiğimiz yıldan bu yana en çok çalınanlar arasında yer alan “Oflaya Oflaya” ve “Çıkmaz Sokaklar” düetleri ile kendini ve müziği yenilemesi, hemen arkasından da oldukça doyurucu bir albüm ile karşımıza çıkması beni çok sevindirdi, çünkü iyi sesler iyi şarkılarla daha da parlıyor. (Bu arada vokalistlerden Dilan Çıtak’ın, arada söylediği “Düşünme Hiç” performansına bayıldığımı belirtmeliyim, caz tınıları her notada hissedilen genç şarkıcının farklı bir şarkı söyleme biçimi var. Yakında ilk albümünü yayınlayacakmış zaten, ben başarılı olacağına inanıyorum).

ferhatgoceryarabbimFerhat Göçer‘in geçtiğimiz hafta -itiraf edelim ki- birçoğumuzu şaşırtan yeni şarkısı “Yarabbim”, son derece batılı tarzı ve müziği ile adeta kuzey ülkelerinden birinden fırlamış gibi duruyor. Müzikmarketlerde göremeyeceğimiz ve yalnızca dijital platformlardan indirilebilecek bir ‘tekli’ bu. Müzikalitesi yüksek bir iş olarak karşımıza çıkan şarkının söz ve müziği Altan Çetin‘e, düzenlemesi ise Ozan Doğulu‘ya ait. Bir reklam filminde seslendirdiği “Memleketim” yorumu sosyal medyada çok eleştirilen Göçer, bu şarkıyla ivmeyi tersine çevirebilecek mi göreceğiz. Burada Altan Çetin’e özel bir teşekkür de etmemiz gerekiyor, çünkü Türk popunun yüzünü böyle batıya dönen şarkılara her geçen gün daha çok ihtiyacımız var.

4. stüdyo albümü “ZümrüdüAnka”yı geçtiğimiz haftalarda piyasaya çıkaran Aylin Aslım, dün akşam İKSV Salon’da albüm lansman konseri için sahnedeydi. Sıkı bir ekibi olan Aslım’ı en son Açık Sahne & Popçu Dükkanı etkinliğinde Ghetto’da izlemiştim, bu kez tümüyle eski-yeni parçaları ile sahnedeydi ve canlı performansı ile yine alkış almayı haketti. Teoman düeti “İki Zavallı Kuş” ile albüm çıkışını yapan müzisyenin Sezen Aksu cover’ı “Hasret”in yeni düzenlemesi ve yorumu da çok etkileyici.  Prodüktörlüğünü Sarp Özdemiroğlu‘nun yaptığı albümde ayrıca Cem Adrian da “Af” şarkısında Aslım’a eşlik ediyor.

Ve geliyoruz Cuma gecemizi adeta “neşelendiren” “Türkiye Müzik Ödülleri”ne:) Kral Tv Müzik Ödülleri isminin değişikliğini pek olumlu bulmadığımı daha önce sosyal medyada dile getirmiştim, sonuçta “özel” bir yayın kuruluşu olan bir medya organının bütün ülkeyi temsilen böyle bir ismi kullanmasını pek doğru bulmuyorum. Ancak bu, önceki gün verilen ödüller arasında yılın düetinin “Soğuk Odalar” (Emre Aydın & Gülden Mutlu), yılın teklisinin “Beni Biraz Böyle Hatırla” (Emre Aydın) ve yılın şarkısının “Türkan”a (Demet Akalın) verilmesine sevinmeme engel değil. Tıpkı en iyi kadın şarkıcı ödülünün Göksel‘e gitmesi gibi. Mustafa Ceceli’ye en iyi erkek şarkıcı ödülünü vermek üzere sahneye çıkan Kayahan‘ın Mustafa Kemal Atatürk’ü andığı anlar bence gecenin en anlamlı dakikalarıydı. Nilüfer ve Sertab Erener‘in de sahne aldığı törende bu yıl da son yıllarda olduğu gibi ne yazık ki sunucu yoktu; oysa bu tür ödül törenleri sunucusuz olmuyor, heyecan vermiyor. Ses düzeni ve organizasyon konusuna değinmiyorum bile, onca teknolojiye ve güce rağmen bunu bu ülkede bir türlü beceremediğimiz çok açık..

muratbozvazgecmemYeniler arasında birkaç gündür kulağımızda olan Murat Boz şarkısı “Vazgeçmem”, iddialı bir “pop” şarkısı olarak bu yaz çokça çalınıp tüketilecekler arasında öne çıkmayı hakediyor. İlk kez 3 gün önce dağıtılan Kral Müzik Ödülleri gecesinde açılış şarkısı olarak karşımıza çıkan eserin sözü Deniz Erten‘e, bestesi Osman Çetin‘e, aranjesi ise Mustafa Ceceli‘ye ait. Şarkının video klibininin yönetmeni ise Nihat Odabaşı. Yayınlanan teklide 2. versiyonu daha çok sevdiğimi söylemeliyim..

Müziksiz kalmayın..

Olcay Tanberken (DikkatMüzik!)

DikkatMüzik!, Radyo Boğaziçi 10. Müzik Ödülleri’ne aday!

dikkatmuzik
Bu yıl 10.cusu düzenlenecek olan Radyo Boğaziçi Müzik Ödülleri, “En İyi Müzik Blogu/Sitesi” kategorisinde DikkatMüzik!’i adaylar arasında gösterdi.
Her yıl kazanan sanatçıların ve medyanın yoğun ilgi gösterdiği radyo boğaziçi Müzik Ödülleri Töreni, bu sene 16 Mayıs günü Boğaziçi Üniversitesi BÜMED Üst Bahçe’de gerçekleşecek.

Türkiye’nin ilk  üniversite radyosu ünvanını taşıyan Radyo Boğaziçi yayın hayatına başladığı 1992 yılından bu yana amatör yayıncılığa profesyonel bir bakış açısı kazandırdı ve bunun yanında birçok başarılı organizasyona imza attı. Bu organizasyonlardan bir tanesi de bu yıl 10. sunu düzenleyeceğimiz radyo boğaziçi Müzik Ödülleri Töreni’dir.

21 Mart 2012 ve 1 Mart 2013 tarihleri arasında yayınlanan albüm ve tekliler arasından Türkiye’nin en kaliteli yapımları seçilerek 1 Nisan 2013 tarihinde oylamaya sunuldu. Kazananlar Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ve Radyo Boğaziçi dinleyicilerinin 1 ay boyunca kullandığı oylar sonucunda belirlenecek.

DikkatMüzik!’e oylarınızla destek vermek için:
http://www.radyo.boun.edu.tr/muzikodulleri

 Radyo Boğaziçi 10. Müzik Ödülleri Aday Listesi:

En İyi Kadın Pop Müzik Sanatçısı
Burcu Güneş
Demet Akalın
Gülşen
Hande Yener
İzel
Sıla
Ziynet Sali

En İyi Erkek Pop Müzik Sanatçısı
Gökhan Tepe
Gökhan Türkmen
Kenan Doğulu
Murat Dalkılıç
Mustafa Ceceli
Toygar Işıklı
Yalın

En İyi Müzik Grubu
Badem
Mor ve Ötesi
Pentagram
Pis’ton
Redd
Sattas
Yeni Türkü

En İyi Albüm
Aşktan ve Gariplikten – Can Bonomo
Bir Güzellik Yap – Murat Dalkılıç
Güneşi Beklerken – Mor ve Ötesi
İkinci Cihan – Birsen Tezer
Kendim Gibi – Gökhan Tepe
Overload – Bedük
Vaveyla – Sıla
En İyi Proje Albüm
01 – Ozan Çolakoğlu
13 Düet – Nilüfer
Badem ve Konukları – Badem
Burada Olsaydın – Kürşat Başar
Joker – Sıla
Orhan Gencebay ile Bir Ömür – Orhan Gencebay
Proje – Erdem Kınay
En İyi Çıkış
Ece Seçkin
Funda
Gülden Mutlu
İrem Candar
İrem Derici
Mehmet Erdem
Oğuzhan Uğur
En İyi Şarkı
Bensiz Yapamazsın – İrem Derici
Bir Bela – Hande Yener
Düşer O – İzel
İşporta – Erdem Kınay & Aynur Aydın
Lüzumsuz Savaş – Murat Dalkılıç
Oyunbozan – Mor ve Ötesi
Violin İstanbul – Emre Aşkın & Melisa Uzunarslan
En İyi Düet Şarkı
Bedende Ruh Yokken – Bahadır Tatlıöz & Gökhan Türkmen
Biz Burdayız – Hadise & Kaan
Çıkmaz Sokaklar – Eflatun & Burcu Güneş
Dayanamam – Ogün Sanlısoy & Özlem Tekin
Değişmem – Badem & Öykü Gürman
Dilek Tutman – Genç Osman & Aylin Aslım
Ne Tuhaf – Birsen Tezer & İlhan Şeşen
En İyi Video Klip
Başkan – Can Bonomo (Yönetmen: Can Saban)
Beatfreak – Bedük (Yönetmen: Tchane Okuyan)
Es – Mustafa Ceceli (Yönetmen: Murad Küçük)
Geri Dönüş Olsa (Erdem Kınay Remix) – Murat Boz (Yönetmen: Nihat Odabaşı)
He-Man – Nil Karaibrahimgil (Yönetmen: Thor Saevarsson)
Paranoya – Hayko Cepkin (Yönetmen: Mustafa Özen)
Yorum Yok – Erdem Kınay & Serdar Ortaç (Yönetmen: Şenol Korkmaz)
En İyi Rock Müzik Sanatçısı
Begüm Tarako
Erdem Yener
Genç Osman
Hayko Cepkin
Ogün Sanlısoy
En İyi Elektronik Müzik Sanatçısı
Bedük
BeeGee
Burak Yeter
Portecho
POST
En İyi Caz Müzik Sanatçısı
Baki Duyarlar
Birsen Tezer
Jehan Barbur
Ozan Musluoğlu
Tuluğ Tırpan Trio
En İyi Cover/Uyarlama Şarkı
Dokunma – Seksendört
Dünya Dönüyor – Nilüfer & Pinhani
Haberin Olsun – Bengü
Hakim Bey – Mehmet Erdem
Ne Desem İnanırsın – Sıla
Rüya – Hande Yener & Seksendört
Türk Marşı – Ceza

En İyi Alternatif Müzik Sanatçısı
Can Bonomo
Cem Adrian
İrem Candar
Mabel Matiz
Melis Danişmend
Mira
Yasemin Mori

En İyi Radyo Programı
Bay J Show – Bay J (Virgin Radio)
Cenk & Erdem Power – Cenk & Erdem (Power FM)
Chatzone – Funky C & Burçin (Power FM)
Ceyhun Yılmaz Show – Ceyhun Yılmaz (Best FM)
Gazoz Ağacı – Cem Arslan (Best FM)
Geveze Show – Geveze (Virgin Radio)
Hitnoz – Yasemin Şefik (Pal FM)

En İyi Rap/Hip Hop Sanatçısı
Beto & Jabor
Canavar
Ceza
Kamufle
Kolera

En İyi Müzik Blogu/Sitesi
Avaz Avaz
Dikkat Müzik!
Hayat Müzik
Her Yerde Müzik
Manyetik Bant
Söz Müzik
Zokyay Palace

En İyi Dizi Müziği
İşler Güçler – Tolga Çebi
Karadayı – Toygar Işıklı
Kuzey Güney – Toygar Işıklı
Lale Devri – İskender Paydaş
Leyla ile Mecnun – Mehmet Erdem, Alper Atakan
Muhteşem Yüzyıl – Fahir Atakoğlu, Soner Akalın, Aytekin Ataş
Yalan Dünya – Nil Karaibrahimgil

En İyi Canlı Performans Programı
Akustikhane (SkyTürk 360)
Ana Sahne (Dream TV)
Başucu Şarkıları (TRT Müzik)
Joy Türk Akustik (Joy Türk)
O Ses Türkiye (Star TV)

En İyi Müzik Kanalı
Dream TV
Kral Pop
Powerturk
Dream TV
Number1

Kuma ile keyifli bir sohbet…

Herkese merhaba;

Sizlerede söz verdiğim gibi geçtiğimiz hafta gerçekleştirdikleri stüdyo provasının ardından yorgun bir halde yakaladığım “Kuma” grubu ile yaptığımız sohbet artık İrem’le Rock’ta :)

geveze-kuma-album

Kuma nasıl kuruldu?

Geveze: Rol’u bundan 5 sene önce Foça’da seyrettim ve onların takipçisi oldum. Her sene düzenli olarak Rol’u orda seyretmeye,kışında burda dinlemeye başladım. Benim kafamda bir albüm projesi vardı. Bir ara Hakan’a biraz anlattım endişeli bir şekilde ve Hakan “Olur.” dedi. Beraber yapalım dedi. Bende çok heyecanlandım ve ardından “Sertan’da olur mu acaba?” diye telefonda konuştuk ve öyle başladık.

Biz Geveze’yi Radyo’dan, Yelken’den ve daha bir çok yerden biliyoruz ama müzik ne zaman başladı onun hayatında?

Geveze: Aslında radyoculuktan önce ben barlarda şarkıcılık yapıyordum.İkinci ve üçüncü sınıf barlarda uzun süre şarkıcılık yaptım. Tabii şarkıcı olduğumdan değil o dönemde paraya ihtiyacım olduğundan. O dönemde bir şekilde para kazanmak gerekiyordu. Aslında hakkikaten “Rol” nezaket edip beni kendi aralarına dahil ettiler yoksa yani öyle dinlenilebilir bir ses değilim yani ( :) ) Bak şimdi konserlerde Hakan’ın biraz yanlar beyazladı son konserlerden sonra sürekli boyuyor yanı :D gencecik çocuktu yaşlandı yemin ediyorum şu “Kuma” hikayesi çıktığından beri beş yaş daha yaşlandı. Bak Sertan’ın da saçları vardı sinir sıkıntıdan da Sertan saçları döktü yani o noktadayız :)))

Bay J ile daha önce yapmış olduğunuz bir çok proje vardı. Zeliha Sunal ile devam ediyorsunuz, en son Olimpia konseriniz vardı.. 3 farklı projeniz var.

Geveze:3  farklı proje ve hepsi başka başka işler… Zeliha Sunal ile yaptığımız  “Neşeli Maşrapa” hem de “Geveze ve Zeliha Sunal’la  Siz Söylüyorsunuz, Biz Çalıyoruz.”   hakikaten büyük iki  proje yapıyoruz ama “Fazla mesai” ve “Kuma” benim evim gibi öyle söyleyebilirim. Bunlar benim için bir proje değil çünkü hakikatten eğleniyoruz. “Fazla Mesai” içinde “Kuma” içinde aynı şekilde onlar bizim için eğlence…

Şimdi ki sorumu Sertan’a yöneltmek istiyorum. Sen hem Ogün Sanlısoy ‘la çalışıyorsun, hem “Rol” grubu ile sahnedesin hem de “Kuma” da çalıyorsun. Zamanın nasıl yetmesini sağlıyorsunuz? Aynı zamanda da diğer ekip arkadaşların kimlerle çalışıyor?

Sertan: Bazen zaman yetmiyor ama bir çözüm ve alternatif bulabiliyoruz. Benim yerime başka bir arkadaşım gidebiliyor. Bu şekilde oluyor…

Peki diğer grup üyeleri de başkaları ile çalışıyor mu?

Hakan: Uğur’da bir çok kişi ile çalışıyor. Bir tek ben “Rol” ve “Kuma” gruplarının demirbaşıyım.

Sertan: ama Hakan’da radyo programı yapıyor kendince…

Hakan: Evet benimde hobi olarak yürüttüğüm internet radyom var.

Peki şarkı sözlerinin çoğunluğunu Hakan yazmış. Şarkıların sözlerine bakınca bir yandan yalnızlıktan yakınan bir yandan da aslında bir bıkmışlık olan durumda var. :) Biraz tutarsızlık var bunu neye borçluyuz?

Hakan: eee yaştan kaynaklanıyor… :)) Yani bir sürü şey yaşıyorum yazarken şarkıları ve yaşadığım şeylerden esinlenerek birşeyler yazıyorum. Onun içinde bıkmışlıkta var, aşkta var, sevgide var, nefrette var, hepsi var…

Bir andan çok duygusal bir ruh haline burunurken başka bir şarkıda da “adam bıkmış hayatından ya gitsin çevresindekiler” dememe sebep oldu.

Hakan: Bende genel olarak var o… Ruhumun yüzlerce parçaya bölünmüşlüğü var bende ve bu yüzden ne çıkacağı hiç belli olmuyor şarkı yazarken. hangi ruh haline denk gelirse o çıkıyor.

Son klibiniz “Yalnızım yine” şarkısına çekildi. Ben klibi izlediğimde çok şaşırdım çünkü öyle bir klip beklemiyordum. Grubun tamamını bol bol göründüğü bir klip bekliyordum. Neden öyle bir formatta çekmek istediniz?

Geveze: Bizim klibimiz diye söylemiyorum ama ben çok seviyorum o klibi… Bence son yıllarda seyrettiğim en güzel klip çok samimi söylüyorum bunu… Bence yalnızlığı en iyi anlatılatabilecek şey kuma içilmiş resimler çünkü bir anda yok oluyor, siliniyor. Renk tonu olarakta toprak rengi, pastel renk yalnızlığı çok güzel anlatan renk… Resimlerin kuma çizilmiş olmasın da böyle bir gönderme de var. Ben yine aynı şeyi söylüyorum bence son zamanlarda çekilmiş yalnızlığı en iyi anlatan klip olduğunu düşünüyorum.

http://www.youtube.com/watch?v=3lJmyIaZgGY

Ben sizin ilk klibiniz olan “Bahane” şarkısını çok eğlenceli ve güzel buldum. Bu şarkınızın klibi için ne söylemek istersiniz?

Geveze: Bence o kliple ilgili Hakan’ın yorumu tektir ve bence üzerine her hangi bir yorum söylenemez. Hakan’ın bu şarkı ile ilgili yorumu ” Bol kızlı klip” oldu.

http://www.youtube.com/watch?v=HtZgtyhXDLo

“Rol” aktif halde konser veriyor ve Kuma’nın da böyle bir düşüncesi var mı?

Geveze: Var. Temelde var.

Hakan: Düşünüyoruz tabii ki neden olmasın? Fakat Geveze’nin de radyo programı olduğu için sabah erkenden onun saatlerinin de uygun olması gerekiyor. Çünkü saat 05:00 te uyanan bir adam olduğu için…

Geveze: Biz bazen Hakan’la twitter’da denk geliyoruz. Hakan saat 06:15 yada 06:20 civarında tweet atmış oluyor bende “Günaydın” diye tweet atıyorum ondan “günaydın” diye cevap geliyor. Biliyorum ki ben uyuyorken o gece boyunca uyanık oluyor ve hayata devam ediyor ama benim öyle bir şansım yok. Gece en azından 12:00 – 01:00 bilemedin en geç 02:00 gibi uyumam gerekiryor ama yine de aktif olarak bir yerlerde çalmak niyetindeyiz.

Geveze bir radyo programcısı olarak “Kuma” albümünü eleştirse ne derdi?

Geveze: Açıkcası benim bu albümle ilgili her hangi bir eleştirim yok. Ben Hakan’ın şarkılarını çok beğeniyorum. Bu albüm için çok güzel şarkılar yazdı.

Hakan: Eleştirilebilecek tek şey belki çok hızlı yaptık. Açıkcası hızlı olmasına rağmen bizim içimize sindi. Albümü kırk gün gibi bir sürede yaptık prodüktörümü Alp ERSÖNMEZ‘e kalsa iki yılda biterdi (:D ) o yüzden tek eleştirile bilecek yanı belki prodüktör açısından o olabilir. onun haricinde çok güzel bir albüm…

Geveze: Eleştirebileceğim yanı şu olabilir. Tanıtım o kadar kötü yapıldı ki; müzik piyasasında olan hiç kimsenin haberi olmadı. Gerçekten çok üzücü, hakikatten bu böyle ciddi bir emek sarf etti ama plak şirketi bunu çok fazla tanıtmadı. Benim çok sevdiğim arkadaşlarım var müzik sektörünün içinde zaman zaman muhabbet ederken dinletiyorum “Abi süper şarkı yeni mi çıktı? Bunu çalalım” diyen insanlar var. Tabii albüm çıkalı sekiz ay olmuş…

Geçtiğimiz günler de facebook hesabında “Yalnızım Yine” klibini paylaşmışsın. Paylaşımının üzerine de ” Bugün bir radyo progracısı arkadaşımla görüştüm. Ben radyo programcısı olduğum için şarkımın çalınamadığını söyledi.” demişsin.

İki ay evvel bir radyo istasyonun yöneticisi bir arkadaşıma “oğlum niye çalmıyorsunuz? Şarkı da çok güzel sizin kalem bir şarkı neden çalmıyorsunuz? Daha vasat şarkıları çalarken” dedim. Cevabı ” Çok problem oluyor sende radyo programcısısın sunan arkadaş ne diyecek? Geveze’nin şarkısını çalıyoruz diyince başka bir radyo’ya gönderme olacak. O yüzden yayın yönetmenimiz istemedi,çalmıyoruz.” dedi. Bu sebep yüzünden şarkımızın veto gördüğü ve bunu benimde bildiğim dört, beş tane radyo var ama bunlarında dışında da yoğun olarak çaldığını bildiğim radyolarda var.

Problem aslında şu; bu masanın etrafında bulunan herkes hayatının bir ayını bu işe adadı. Hakikatten stüdyo’da yatıp, stüdyo’da kalktık. Bazı geceler 02:00 – 03:00 ‘e kadar çalışıldı. Bu iş için çok ciddi bir emek harcandı ve bu sadece kişi emeği değil, stüdyodaki insanlar emek harcadı, biz emek harcadık, albümün öncesinde bunların provaları oldu v.s ciddi bir emek harcandı ve insan istiyor ki bu emek dinleyiciye ulaşsın. Bizim “bu albüm çıktı hepimiz milyonlar kazanacağız” gibi bir beklentimiz yok. Sadece istenilen şey; bu şarkıların insanlara ulaşmasıydı. Bu da ancak radyolarda çalarak oluyor ve bazı radyoların haksız bir şekilde bunu çalmaması da bana dokundu ne yalan söyleyeyim. Açıkcası bana ” bu kadar ucuz mu bu işler” diye düşündürdü ama hakikatten bu kadar ucuzmuş.

Bu konuda kesinlikle sana hak veriyorum. Bir şekilde para sarfediliyor, emek sarfediliyor ve ortada söz yazarının, bestecinin ve yorumcunun duyguları var. Hadi parayı, pulu geçtim duygularınızı aktarma amacı ile çıkılan bu yolda bu şekilde sorunların çıkmış  olması çok üzücü…  Radyo programcısı olarak mikrofonun arkasındasın ve şimdi sahnedesin nasıl bir his?

Geveze: Aslında öncede sahnedeydim. Sahnede olmak çok tehlikeli bir his… Eskiden Roma komutanlar, savaş kazanıp Roma’ya geri döndükleri zaman bir tane savaş arabası ile girerlermiş. Savaş arabasının üzerine romalı komutan olurmuş, arkasında da diz çökmüş bir köle olurmuş. Arkasındaki köle sürekli “insansın, sen insansın”  bunu hatırlatırmış yani sen yarı tanrı değilsin. Sahneye çıkmak yarı tanrılık gibi bir şey; arada insan olduğunu hatırlamak lazım. İnsan kendini sahnede çok iyi hissediyor, hiç bırakmak istemiyor. Ağır bağımlılık yapan bir şey… Dünya’da bir insanın yaşayabileceği en büyük keyif, birileri seni alkışladığı zaman kendini çok iyi hissediyorsun.

Radyoda böyle birşey yok, radyoda olan da sahnede yok. Radyo’da çok rahatsın istediğin her şeyi söyleyebiliyorsun, hayal ettiriyorsun. İkisi birbirinden taban tabana farklı şeyler…

Aslında baktığımız da bir çok televizyon programı da yaptınız ama mikrofon’un arkasında saklı kalmak ya da sahnede olmak bunlardan hangisi daha önemli artık sende?

Geveze: İkisi de aynı derecede önemli aslında ve ikisininde birbirinden bence çok fazla farkı yok. Birinde görsel olarak alıyorsun, alkış alıyorsun diğerinde ise; bir gün sokakta yürüyorsun ve adamın biri gelip sana ” Ben her sabah seni dinliyorum, çok beğeniyorum. Günüm sizin sayenizde güzel geçiyor.” ya da birini görüyorsun ve diyor ki “Ben sizi 10 yaşımdan beri dinliyorum.” bunu söyleyen de kocaman bir kız..

Sertan: Valla Geveze’yi bende yıllar önce radyo programını dinliyordum öyle tanıdım. 15 senesi var rahat…

Hakan: Bende ortaokulda NR1 tv döneminden biliyorum seni…

“Rol” ve “Kuma” dinleyicisi arasındaki fark nedir?

Hakan: “Rol” bar programları haftalık programlar yapıyor ve genel olarak, cover ağırlıklı ve eğlenceye yönelik. Aslında Kuma’da da çok farklı değil ama Kuma’nın yüzü Geveze olduğu için iş değişiyor, gelen kitle değişiyor.

Albümün prodüktörü Alp Ersönmez ile nasıl çalışmaya başladınız?

Hakan: Alp’le tanışmamız  Babajım İstanbul Studios‘ ta kaydetmeye karar verdikten sonra oranın sahibi Alp Turaç ‘la kafamızdaki isimleri konuşurken “size Alp Ersönmez olur. Ben Alp’î bir arayayım” dedi. Alp Ersönmez’de kabul etti sağolsun. İyi ki tanışmışız, çok büyük adam ve ç0k büyük prodüktör.

Aynı zamanda bizimle  Çağrı Sertel‘de çalıyor. Klavye’de bize destek oluyor. Ondan da çok şey öğreniyoruz. Sürekli provalarda hocamız gibi kendisi..

İkinci albüm için düşünceniz ne zaman?

Hakan: Bu albüm bitsin bir miladını doldursun ondan sonra hep beraber karar vereceğiz.

Geveze’nin tabiri ile “karaladığını” biliyoruz ama senin neden albümde şarkı sözlerin yok?

Hakan: Tamamlamıyor. :)

Geveze: Evet. :)) Şimdi ben diyordum aynı cümleyi… Biz bir akşam Hakan’ların evine gittik ben şarkıları dinleticem. 15 şarkı dinlettim ama bir şarkı çıkmaz aslında çıkar :) bir tane şarkı bitmişti birininde sözleri eksikti. Eksik şarkılar ama bir tanesi var herkesin içine de sinmişti ama sözlerini tamamlamam gerekiyor. İnşallah ikinci albüme..

Benim sorularım bu kadar hepinize çok teşekkür ederim.

Kuma: Biz teşekkür ederiz.

582140_10151322223131430_2061645539_n (1)

Kuma’ya bu keyifli sohbet için çok teşekkür ederim ama unutmamam gereken önemli bir isim de sevgili Aylin hanım; Kuma ile beni buluşturduğu ve bu keyifli sohbeti sağladığı için çok teşekkür ederim.

İrem’le Rock Devam Ediyor…

İrem Ezgimen (DikkatMüzik!)

Anne Bu Çalan Ne? (20 Mart 2013)

ozleme_tekin_kargalarGeçtiğimiz haftaki müzik mesaim 3 ayrı konser ve yeni çıkan albümleri dinlemekle geçerken bir akşam hiç üşenmedim uzun zamandır ertelediğim arşiv düzenlemesi işime de giriştim (burada şaşırma tepkinizi duymak için kulak kabartıyorum: “yalaan??!). Bunu yaparken pek tabii ki korktuğum başıma geldi ve her “bu kez başaracağım” diye başladığım girişimim “aa bu da varmış”,”şu şarkı nasıldı yaa” gibisinden düşünce balonlarıyla beni şarkıdan şarkıya, öteden beriye ve tabii yıllardan yıllara sürükledi ve arşiv düzenleme çabalarım yine bir başka bahara kaldı:)

Önce birkaç albüm ve yeni şarkıyla başlamak istiyorum. Rock müziğimizin en iyilerinden Özlem Tekin, 7. stüdyo albümü “Kargalar”ı geçtiğimiz hafta piyasaya çıkardı. Albümle aynı adı taşıyan çıkış parçası kadar albümün geri kalanı da oldukça sert gibi duruyor, Özlem Tekin’in güçlü vokali ile “işte bu, gerçek o!” diyenleri sonuna kadar tatmin edecek bir albüm yapmış Özlem Tekin. “Kıyamet” ve “Sebepsiz Savaş”a birer extra yıldız koydum. “Öz” albümünün unutulmazları arasında yer alan “Tarlalar”ı da bu albümde yeniden yorumladığını ekleyelim. Twitter sayfasında “albümümüz çok sert bulunmuş, radyolar çalmayız demişler. Youtube’la idare ediverin” diyen Özlem Tekin’i sevenleri ve müzikten anlayanlar elbette yalnız bırakmayacaktır, neyi ne amaçla çaldıkları konusunda hep bir soru işareti ve muamma içeren günümüzün “format” radyoları varsın Özlem Tekin çalmasın, kendileri kaybeder.

hadiseGeçen yaz yayınladığı “Biz Burdayız” adlı teklisiyle son albümünden biraz daha farklı bir rotaya giren ve eller havaya modundan -şimdilik- yavaş yavaş çıkarak daha kaliteli işlere imza attığına inanmaya başladığımız Hadise‘nin yepyeni şarkısı “Visal”i radyo rotasyonunda duymaya başladık. Sözleri İsra Gülümser‘e, bestesi Tolga Görsev‘e ait olan şarkının akustik ve dans versiyonlarını da başarılı bulduğumu söylemeliyim. Zaten bu kıza ne olduysa “Düm Tek Tek”ten sonra olmuş, Avrupa’da son derece başarılı olduğu tarzından çok fazla ödün vererek farklı müzikal kalıplara sokulmuştu. Son çalışmaları ile bence yeniden umut veriyor Hadise..

RaShit‘in -bence prodüksiyon ve sound olarak da kariyerlerinin en iyisi sayabileceğim- “İnsan Neslinin Sonu” albümü ile Hüsnü Arkan‘ın “Yalnız Değiliz” albümleri yeni çıkanlar arasında gerçekten tavsiye edebileceklerim arasında. Bunlara ek olarak yeni rock gruplarından Kung-Fu ile Eskici‘yi de sound olarak başarılı bulduğumu söylemeliyim, doğrusu pek çok grup ve yeni isim çıkıyor ve her birine yetişmek neredeyse imkansız ama bu ikisini muhakkak dinlemenizi ve enerjilerini yakalamanızı öneririm.

mavi2Gelelim geçtiğimiz hafta katıldığım 3 güzel etkinliğe. Çarşamba gecesi Sakman Kulüp‘te daha önce de izleme fırsatı bulduğum ve akustik performansıyla oldukça başarılı bulduğum Mavi‘nin konseri vardı. Her defasında belirttiğim gibi duru sesi ve kendine özgü yorumu ile dikkat çeken Mavi’nin şarkılarını seviyorum. İlk albümündeki “Düş” ve “30” şarkılarıyla tanımıştım ilk. Sonrasında geçen yaz “Kaptan” adlı bir tekli yayınladı ve yılın sonlarına doğru ikinci albümünü yayınladı. “Kaptan” dışında “Bilirim”, sözü Mavi’ye müziği ise Sanne Putseys‘e ait olan “Yine Aynı Hikaye” ve  çok yakında albümün ikinci videosu olarak izleyeceğimiz Özdemir Erdoğan‘dan bir cover olan “Aç Kapıyı Gir İçeri” şarkılarını içeren EP niteliğindeki albümü seveceksiniz. Sakman’da o gece kendi şarkılarının dışında Sezen Aksu‘dan Ajda Pekkan‘a, Kayahan‘dan Zuhal Olcay‘a, Ortaçgil şarkılarından yorumunu çok beğendiğim “Dilek Taşı”na kadar popüler müziğimizin derin ve duygulu sularından çok özel şarkılar ile bir gezinti sundu bizlere Mavi. Üstelik ona eşik eden de çok yetenekli sahne arkadaşları var, sahnede gerçekten tam bir uyum içinde çalıyorlar. Bir yerlerde yakalarsanız kesinlikle kaçırmayın, magazinsel ya da sansasyonel bir kişiliği hiç olmadı ve sevdiği işi yaptığını sahnedeyken gözlerinden okuyabildiğiniz bu tatlı sesi sakın ıskalamayın derim.

candemirdanismendCuma günü geldiğinde ise müzik yazarı Tolga Akyıldız‘ın  -daha önce aklıma nasıl gelmez diye ismini fena halde kıskandığım:)- “Popçu Dükkanı” aktivitesi için İrem Ezgimen ile soluğu Ghetto‘da aldık. Tolga’ya DJ kabininde eşlik eden ve her zamanki gibi bütün enerjisiyle ışık saçan DJ Özge Tığlı 80’ler ve 90’lar Türkçe Pop seçkileri ile ortamı ısındırdıktan sonra bu geceye özel “Açık Sahne” konsepti başladı ve alternatif/rock dünyasından pek çok isim teker teker sahne almaya başladılar. Müzik dünyasına yeni merhaba diyen (ya da ilk albümlerini henüz çıkarmış demek daha doğru) Kung-Fu, Frapan, Eskici, Can Gox gibi isim ve gruplar enerjik sahneleri ile dikkat çekerken Hayko Cepkin, Redd‘in Doğan Duru‘su, Aydilge, Koray Candemir & Melis Danışmend, Erdem Yener ve Aylin Aslım gibi yıldızlar da Ghetto ortamını epey şenlendirdiler. Burada şenlik sözcüğü çok doğru bir tanımlama esasen çünkü gece tam anlamıyla mini bir müzik festivali havasında geçti. Önümüzdeki aylarda bu aktivitenin bir devamını beklemek şart ve farz oldu sanırsam çünkü o gece orada görmeyi istediğimiz, gelmesi beklenen ama çeşitli sebeplerle katılamayan pek çok müzisyeni daha Açık Sahne konsepti ile birarada izlemek oldukça keyifli olacağa benziyor:) O gece yalnızca sahnede değil salonda da epey müzisyen ve isim biraradaydı; Gökçe, Salt, Jale, Zeliha & Nazmi Sunal, Hakan Eren, Ömer Erişmen, Hakan Küfündür, Tunca Tutkun, Emre Duymaz, Nagihan Ataç, Gülçin Kocakır ve daha pek çok basın ve müzik dostu da bu gece bu keyifli partide biraraya geldi (Böyle geceler de olmasa?). Az daha unutuyordum, İrem’le Ghetto öncesinde Küçük Bronx‘ta demlendiğimizi ve enerjik sahneleri ile dikkat çeken Dekadans grubunu izlediğimizi -ve hatta Canlı Karaoke kısmında da çok eğlendiğimizi eklemek istiyorum. Çocukların sahnesi çok iyiydi, haftasonu eğlenceniz için iyi bir seçenek olabilir..


Cumartesi gelip çattığında uzun zamandır takvivimde -gelsin artık şu gün- diye bana gün saydıran Sezen Aksu & Fahir Atakoğlu & Ara Dinkjian konseri için bu kez Lütfi Kırdar‘daydık ve Figen Aslan ile beraber Sezen şarkılarını öncekilerden farklı olarak ilk kez piyano ve ud eşliğinde izlemenin bir başka keyfini yaşadık. Sezen, -geceye özel ağırlıklı olarak yavaş tempolulardan seçtiği- sevilen parçalarının dışında bestesi Ara Dinkjian’a ait olan Ahmet Kaya şarkısı “Ağladıkça”yı söylemekle kalmadı, “Sarı Gelin”‘in Ermenice & Türkçe yorumu ile de sürpriz yaptı. Bu gece için oradan oraya koşturan sevgili Gülçin Kocakır‘dan bu konserin Avea‘nın Sıradışı Müzik ‘te bu sezonki son konser olduğunu öğrendim, umarım seneye yine devam eder bu konserler serisi. Bundan önce de Michael Nyman Band ve Mostar Sevdah Reunion‘ı izleme fırsatı bulmuştum, Avea’ya bu isimleri ülkemize getirdiği için tebriklerimi iletiyorum.

Sezen Aksu Fahir Atakoglu Ara Dinkjian

Son olarak bu haftayı Pinhani‘nin “Canlı Yayın” adlı performans albümleriyle kapatmak istiyorum. İlk albümü takip eden 7 yılda bir çok konser veren başarılı grup, bu defa samimi bir ortamda, küçük bir apartman dairesinin salonunda yaklaşık 30 seyirciye bir konser vermiş ve bunu bir albümle arşivlerimize katıyorlar. Üstelik içinde kendi repertuarlarından şarkılar dışında “Bir Damla Gözlerimde”, “Bir Varmışım Bir Yokmuşum” gibi söz ya da müzikleriyle katkıda bulundıkları şarkıları, “Şairin Elinde” gibi sevdikleri başka şarkıları da söylemişler. Çıkış parçaları ise Neşet Ertaş‘a bir saygı niteliğinde: “Gönül Dağı”. Çok çok başarılı bir cover olmuş! Pinhani’nin bu çalışması bana müzik tarihimizde önemli bir yeri olan şu 80’lerin en güzel müzik olaylarından Çekirdek pinhaniSanat Evi gecelerinin elden ele dolaşan ve nadir bulunan kaset-kayıtlarını hatırlattı (Bilmeyenler için olayı kısaca özetlersek; Bülent Ortaçgil ve Fikret Kızılok tarafından 80’lerin başında Bostancı’da kurulan  Çekirdek Sanat Evi’nde hem bu iki usta hem de Ezginin Günlüğü ve Yeni Türkü gibi daha birçok solist ve grup dinletiler sunmuş ve bu kayıtlar kaset olarak o gece orada bulunan dinleyicilere dağıtılmış. Ben tabii bu kasetlerden birine -o yıllarda İstanbul’da olmadığımdan-90’ların ikinci yarısında üniversite yıllarımdaki rutin bir sahaf gezintimde rastlamış ve bu da neymiş diye bir heyecanla atlayıp olaya yıllar sonra bu şekilde vakıf olmuştum:). Diyeceğim odur ki, Pinhani’nin “Canlı Yayın” adını verdiği bu akustik performans kayıt albümü de bir şekilde biz arşivcilerin muhakkak bir köşede sakladığı Çekirdek Sanat Evi kayıtları gibi çok değerli ve çok özel bir değer taşıyor, tıpkı Sıla‘nın bir otel sahnesinin kayıtlarından derlediği “Joker” albümü gibi bu tür küçük mekanlardaki canlı kayıt albümlerinin saklanabilir ve her akla geldiğinde özenle saklandığı yerden çıkarılıp tereddüt bile etmeden dinlenebilir tarafları her zaman olmuştur.

Sertab‘ın bu haftasonu yayınlanacak yeni albümü “Sade”nin çıkış parçası “İyileşiyorum”u çok heyecanlı bulduğumu ve bu hafta DikkatMüzik!te 2 ayrı röportaj okuyacağınız müjdesini de son not olarak ekliyor, izninizle hepinizi selamlayarak kaçıyorum..

Ne diyorduk? Anne Bu Çalan Ne? Evet, işte o!:)

Müziksiz kalmayın…

Olcay Tanberken (DikkatMüzik!)

http://www.youtube.com/watch?v=EZtteaudXb0

Yeni hafta ve Redd!

Herkese merhaba;

Geçtiğimiz hafta bir takım hastalık nedeniyle yazamadığım için hepinizden özür dilerim. Emin olun bu hafta telafisini yapacağım. Bu hafta sizlere yazacağım aslında o kadar çok şey var ki; KUMA röportajı (çarşamba günü), yeni çıkan albümler, gidilen etkinlikler (cuma günü)  ama öncesinde 16.03.2013 ‘te Garaj İstanbul ‘da gerçekleşen Redd konserinden bahsetmek istiyorum.20130317_013241

Saat 22:30 civarı Garaj İstanbul‘un kapısına gittiğimizde büyük bir kitle kapının önünde kuyruk oluşturmuş içeri girmek için bekliyordu. Biz de biraz dışarıda bekledikten sonra kapıdan içeri girdik ve onlarında kendi web sayfasında yazdığı gibi “Redd”i canlı izliyorsanız sahnede göreceğiniz hiçbir şeye şaşırmayın.” gerçekten de onları canlı izliyorsanız olan hiç bir şeye şaşırmayın.

İlk albümden, son albüme kadar tüm sevilen Redd şarkılarına yer vermeye çalışmışlar. Konserin hazırlıkları reddseyirdefteri.com‘da Güneş Turaç‘ın bloğun da yazılana göre; bir ay öncesinden başlamış ve Garaj İstanbul sahnesi Redd ‘in bu özel konseri için biraz daha genişletilmişti. Sahne ışıkları, içerideki sound her şey çok güzel düşünülmüş ve belli ki çok emek verilmişti. Garaj İstanbul ve Redd ekibinin ortak çalışmasının sonucu hepimize büyülü bir gece olarak ortaya çıktı.

(Tüm ekibin ellerine sağlık.)20130317_013217

Beni en çok etkileyen Redd’in sahnedeki özgürlüğü ve harika soundu oldu. Bu zamana kadar Türkiye’de bu kadar rahat,özgürce şarkılarını ve yine özgürce düşündüğünü söyleyebilen rock grubuna çok nadir rastladım. Genel olarak bir çoğu seyirciye şarkısını söyler, eğlenir, eğlendirir ve sahneden inerler. Redd için böyle bir yorum yapmak haksızlıktan da öteye geçer. Onlar düşüncelerini aktarma konusunda geldiğin de bir çok grup gibi geride durup saklamadılar ve söylemek istediklerini  açık bir dille söylediler.

Gecede yapılan ufak yoklamanın sonuncunda gerçekten çok şaşırdım çünkü, benim dışımda müzik haberi yazan kişi sayısı çok azdı. Ben de bu konuda iddialı biri değilim sadece içimden geçenleri ve beğendiğim işleri yazıyorum. O yüzden aslında “müzik yazarıyım” demek bana doğru gelmiyor. Ben sadece müzik haberi ve gezip gördüklerimi yazıyorum. Redd ’in yaptığı işe gerçekten çok saygı duydum bu konserle beni ve benim gibi düşünen bir çok kişiyi kendilerine daha çok bağladıklarını düşünüyorum.Fakat böyle önemli grupların konserlerinde “müzik yazarlarını” görememek gerçekten çok üzücü. Duygularını ve düşüncelerini aktarmakta çekinmeyen ve bununla beraber insanlara hissettikleri gibi davranabilmeleri ve düşüncelerini söyleyebilmeleri konusunda yönlendiren bir grubun konserinde neden olmazlar?  Yurt dışından bir grup gelse herkes akın akın konsere giderken ya da röportaj yapmak için koştururken o akşam neredeydiler? Elinizdeki değerlerin kıymetini bilmezseniz,  biz hiç bir yere ilerleyemeyiz. Popüler kültürle boğulduğumuz şu dönemlerde her yaz ve kış, bir çok mekanda aynı şarkıcıların, şarkılarının çalındığı ve “müzik” diye insanlara sunulduğu böyle bir dönem de bu konseri kaçırmamış olmak benim için bir şanstı.

Sizi bilemem ama bana okul yıllarında anlatılan şey; “Sanatçı örnek olur, halkı yönlendirir, dinleyicisine bir şeyler katar, bilgilendirir, geliştirir.” denirdi. Müzisyenler kötü bir şey yaptığında “siz halka örnek oluyorsunuz.” diyenler iyi işler olduğu zaman genelde ortalıkta olmuyor bunu o akşam daha da çok anladım.

Redd’ e ve tüm ekibine harika performansı için, aynı zamanda da Garaj İstanbul’ a da bize böyle güzel bir gecede ev sahipliği yaptığı için teşekkürler…

IMG_20130317_014209

Redd – Beni Sevdi Benden Çok

http://www.youtube.com/watch?v=fmyWTxfrLGs

İrem’le Rock Devam Ediyor…

İrem EZGİMEN (DikkatMüzik!)

Erdem Yener İstanbul Bronx konseri, yeniler, yeniler…

Herkese merhabalar;

Bu hafta sağlık sorunları yüzünden “Dışarıda neler oluyor?” diye pek bakamadım ama  28.02.2013’te Ghetto sahnesinde “Jehan Barbur” vardı. 01 Mart 2013 Roxy sahnesinde “Yüksek Sadakat” vardı.

Size aslında bol bol Jehan Barbur, Birsen Tezer ve tabii ki Bülent Ortaçgil şarkılarından ve konserlerinden bahsetmek isterim çünkü benim için çok farklı hatta  fazlasıyla büyülü demek daha doğru olacak.  Fakat yazının ana konusuna geri dönmem lazım yoksa bu konuda yazdıkça yazmak istiyorum :)erdemyener

Erder Yener’i büyük bir çoğunluk belki bir Gsm firmasının reklamlarından tanıyorsunuz ama benim kendisini tanımam sevgili Tanju Eren’in “Tanju Eren 40” albümü sayesinde oldu. Erdem Yener; Tanju Eren‘in “Tanju Eren 40 ” albümünde ” Aşk Yok Aslında” şarkısını seslendirdi. ( Bu arada o albümde tadından yenmez kıvamındadır. Albümde Tanju Eren şarkılarını; Koray Candemir, Aslı, Harun Tekin, Teoman, Nev, Aylin Aslım, Erdem Yener, Kenan Vural, Gamze Amus seslerinden dinleyebilirsiniz.) Ben ilk kez Erdem Yener’i o albümde dinledim. (Erdem’le bizi tanıştıran kişide sevgili Tanju Eren’dir. Onada çok teşekkürler…) Aradan bir süre sonra bir gıda firmasının kek reklamında ekranlarda gördük ve çok zaman geçmeden de Gsm operatörü ve diziler de görmeye başladık. O aslında oyunculuğunun dışında bir müzisyen ve aslında yaptığı müzikle anılmak onun için çok önemli…

Erdem Yener’in ilk albümü “Kirli” 2008 yılında çıktı. Albümün çıkış şarkısı “Belki” olmuştu. “Belki” şarkısını hala dinlemeyen varsa aranızda şimdi okumayı filan bırakın da açıp o şarkının sözlerini detaylıca bir dinleyin. (Nasılsa buradayım kaçmıyorum “Belki” link’i hemen aşağıda ;) )

http://www.youtube.com/watch?v=kk68i6uphsc

Albümün ardından Erdem Yener’i ayda bir sefer  Beyoğlu Hayal Kahvesi sahnesinde izleme şansımız oldu. O süreç içerisinde reklam çekimleri, dizi çekimleri ve konserler derken bir ara Erdem Yener kayıplara karıştı. Bu kayboluşun ve sessizliğin ardından bir sürpriz bekliyordum ve tam tahmin ettiğim gibi oldu “Rüyalar Kızı” single çalışması ile geri geldi. İyi ki de geldi… ( “Rüyalar Kızı” klibini izlemek isteyenler sayfanın aşağısına bakınız . ;) )

Erdem Yener’in “Rüyalar Kızı” single çalışmasının ardından ilk İstanbul konserini 02.03.2013 tarihinde İstanbul Bronx sahnesinde verdi. Bir gece öncesinde de İzmir izleyicisi ile buluşan Erdem Yener daha İstanbul’a adım atmaz kendisini sahnede buldu. Konsere “Rüyalar Kızı” ile başladı “Kirli” albümünün tüm şarkılarını dinledik, arada Incubus, Muse coverları da söyledi. Benim için en önemli iki sürpriz oldu birincisi “Aşk Yok Aslında” şarkısını ilk defa orada canlı dinledim, ikincisi de yeni yapmış olduğu bestesini ilk kez sahnede bizlere çaldı. 

Erdem Yener’i sahnede izlemeyenler varsa aranızda şöyle anlatabilirim; esprili, güler yüzlü, doğal hatta o kadar doğal ki “sıkıldınız mı? sıkıldıysanız söyleyin bende yanınıza gelirim” diyecek kadar rahat ve güvenli izlemenizi tavsiye ederim. Erdem için “on parmağında, on marifet bir adam”  demek mümkün diye düşünüyorum. Tv, müzik, cast, reklam her yerde… (Bir sinemada görmedim. Var da benim mi haberim yok acaba? :) ) Dinlemeyen varsa gidip bu adamı dinleyin! ;)

Bu hafta size nelerden bahsetsem diye düşünürken; Aylin Aslım ve  Teoman‘ın yeni düetleri “İki Zavallı Kuş“, Nilüfer‘in “12 Düet” albümünden sonra “13 Düet” albümü, Mor ve Ötesi ‘nin “Güneşi Beklerken” albümü, Gripin‘in “Aşk Nerden Nereye” şarkısı ve Badem‘in “Badem ve Konukları” albümünde hem Vega, hem de Feridun Düzağaç’la yapmış olduğu düetler aklıma ilk gelenler oldu.aylin-aslim-teoman-iki-zavalli-kus-2013-7609

Aylin Aslım ve Teoman düeti ile başlamak istiyorum. 14 Şubat günü bir çoğumuza sürpriz olan düet Teoman severler açısından müjdeli haber gibi geldi. Teoman cephesinde albüm hazırlığı var mı, yok mu bilemem ama yakında konserleri başlasın yine çıktığı mekanlar dolup taşar. “İki Zavallı Kuş” düeti  bence güzel olmuş. Keyifli şarkı bakalım bunun ardından bizi ne bekliyor???nilufer-13duet

Nilüfer’ den beklediğim ” Nilüfer 13 Düet” albümü yakın zaman önce piyasaya çıktı. Albümde çalan gruplar ve şarkılar gerçekten çok eğlenceli olmuş. Özellikle; GECE, MODEL, Çilekeş, Emre Aydın, Pinhani, Vega ve Mor ve Ötesi yorumlarını çok beğendim. Keyifli bir arşiv albümü tadında… MorveOtesi

Mor ve Ötesi’de yakın zamanda “Güneşi Beklerken” isimli albümünü piyasaya çıkardı. Albümün lansmanı İstanbul Ghetto’da yapıldı. Bu albüm öyle kolay kolay tüketilip, bir kenara bırakılacak bir albüm değil. Şunu kabul ederim ki; Mor ve Ötesi’nin hiç bir albümü öyle değil ama bu albüm biraz dinleyip sonra kendinizi dinlendirdikten sonra yine dinlediğinizde bile farklı bir duygu bulabiliyorsunuz. ( Şarap misali, günler geçtikçe dahada anlamlı ve güzel… ;) ) “Albümde dikkatimi çeken şarkılar” diyemeyeceğim çünkü ben bu albümü çok beğendim ve hiç bir şarkıyı ayırmak istemiyorum. Mor ve Ötesi şuan Amerika turnesinde İstanbul’a döndükleri zaman ilk konserde orada olacağım haberlerimi bekleyin. :)Gripin-Yalnızlığın-Çaresini-Bulmuşlar-Şarkı-Sözleri-Dinle-300x219

Geçtiğimiz akşam bir radyo kanalında Gripin’in “Aşk Nerden Nereye” şarkısına denk geldim. Açıkcası “Yalnızlığın çaresini bulmuşlar” şarkısı gibi değil, bir önceki albümde bulunan “Beş” şarkısı gibi hafızalara kazınacak bir şarkı… İkinci klip kesin buna çekilir benden söylemesi.87968697406641528

Son haberim Badem’den; “Badem ve Konukları” albümü çok güzel olmuş. Özellikle Vega ile yorumladıkları “Uyan”, Feridun Düzağaç’la söyledikleri “Aşkın e hali”, tabii ki İlhan Şeşen’le ” Geceyedir Küsmelerim” ve Özlem Tekin’le “Kalpsiz” zaten hepsi birbirinden güzel şarkılar ve onların hepsini de bu albümde farklı yorumlamaları ile bizlere sunmuş olmaları gerçekten güzel olmuş. Dinlenilmesi gereken albümlerden…

Artık sesimi kesiyor, ortalıktan kayboluyorum. Bir günlük gecikme için hepinizden özür dilerim…

Herkese iyi haftalar.

ERDEM YENER – Rüyalar Kızı

http://www.youtube.com/watch?v=aRqiexJcJIg

İrem’le Rock Devam Ediyor…

İrem Ezgimen (DikkatMüzik!)

Gold’n Rock ve Roxy Live Saturday

Herkese merhaba :)

Öncelikle hepinize iyi haftalar. Bu hafta size keyifli etkinliklerden, aynı zamanda da güzel bir mekandan bahsedeceğim.

539715_471859506210841_1982859029_n

Mekanımız “Roxy CLUB Istanbul” bu aralar sevgili editörümüz Olcay Tanberken’ le beraber uğrak yerimiz oldu. Roxy CLUB Istanbul’ u bilenler bilir çok eski bir mekandır. Bu güzel mekan, benim çocukluk dönemimden beri var. Yanlış bilmiyorsam 19 yıldır ayakta duran bir mekan… (Sizde biliyorsunuz ki; böyle mekanların bu kadar uzun yıl ayakta kalabilmesi zor ama bunu başarmış bir mekan…) Bu önemli mekan; bu zamana kadar bir çok önemli konsere ve partiye yer verdi.

Yakın zamanda Roxy CLUB Istanbul’ da yapılan etkinlikler arasında “Friday Rocks” kapsamında Vega, Manga, Yüksek Sadakat, Badem Roxy sahnesinde oldular. Aynı zamanda her ay Tuborg‘un sponsorluğunda “Gold’n Rock” yapılmakta ve yine Tuborg sponsorluğunda “Roxy Live Saturdays” etkinlikleri yapılmakta.   Hem arkadaşlarınızla, hem de yalnız başınıza dışarı çıktığınızda da gidebileceğiniz, güzel ve keyifli müzik dinleyip, rahatça eğlenebileceğiniz bir yer…

Gelelim Roxy CLUB Istabul’da ki son iki haftadır gerçekleşen ve bizimde eşik ettiğimiz partilere…

IMG_5993

Öncelikle Turborg ‘un sponsorluğunda gerçekleşen “Gold’n Rock” den bahsetmek istiyorum. Roxy ve Tuborg Gold imzasını taşıyan etkinlikte daha önce Dj’lik deneyimi olmayan ve yakın arkadaş olan ünlü isimler Gold’N Rock etkinliklerinde DJ setin başına geçip performans sergiliyor. Gold’n Rock geçtiğimiz iki ayda çok önemli dört isimle geride kalmıştı. Aranızda daha önce Gold’n Rock sahnesinde kimlerin olduğunu merak edenler varsa; Harun TekinKoray Candemir ve Mehmet GünsürNejat İşler Dj setinin başında yer aldılar. Şahsen ben gidemedim ama bu ünlü dört isminde neler dinlediğini ve o akşam neler çaldıklarını ben çok merak ediyorum. (Ayrıca kapıda kolumuza basılan “Roxy People” damgasını da çok sevdik belirtmek isterim. :) )

IMG_0209

Geçtiğimiz hafta (16.02.2013) mekana Hayko Cepkin ve Aylin Aslım‘ın Dj performansları için saat= 23:00 civarı gittik. Kapıda, içeri girmeye çalışan uzun bir kuyruk vardı. İçeri girdik  Hayko Cepkin ve Aylin Aslım’ın öncesinde bizi performanslara ısıtan bir Dj performans dinledik hep beraber eğlendik. Zaman ilerledi ve Hayko Cepkin’le Aylin Aslım Dj setinin başına geçtiler. Özellikle Hayko Cepkin’in güler yüzü ve inanılmaz pozitif bir enerjisi var. Gerçekten kendisine hayran bıraktı. Gece boyunca hem Aylin Aslım ve Hayko Cepkin Dj setinin başında keyif verici bir performans sergilediler, onları izlemeye gelenlerin yeri geldi makyaj çantasını, yeri geldi telefon kılıflarını, albümlerini, bıkmadan usanmadan imzaladılar. Herkese “yetişmeye çalıştılar” demiyorum, çünkü “YETİŞTİLER.”  Onları seven ve o gece orada olan herkesle beraber eğlenip, dinleyicilerinin de kaliteli müziklerle kulakların paslarını temizlediler. Şahsi olarak ikisini de tanımasam da o akşam gördüğüm ikilinin enerjilerine ve güler yüzlerine hayran kaldım. Umarım yeniden onları izleme şansımız olur. Gelemeyenler bir sonraki Hayko Cepkin- Aylin Aslım Dj performansı olursa onu “sakın kaçırmayın” derim.

IMG_5903

Gelelim bu haftaya bu hafta (23.02.2013) “Roxy Live Saturday” vardı. Sevgili Olcay’la hem muhabbet, hem de “doğru düzgün bir şeyler dinleyelim” diye çıktığımız yolculukta kendimizi Roxy’de bulduk. Roxy’nin Dj’i bizi geçmişe götürdü, günümüze getirdi ve bir çok güzel şarkı ile bizim sohbetimize eşlik etti. ( Olcay’ı da kendime benzetmeye başladım. Yakında burdaki yazıların adı “Olcay’la Rock” olursa şaşırmayın! :) ) Tam biz sohbete daldığımız sırada bir anda canlı müzik olduğunu fark ettim. Herkes sahneye bakıyordu biz öyle bir dalmışız ki konuşmaya sanki Dj çalmaya devam ediyor gibi geldi. Sahnede bulunan grubun adının “Fake” olduğunu  ve daha önceden de Roxy sahnesinde çaldıklarını öğrendim. Gruba dikkatli bakınca, davulcuyu daha önceden tanıdığımı fark ettim. Radyo Klas’ta yapmış olduğum “İrem’le Rock” programına konuk olan Yakup‘ un(Yakup Trana) davulcusu Çağdaş Yapıcılar‘dı. Grup ağırlıklı olarak “Depeche Mode” şarkıları söyledi ve gerçekten dinlenilmesi gereken bir grup olduğunu düşünüyorum. Amy Winehouse, R.E.MMaroon 5 gibi bir çok ismin şarkılarını söyledi ve söylettiler. Biz Olcay Tanberken’le çok beğendik ve çok eğlendik. Tavsiye ederiz ;)

IMG_8331

IMG_8297

Bu haftanın da sonuna geldik aslında ama; yakın zamanda kapatılacağı haberini aldığım bir mekanın bende yaratmış olduğu üzüntü nedeniyle bir kaç bir şey eklemek istiyorum. Rock müzik etkinliği yapan çok az mekan kaldı. Bu etkinliklere gidip orada olan insanları ve onların nasıl eğlendiklerini gördükçe daha fazlasına ihtiyacımız olduğunu anladım. Gün geçtikçe Taksim civarındaki bir çok mekan kapanıyor, canlı müzik yapan mekanlar gün geçtikçe azalıyor. Bir şekilde müzik sadece popüler kültürün etkisine bırakılıyor. ( Şunu da belirtmeliyim ki; bende “sadece rock müzik dinler ve her şeyi bilirim” kesinlikle demiyorum. Ben bir müzisyen ve radyo programcısı olarak elimden geldiğince takip etmeye çalışıyorum ve bununla beraber de; sevdiklerime yoğunlaşıyorum.) Benim düşüncem şu ki; olan, bitenin farkında olalım! Benden bu haftalık bu kadar haftaya yeniden görüşürüz. ;)

Fotograflar için; ManageWorks ve Kerim Aslan‘a teşekkür ederim.

IMG_5999

İrem’le Rock devam ediyor.

İrem Ezgimen (DikkatMüzik!)

Konserler, konserler, partiler

Bu haftanın başında yapmış olduğum plana göre aslında kafamda iki konser vardı fakat işler pek tasarladığım gibi gitmedi. Salı günü sokağa bir çıktık eve pazar günü girdik desem yeridir. :) Diyeceksiniz ki “İrem bu ne demek?” aynen şu şekilde oldu hemen hemen  tüm hafta konser ve partiler vardı bende sizler için bol bol takipteydim.

Haftanın ilk  konseri  Beyoğlu Hayal Kahvesin de gerçekleşen “Bulutsuzluk Özlemi” konseri oldu. Konser 12.02.2013 salı gecesi olmasına rağmen Beyoğlu Hayal Kahvesi için yoğun bir gece oldu. Konserin daha ilk başladığı dakikalar da bile kapıya kadar yoğunluk vardı. Herkes Türkiye’nin önde gelen rock gruplarından biri olan grubun şarkılarını hep bir ağızdan söylüyor ve eğleniyordu. Yılların eskitemediği şarkılar vardı her birimizin hatıralarının olduğu, “Güneye giderken, Uçtu Uçtu, Bağdat , Tepedeki çimenlik” ve daha niceleri, nefesimiz kesilene kadar hep beraber eşlik ettik. Bu güzel konser, sevgili grubumun provası yüzünden bizim için yarım kaldı ama umarım yakın zamanda tekrar izleme şansım olur.ana_ust

imagesHaftanın ikinci ve benim için en önemli konseri olan Bülent Ortaçgil ve Birsen Tezer konserin gelelim. Bu konserine önemine gelirsek; ne yapıldığı tarih olan 14. şubat önemli, ne de başka bir şey benim için önemi Garaj İstanbul sahnesin de Bülent Ortaçgil ve Birsen Tezer’in olması… Açıkçası insan büyüdükçe (yaş malum 27 oldu şunun şurasında 30’a ne kaldı:) ) hayata bakışı, tüm özentilik döneminin verdiği gereksiz saçma sapan zevkler her şey değişiyor. 21 – 22 yaşındaki halimle şu an arasında çok ciddi farklar var. Müzik zevkim açısından çok fazla dengeler oynamasa da Bülent Ortaçgil şarkılarının ruhundan anlar, Bülent Ortaçgil şarkıları ile sever, mutlu olur, ağlar, sevinir oldum. Bülent Ortaçgil çok farklı,çok… Neyse konsere dönelim :) (Yoksa yazmaya devam edicem:) ) 14.02.2013 Perşembe gececi gerçekleşen konserde Bülent Ortaçgil ve Birsen Tezer Garaj İstanbul sahnesinden 1000 kişiye yakın bir seyirci karşısında  şarkılarını söylediler. Sevgililer gününde neredeyse herkes oraya akın etmişti. İçeride bulunan seyirciler için rüya gibi bir akşam oldu. Bana gelirsek ben zaten “Şarkılarım Senindir, Eylül Akşamı, Sensiz Olmaz, Denize Doğru “ derken Bozburun sularında kayboldum…

O geceden aklımda kalan en güzel söz ise; sevgili Bülent Ortaçgil’in “Size bir tavsiye vereyim mi? Hiç bir tavsiyeyi dinlemeyin!” sözleri oldu. Sen çok yaşa Bülent Ortaçgil hep bize şarkılar söyle, hep bizimle ol. (Kazım Çağdaş‘a teşekkürler.)

album_270434_300_300Haftanın 3. konseri 15.02.2013 Cuma gecesi İstanbul Bronx’ta gerçekleşen Can Bonomo konseri oldu. O nasıl bir kalabalık??? İstanbul Bronx‘ta gerçekleşen konsere girebilmek için önce kapıda uzun bir kuyruk bekliyorsunuz. (Tabii biz beklemeyip bir yerler de kahve içtik. Bir saat sonra kapıya gittik. :) ) Hadi içeri girdiniz bu sefer adım atacak yer bulamadık. O akşam hem içeride, hem de kapıda inanılmaz bir kalabalık vardı. Konser başladı ve bende insanları izlemeye başladım. :) Herkes Can Bonomo’nun sahnede söylediği tüm şarkılarını biliyor, hep bir ağızdan eşlik ediyor, keyifli bir şekilde dans ediyordu. Can Bonomo albümde kendi şarkıları haricinde M.F.ÖSakın Gelme ve Barış MançoKara sevda şarkılarını da söyledi. (Başka cover şarkılar da söylemiş olabilir biz arada kaçırmış olabiliriz:) ) İstanbul Bronx’ta hiç ara vermeden yaklaşık iki buçuk saat sahnede kaldı. Ben ilk albüm ve son albüm favorilerimi dinledim içimde bir güzel rahatladı. (İlk albümden “Bana Bir Saz Verin, Meczup, Şaşkın“, ikinci albümden de “DefolMin El Aşk ve Min El Garaib, İyi ki doğdun, Derda, Olmaz Sensiz“) Hem benim için hem de yanımızda ki tüm arkadaşlarımız için çok keyifli konser oldu. Can Bonomo, Bonomo Team ve İstanbul Bronx‘a teşekkür eder tüm konserde olan dinleyicileri de enerjileri için tebrik ederim. :)

539715_471859506210841_1982859029_n

Bu haftanın bir de keyifli partisi vardı ki Tuborg Gold’n Rock parti… Bu parti ile ilgili sizi daha sonra kocamannnn bir haber bekliyor. Şimdilik detay vermeyeceğim :)

Haftanın son konseri de Pentagram‘dan… Bu konsere ben gidemedim ama bir ajanımız orada bulunuyordu. :) 17.02.2013 pazar günü Bostancı gösteri merkezinde yapılan konserde Pentagram’ın ön grubu olarak ” Presage” grubu sahneye çıkmış. Grubun sound’u Pentagram gibi sert ve önümüzdeki ay yeni albümleri raflarda yerini alacakmış. Aynı zamanda da “izleyici yaş ortalaması 30’un üzerinde gözüküyordu” diye bilgilendirildim. Bu durum bize şunu gösterir ki; doğru düzgün müzik dinleyicisi orada bulunuyordu. Pentagram yaklaşık bir buçuk saat boyunca sahnede kalmış. Fakat bu konserle ilgili şöyle bir eleştirim olacak; konserin çok fazla tanıtımı yapılmadı. Bu iş sadece sokaklara afiş asmakla olacak iş değil. Pentagram gibi Türkiye’nin efsanevi ve köklü gruplarından biri sahneye çıkacaksa daha fazla duyuru yapılmalıydı. Konseri son anda duyan ve yakında olup gelebilen insanlarla karşılaşmışlar. Lütfen artık bir şeyleri kaybedince kıymet vermek yerine elimizdeki önemli değerlerin kıymetini bilelim! ( Sevgili abim Sedat Sevinç bilgilendirme için teşekkür ederim.)timthumb

Şimdiiii aslında yazının sonuna geldik ama sizlerle iki önemli yarışmaya katılan iki farklı grubun şarkısını paylaşacağım. Hem bu yetenekli grupları tanıma şansı yakalamış olacaksınız hem de bu grupların yaptıkları işlerle alakalı bilgiler alacaksınız.

Öncelikle kendi müzik grubumun kardeş grubu olan ( Gitaristimiz aynı kişi olunca böyle bir açıklama yazayım istedim. :) )

BALANS ‘ı tanımanızı isterim.560355_490114277715219_260367576_n

Vokal’de Metin Bahtiyar, Back Vokal ve Gitar’da Ümit Eren Oğuz, Bass Gitar’da Volkan Gündoğdu ve Davul ve Perküsyon’da Cenk Güngör ‘den oluşmakta olan ekip, bizim grubun da kardeş ekibidir. :)

Balans grubu yaklaşık iki yıldır beraber çalışmakta, bir çok mekanda sahne almaktadırlar. Her biri başarılı müzisyenlerden oluşan grup, kendi besteleri ile Power Garage  yarışmasına katıldı ve şuan şarkıları ile 3. sırada liderliğe doğru yolda… Oylamanın son bir haftasındayız. Sizlerde onlara destek olursanız belki de kardeş grubumuz birinci olur ne dersiniz? :))))

Oylamak ve şarkılarını dinlemek için yapmanız gereken sadece aşağdaki link’e tıklamak.

http://www.powergaragetv.com/emergenza/video/66hmqmA0tHkZTl8

189049_10150106780645843_7598992_n

Şimdi ise bizi şuan “Slovenya Metal Days ve Hırvatistan Burning Sea Festival kapsamında temsil eden “İllet” grubunu tanıtmak isterim.

İllet; Vokal ve Gitar’da Özgür Monkul, Back Vokal ve Gitar’da Kudret Diplen, Back Vokal ve Bass Gitar’da Cenk Ercan, Davul’da Çağrı Halaçoğlu ve Elektronik Alt Yapılar da Sertaç Kakı ‘dan oluşmaktadır.

Grup 2004 yılından bu zamana kadar bir çok yerde sahne almış ve şuanda da  Türkiye’yi hem “Slovenya Metal Days” yarışmasında, hemde  “Burning Sea Festival” yarışmasında temsil etmektedirler. Sizler onları oralarda yalnız bırakmak istemez ve oylarınızla destek olmak isterseniz yapmanız gereken aşağıda ki linktenlerden  facebook üzerinden oylaya katılabilirsiniz.

https://www.facebook.com/MetalDaysFestival/app_208059192673698

https://www.facebook.com/BurningSeaFestivalda

Benden bu haftalık bu kadar haftaya görüşürüz demen bu hafta sizlerle Tuborg Gold’n Rock yazısı için yeniden görüşeceğimizi hatırlatır. Hafta içinde Gold’n Rock ile alakalı yazımı beklemenizi tavsiye ederim ;) Hafta içi yeniden görüşürüz…

İrem’le Rock Devam Ediyor.

İrem Ezgimen (DikkatMüzik!)

Anne Bu Çalan Ne? (17 Şubat 2013)

Şu günlerde havaların soğumasıyla birlikte daha da kabuğuna çekilen insanoğlunun işten güçten de sıkıldığı zamanlarda imdadına her zamanki gibi yine müzik yetişiyor. Seçenek bol, yeniler çok, ama eskilerin kıymeti de hiçbir zaman azalmayacak gibi durmuyor mu? Anne Bu Çalan Ne’yi bu hafta yeni yayınlanan bazı teklilere ve albümlere ayırdım..

mustafasandalMustafa Sandal, geçen yaz başında yayınlanan son albümü “Organik” ile büyük bir düş kırıklığı yarattığına nihayet kendisi de ikna olmuş olacak ki, yalnızca tek bir şarkıyla kliplendirdiği albümünü şimdilik rafa kaldırmış ve neden orada bulunduğuna anlam veremediğimiz “O Ses Türkiye”den her nasılsa vakit bulup da ayırdığı müzik çalışmalarına bu kez eski bir şarkısıyla devam etmeye karar vermiş. Baştan sona arşivlik bir çalışma olarak Türk pop tarihine adını yazdıran ikinci stüdyo albümü “Gölgede Aynı”da yer alan “İki Tas Çorba”yı günümüz şartlarına uyarlayan müzisyen, sözleri Mustafa Sandal, bestesi Bülent Tezcan ve düzenlemesi Seçkin Özer & Mustafa Sandal’a ait olan şarkısına 3 ayrı versiyon hazırlamış ve DMC etiketiyle sunmuş. Açıkçası 3 versiyonun da birbirinden çok da farklı olmadığını duyunca birbirine neden bu kadar yakın düzenlemeler hazırlandığına anlam veremedim, duyunca belki siz de hak verirsiniz. Ancak “Organik” albümünde yalnız ve yalnızca “Neler Neler” ile ümitlendiren ve geri kalanı ile de büyük hayal kırıklığına uğratan Sandal’ın ilk zamanlarını özleyenler için “İki Tas Çorba”, iyi gelebilir..

“Diğer Masallar” adlı ikinci albümleri 2011 yılında yayınlanmasına rağmen hala şarkılarını kliplendirmeye devam eden Model, bu gidişle albümde kliplenmemiş şarkı bırakmayacak gibi gözüküyor! Yeni videoları için kez “Makyaj” şarkısını seçen grup Alper ve Caner Özyurtlu ile çalışmış. 2012 yazında Ozan Doğulu ile birlikte “Dağılmak İstiyorum” şarkısını yayınlayan grup 3. albüm çalışmalarına ise Demir Demirkan ile birlikte devam ediyormuş.

betuldemirÇok iyi bir şarkıcı ve yorumcu olmasına karşın bir türlü hakettiği ilgiyi göremediğini düşündüğüm Betül Demir, 90’lı yıllarda yayınlanıp  da uzun yıllar boyunca belleklerde yer alabilmeyi başaran “Cesaretin Var mı Aşka” şarkısına yeni bir cover ile karşımızda! Suat Ateşdağlı ile çalışan Demir yeni çalışmasına Yalçın Aşan ve Tayfun Özkan imzalı 2 remixle birlikte toplam 4 ayrı versiyon hazırlamış. Bu noktada kafalar da karışmıyor değil hani. Daha önce Gülay‘dan dinlediğimiz bu slow-mid tempo şarkıyı zaten Suat Ateşdağlı gayet derli toplu bir “remix”vari bir düzenlemeyle bize yeniden kazandırmışken, hızlandırılmış bir şarkının ilaveten yeniden 2 ayrı versiyon ile remixlendirilmesi biraz şaşırtıcı geldi doğrusu. Betül Demir’in yorumuna ise diyecek tek kelime yok, gerçekten şarkının hakkını verdiğini söyleyebiliriz.

aylinaslimTürkçe elektronik müzik dendiğinde popüler müzik dinleyicisi her ne kadar Hande Yener‘in hem içerik hem de satışlar itibariyle birkaç iyi birkaç da kötü albümünü bilse ve hatırlasa da, hakkını gerçekten vererek bu işi erken düşünüp erken önümüze sunanlardan biriydi Aylin Aslım. İlk stüdyo albümü “Gel-Git”i yayınladığında ve özellikle “Senin Gibi” ve “Zor Günler” şarkıları ile dikkat çektiğinde ben de herkes gibi “kim bu cesur kız?” deyip şöyle bir kafamı çevirmiştim. Sonrasında birçok filmde ve compilation’larda birer ikişer şarkılarla ve düetlerle karşımıza çıktı Aslım, 2005’te yayınladığı ikinci stüdyo albümü “Gülyabani” ile rotasını tamamen rock müziğine çevirdi ve baştan sona konsept bir bütün olan albümü başucu/evladiyelik kategorisinden arşivime hızla ve kolaylıkla girmeyi başardı. Sonrasında Aylin Aslım’ı doğrusu pek takip edemedim, “Canını Seven Kaçsın” albümünün pek ilgi görememesi belki bir ihtimal onu da sessizliğe itmiş ve albüm yapmaktan soğutmuş olabilir. Şimdilerde ise Aylin Aslım’ı Teoman ile yaptığı düet ile dijital platformlarda duyabiliyoruz. Sevgililer Günü’yle aynı güne denk gelen doğumgününde sözleri kendisine, bestesi Övünç Dan‘a ait “İki Zavallı Kuş”u Teoman ile birlikte seslendiren müzisyen, yeni albümü için daha ne kadar bekleyecek bir fikrim yok ancak keşke bir ara, tüm bu zamana kadar yeraldığı proje şarkılarını bir albümde toplasa diye de düşünmüyor değilim..

“Topyekün” adlı son albümünü geçtiğimiz aylarda yayınlayan Levent Yüksel‘in albümle aynı adı taşıyan çıkış şarkısını doğrusu pek başarılı bulmamış ve keşke albümdeki slowlardan biriyle çıkış yapsaydı demiştim. Albümün ikinci videosunun da kısa zamanda çekilmiş olması bu fikrimi destekleyen cinsten sanıyorum, çünkü sanatçıya en çok slow şarkılar yakışıyor ve Topyekün’ün en iddialı slowlarından “Beş Duyu” da gerçekten kliplenmeyi hakedenlerden biri olarak dikkat çekiyor. Söz ve müzik Halil Koçak, düzenleme ise Mustafa Ceceli imzalı olan şarkının klip yönetmenleri ise Lara Sayılgan ve Bilal Eroğlu.

Sevgililer gününde yapılacak en güzel şeyi yaptık ve soluğu kısa bir süre önce DikkatMüzik!te yazmaya başlayan İrem Ezgimen ve diğer dostlarla birlikte Birsen Tezer & Bülent Ortaçgil konserinde aldık. Geçtiğimiz haftalarda yayınladığı “İkinci Cihan”da tıpkı ilk albümünde olduğu gibi yine baştacı şarkılarla kulaklarımıza bayram eden Tezer, Garaj İstanbul’daki konserinde özellikle “Nefes”, “Kusura Bakma” ve “Boşver” gibi şarkıları ile mest etti. Bülent Ortaçgil ile olan düetlerinden ise pek tabii ki “Çığlık Çığlığa” her zamanki favorilerimdendi. Cuma günkü konser mekanımız ise bu kez Bronx oldu ve sahnede tüm enerjisiyle Can Bonomo‘yu izledik. Hem eski hem de yeni albümünden şarkılarla 2 saate yakın bir süre sahnede kalan Bonomo’nun yeni şarkılarından “Haberler İyi Paşam” ve “Başkan”ı zaten seviyordum ama albüm dışından söylediği “Kara Sevda” cover’ına ise özellikle bayıldım (Her iki konserle ilgili daha fazla ayrıntıyı İrem’in yazılarından da ayrıca takip edebilirsiniz diye eklemek istiyorum).

Belki takip edenleriniz vardır ama haberim yoktu demeyenleriniz için küçük bir hatırlatma: Bir süredir ara verdiğim radyo programıma birkaç hafta önce yeniden başladım. Bu kez adresimiz RadyoJUKE! Pazar kahvaltılarınızda saat 12’de, ve tekrarıyla Pazartesi geceleri saat 22’de yayındayım! Eski bölümleri dinlemek içinse istikametimiz MixCloud beyler bayanlar:)

Herkese önce müzik sonra keyif dolu yeni bir hafta diliyorum!

Olcay Tanberken (DikkatMüzik!)

Yeni albümler, keyifli konserler, haberler, haberler, haberler…

Bu hafta sizler için bol bol yeni albüm dinledim. Güzel konserlere gittim. Şimdi sıra hepsini size anlatmaya geldi…

Önce minik minik müzik haberlerimizle başlayalım.

Her hafta çarşamba gecesi Hayal Kahvesi Beyoğlu‘nda sahnede olan  Özge Fışkın‘ı izlemek bir türlü kısmet olmadı ama Özge Fışkın’ın albümlerini bayıla bayıla dinliyorum. Son albümü “Bir Avuç Fotoğraf” ilk albüme göre biraz daha sakin ve daha derin… İzleme şansı olmayanlar kesinlikle albümü dinlemeli hatta arşivlerinde tutmalı…103604

Sevilen isimlerden; Erdem Yener‘in “Rüyalar Kızı” şarkısı ve klibi çıktı. “Rüyalar Kızı” şarkısının klibinde Mustafa Alabora‘nın harika oyunculuğunu izlemeniz mümkün. Aynı zamanda Erdem Yener’in “Rüyalar Kızı” şarkısının lansman gecesi de harika geçti. O gece Erdem Yener’in heyecanı gerçekten dikkatleri çekti. Aynı zamanda da şarkıyı bize tanıttığı cümleler gerçekten özenle seçilmiş ve güzel cümlelerdi ama tabii size bunları aktarmayacağım o ayrı :D

Benim de merakla beklediğim, Demir Demirkan‘ın “Hatırla ” single çalışması ve şarkının kısa filmi yayınlandı. Şarkının kısa filminde Demir Demirkan’ın oyuncu yönü ortaya çıkmış. Aynı zamanda da şarkıda gayet keyifli olmuş.  Single albümde “Gel Şuraya” şarkısına da dikkat etmenizi tavsiye ederim ;)

Yeni albüm hazırlığında olan ve yeni albümünün önemli bir bölümünü bitirmiş olan Şebnem Ferah‘ın 1996 ve 2003 yılları arasında çıkarmış olduğu dört harika albümü Kadın, Artık Kısa Cümleler Kuruyorum, Perdeler ve Kelimeler Yetse 14.02.2013’te yeniden müzik marketler de olacak.154844_531319490240972_1155910747_n

Bu hafta uzun zamandır bu kadar çok eğlenmemiştim. Öncelikle bu eğlence de katkısı olan sevgili Gökay Yeniavcı, Yelda Uğurlu, Sedat Sevinç ve sevgili arkadaşımız Sultan’a çok teşekkür ederim.

Bu hafta merakla beklediğim iki konser vardı birincisi Gürcan Ersoy Akustik performans konseri;

“Yazı Tura Sahne Beşiktaş” ta gerçekleşen “Gürcan Ersoy Akustik” gerçekten çok keyifli geçti. (“Yazı Tura Sahne Beşiktaş” sahnesi Beşiktaş’ta yeni açılmış, arkadaşlarınızla gittiğiniz de keyifli müzik dinleyip eğlenebileceğiniz bir mekan.) Gürcan Ersoy’un şarkılarının akustik halleri de albümdeki kadar kadar güzel oldu. Konserlerde söylediği “Yeniden sev” ve “Can Bedenden Çıkmayınca” coverlarını akustik olarak dinlemek gerçekten hepimiz için çok keyifli oldu. Hele ki Gürcan Ersoy’un mandolin çalması hepimize nostalji yaşattı. Umarız bu akustik konserlerin devamı olur çünkü bizler gerçekten çok eğlendik. (Hatta ben “Yan Oda” şarkısını videoya çekerken kendi sesimi kapatamamışım :) Zaten ben sussam yanımdaki kızların sesi çok çıkıyordu :) ) Yazı Tura Sahne Beşiktaş, Gürcan Ersoy ve Gürcan Ersoy’un ekibine böyle keyifli bir akşam geçirmemizi sağladıkları için teşekkürler…549238_10151404692583984_1625796764_n

Gürcan Ersoy Akustik performansının ardından baktık “Foma” konseri vardı. Hep beraber koşa koşa oraya gittik. Akustik performansın

ardından bir anda hepimiz bir an da sarsıldık, onların keyifli sahne performansları ile kendimize geldik .Hepsi harika müzisyenler, onları dinlerken gerçekten keyif almamanız elde değil.  Tanju Eren, Batur Yurtsever, Murat Tümer, Dağhan Kök ve Evren Uysal‘la beraber “İnsafsız” şarkısını söylemekte bir keyifli ki anlatamam. (Tabii biz konserden konsere geçerken azıcık geciktik. Konserin son altı şarkısına yetişebildik ama o koşturmaya değerdi. :) ) Onları sahnede izlemek, Evren’le beraber bağıra bağıra şarkı sözlemek, duruma, hislerimize isyan etmek gerçekten çok keyifli oluyor. “Foma” ile ilgili uzun uzun size ilerleyen zamanda yazacağım hatta mümkün olursa onlarla da bir röportaj gerçekleştireceğim. (Tabii mümkün olursa… :) ) Foma’ya ve aynı zamanda da Şenol Ocak’a teşekkür ederiz…d7d89493-fba3-4b11-a4e4-517505a43715_Foma-1

Foma’nın ardından da İstanbul Bronx ‘un Dj setinin başında sevgili Güven Erkin Erkal vardı ve gecenin ilerleyen saatlerinde onun eşliğinde eğlenmeye devam ettik. Kendisine teşekkürler…

Bu hafta dinleyebildiğim ilk albüm Melis Dânişmend‘e ait;

Haftaya Melis Dânişmend’in  “Biraz Gülmek İstiyordum”  isimli yeni albümü başladım. İlk albümünü de çok beğeniyordum. (Herşey Normal, Sır, Bin Doz Öfke ama benim için en önemlisi ve güzeli “Sarhoşken pişkin, ayıkken pişman” şarkısıdır.) “Biraz Gülmek İstiyordum” albümü ilk dinlediğimde şu ara yaşadığım bir olayı anlattığı için dikkatimi çeken ilk şarkı “Karşılıksız” oldu. Şahsen aşk konuların da çok başarılı biri değilim ama aşık olduğum zaman yıllarca aşık kalabiliyorum ve “Melis Dânişmend ‘in albümünde kendimi buldum” diyebilirim. Mesela “Masa” şarkısının sözlerinde ilk aşık olduğum adamı buldum ve özellikle şarkıda dikkatimi çeken sözler ise “Benim kadar seven birini tanırsın, ya benim kadar vazgeçmeyeni yıllarca(?)..” demesi dinlerken beni çok etkiledi.(Bir başak burcu insanı olarak çok ayrıntılara çok takılıyorum biliyorum. :) ) Bu albüm gerçekten aşık olan bir kadının neler hissettiğini, neler düşündüğünü çok keyifli bir şekilde anlatıyor.

Bunun haricinde albümde kimlerle çalıştığına baktığım da Kurban grubunun davulcusu Burak Gürpınar‘ın adını görmek mümkün. Burak Gürpınar konserlerde de Melis Dânişmend’le çalışıyor. Faruk Kavi (gitar), Ozan Öner (bass gitarda) ve aynı zamanda da konservatuvarda okuduğum yıllardan tanıdığım, okul yıllarının başarılı piyanistlerinden Emre Ataker (Melis Dânişmend’le uzun zamandır çalışmakta aynı zamanda da Athena ile de çalışmaktadır.)  ve yine konservatuvardan yıllarından tanıdığım ve okulun en başarılı öğrencilerinden, bu dönemin de başarılı isimlerinden Melikcan Zaman’ın da (keman) albümde isimlerini görmek beni çok mutlu etti.  Tavsiyem şu ki; Elinize bir bardak kahvenizi alın ve bu albümü sakin, sakin dinleyin…m_d1-3b2491a

Gelelim haftanın ikinci albümüne;

Can Bonomo  “Aşktan ve Gariplikten” albümünün ilk klip çalışması “Başkan” ve ” Ali Baba” şarkılarını bir çoğunuz biliyorsunuzdur ama benim bu albümdeki favori şarkılarım “ Defol” ve ” Son” oldu. Özellikle bu iki şarkıyı saatlerce dinleyebilirim. Ayrıca müzikal olarak çok başarılı bulduğum bir albüm Can Bonomo’nun albümü… Albümün de dinlemeden geçebileceğiniz şarkı yok! Her şarkısına belli ki çok titiz çalışılmış ve enstrümanların şarkılardaki yerleşimi de çok doğru yerlerde olmuş. Eğlenceli, keyifli ve yüzünüzü gülümseten bir albüm. Dinlemeyenler varsa eğer kesinlikle albümü alıp dinleyin. Bu arada Can Bonomo’yu canlı performans izlemek isteyenler varsa aranızda bu hafta cuma günü (15.02.2013) İstanbul Bronx sahnesinde olacak bilginize ;)album_270434_300_300

Bu haftalık benden bu kadar… Haftaya görüşürüz.

İrem’le Rock Devam Ediyor…

NOT: Yazıyı okuyanların aklına şu gelmesin lütfen ” Bu kız da  blog içine yazdığı herkes için güzel, keyifli, harika diyor” gibi şeyler gelmesin. Yazılarım da sevdiğim grup ve isimlere, sizin de dinlediğinizde keyifleneceğinizi, eğleneceğinizi düşündüğüm gruplara ve isimlere yer veriyorum ve vermeye devam edeceğim. Bu sayfalarda adını, soyadını, şarkısını hatta haberini bile göremeyeceğiniz isimler var ;)  Belirtmek istedim…

İrem Ezgimen (DikkatMüzik!)

Anne Bu Çalan Ne? (10 Şubat 2013)

kargo*”Çaresizim” ve “Affetmem” şarkıları ile 70’lerden bugüne unutulmaz seslerden biri sayılan Funda artık yeni besteler üretmiyor ama onunla aynı adı taşıyan yeni bir Funda var artık hayatımızda. İlk teklisi “Stand Up”ı 2 yıl önce piyasaya çıkaran genç şarkıcı 2 yıl aradan sonra ise bu kez “Moda” adında Türkçe bir albümle karşımızda. İskender Paydaş prodüktörlüğünde hazırladığı ilk albümünü GNL Entertainment etiketiyle müzikmarketlere çıkaran Funda, şimdi albümle aynı adı taşıyan 2. video klibini çekti. İngilizce şarkılarına da bir yandan devam eden Funda’nın, ikinci teklisi “City Girls”in ardından bir diğer şarkısı “Kiss me” de yakında çıkacak olan projelerinin arasında.

*Son haftaların en sevindirici haberlerinden biri de Şebnem Ferah‘ın ilk 4 albümünün yeniden basılmış olması. Biliyorsunuz uzun bir süredir basılmayan bu albümlerin haklarını birçok 90’lar albümlerinde olduğu gibi Avrupa Müzik satın almıştı ve şimdi Pasaj Müzik, Ferah’ın bu 4 albümünün haklarını geri alarak yeniden piyasaya sürmeye karar verdi. Böylelikle rock müziğimizin en güçlü kadın seslerinden Şebnem Ferah’ın hem cd üzerinde hem de dijital platformlarda yayınlanmamış bir eseri kalmamış olacak.

*Burcu Güneş 12 şarkılık “Gül Kokusu” adını taşıyan yeni albümünü 11 Şubat’ta piyasaya sürüyor. Enbe Orkestrası ve Eflatun ile birer şarkısı bulunan, bunun dışında ise Hüseyin Karadayı aranjörlüğünde 80’lerin unutulmaz şarkılarından “Bir Sevgi İstiyorum”u yeniden seslendiren sanatçının albüm şarkılarında Eflatun, Sezen Aksu, Deniz Erten, İsra Gülümser, Murat Güneş ve Serhat Tekin gibi isimlerin imzaları var.

*Koray Candemir, Kargo’dan ayrıldıktan sonra bir solo albüme imza atmış, bunun devamında ise Maskott adında bir grup kurmuştu. Ağırlıklı olarak çalışmalarına Amerika’da devam eden müzisyen Türkiye’ye döndükten sonra ise uzun bir süre Mask’ta sahne çalışmalarına devam etti. Sony Müzik Türkiye ile anlaşan Candemir, Mart ayında bu kez 2. solo albümü ile yeniden sevenlerinin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Kargo grubu ise -sürekli değişen kadrosunun son şekliyle- yeni albümlerini tamamlamış. Ozan Anlaş, Burak Karataş ve grubun kurucularından Selim Öztürk’ten oluşan yeni kadroyla hazırlanan albümün adı “Gelecekle Randevum Var”. Issız Adam filmiyle hayatımıza yıllar sonra yeniden giren “Bana Yalan Söylediler”i coverlayan gruba bu albümlerinde Deniz Özbey,  Zuhal Olcay, Özge Fışkın ve Ömer Ahunbay gibi birçok müzisyen dostu da düetleriyle destek veriyor:  Albümün ilk video klibi ise İmer Haydaroğlu yönetmenliğinde “Beni Bırakma”ya çekilmiş.

*Türk popüler müziğinde her zaman çok özel bir yeri olan ve her daim başucu albümlere imza atmayı başarmış olan Nazan Öncel cephesinden de çok güzel haberler alıyorum. 90’lı yılların en önemli albümlerinden biri sayılan “Göç” tadında akustik ağırlıklı bir albüme hazırlanan müzisyen, “Göçe Devam” adını vereceği yeni albümünün hazırlıklarını sürdürüyor. Bir yandan da yeni birçok hareketli şarkısını da yakında çok farklı seslerden dinleyeceğiz. Heyecanla bekliyoruz:)

Susuz ve ekmeksiz belki yaşanabilir ama müziksiz asla. Görüşmek üzere!

Olcay Tanberken (DikkatMüzik!)

Yeni haftaya yakışır soluk “Gürcan Ersoy”

gurcanersoy

Öncelikle herkese keyifli bir hafta olmasını dilerim. Bu hafta yazıyı hazırlamak için bilgisayarımın başına geçtiğim de “kimden bahsetsem? İkinci kez yazacağım. Biraz ilerisi için ümit veren bir yazı olmalı v.b”  düşüncelere boğulmaya başladığım sırada bir anda kendime geldim. Ben artık özgür bir blog yazarıyım ve yine “özgürce” düşündüklerimi ve sevdiklerimi rahat rahat yazabileceğimi  fark ettim. (Aklım başıma geldi. :) )  Düşündüm de “radyo programına konuk almak istediğim ama alamadığım kim var?” diye aklıma ilk gelen isim “Gürcan Ersoy” oldu. ( Gürcan’ın albümü çıktığı sırada “İrem’le Rock” bitmişti.)

Radyo Klas‘ta “İrem’le Rock” programını yaptığım ilk zamanlarda ortak arkadaşımız Ender Balcı sayesinde tanışmıştık Gürcan’la… Yanılmıyorsam sene 2008 ‘di. Bir gün “yaşıyor mu acaba bu adamlar?” diye Flat Production Stüdyolarına uğradım. İçerde kayıt dinliyorlardı. “Ne yapıyorsunuz? diye sordum “Gürcan’ın demo kayıtlarını dinliyoruz.” dediler. 2009’da Murat İlkan‘dan şan dersleri almaya başladı. Bir süre sonra da albüm kayıtları hazırlanmaya başlandı. Gürcan’ın hayalinin nasıl gerçeğe dönüştüğünün ilk zamanına denk gelmek ve orada bulunan herkesin ilk heyecanına tanık olmak benim için keyifli olmuştu. Albüm kayıtları devam ederken yanlarında olmayı ne kadar çok istesem de, haftanın altı günü (bazen vicdanıma yenilip yedi güne de çıkabiliyordu.) çalıştığım için bir türlü gidemedim. Gurcan-Ersoy-2011-320x285

2011 yılında, bir de baktım ki; hayaller gerçek olmuş ve  Gürcan Ersoy  “ben ve benim gibi çocukların hakkında” albümü ellerimde… (Albüm çıktığında o kadar mutlu oldum ki sanki; raftaki o albüm benim gibiydi.) Eve gelir gelmez hemen bilgisayarımı açtım ve dinlemeye başladım.  İtiraf etmeliyim ki bazı şarkıları daha önceden biliyordum ama onlar bile o kadar farklı geldi ki… Albümün kartonetine bin kere bakmışımdır herhalde… İlk konseri Ghetto’da 08.02.2012’de yapıldı. Zaten şarkıların hepsini ezberlemiştik. Gürcan’la beraber daha ilk konserinde hep bir ağızdan söyledik.  Şunu belirtmek isterim ki; (her yerde, her zaman konusu olduğun da söylerim) albümdeki her şarkının, her kelimesine dikkat edin. Bu albümde kendinizden bir çok şey bulacaksınız.

“ben ve benim gibi çocukların hakkında”  albümünde ki “Sen üzülme” ve “Eski Şehir” şarkılarına klipler çekildi. Benim en çok klibinin olmasını istediğim şarkı “Yan Oda” şarkısıdır. Neden bilemem ama o şarkıyı dinlediğimde bağıra çağıra söylemek geliyor içimden… (Bir de klip hayalim var ki off.. :) ) Ayrıca “Soğuk Bir Yaz” şarkısı benim de ilk ve tek takip ettiğim “Behzat Ç.” dizisinde kendine yer buldu.

 Bu arada Gürcan Ersoy konserine devam ediyordu. Türkiye’nin köklü gruplarından M.F.Ö ile İzmir, Eskişehir ve İstanbul’da aynı sahneyi paylaştı. M.F.Ö gibi önemli bir grubun dinleyicisi karşısında şarkı söylemek herhalde ” rüya gibi bir etki bırakmıştır” diye düşünüyorum. Bence en önemli konserlerinden biri de Turborg Gold Fest sahnesinde olması oldu. Bir çok sevilen ve bilinen grupla aynı sahnede yer aldı. Yakın zamanda Bronx pi‘de gerçekleşen konserinde ise seyircisi için harika sürprizler hazırlamıştı. Gürcan Ersoy’u dinlerken bir de baktık ki;  Redd grubunun solisti Doğan Duru sahnede bu süper ikili bizlere Redd’in  “Hayat Kaçık Bir Uykudur” albümünden “Ellerini Kaldır” şarkısını söylediler. Ardından bir şarkı daha  söyleyeceklerdi. Doğan Duru gitarı çalmaya başladı ve sahneye teker teker rock yıldızları düştü. Gürcan Ersoy ve Doğan Duru şarkıyı söylemeye başladığında ilk Erdem Yener, ardından Foma grubunun solisti Evren Uysal ve hepimizin bildiği, sevilen fotoğrafçı Mehmet Turgut sahnedeki yerini aldı. Herkes için çok keyifli bir gece oldu. 24424_10151406237681171_221068658_n

(Bu arada aranızda kafasından “bu adam bu kadar işi yaptıktan sonra kim bilir ne kadar değişmiştir ?” gibi düşünceler geçirenler varsa; inanın ilk tanıdığım Gürcan nasılsa, Gürcan Ersoy’da aynısı… Hiç bir şekilde bir değişimi, samimiyetinde bir eksilme olmadı. Açıkcası ben olacağını da düşünmüyordum. Yanıltmadı…)775796_486363304743038_1925227703_o

Bu yazımı okuyup aranızda Gürcan Ersoy’u merak eden ve dinlemek isteyenler varsa; en yakın konser bu hafta cuma günü (08.02.2013) Beşiktaş’ta “Yazı Tura Sahne” de akustik performansı ile dinleyicisinin karşısında olacak. (Ben ve arkadaşlarımda orada olacağız. Bence kaçırmayın…) Ayrıca Biletix’te yayınlanan habere göre; Redd ve Gürcan Ersoy aynı sahneyi 21 Şubat ve 1 Mart arasında Çanakkale, Edirne, Isparta ve Antalya’da paylaşacaklarmış. (Bu iki grubu aynı sahnede izleyecek olanlar bence kendilerini sürprizlere açık tutsunlar. :) )  21 Şubat’ta Çanakkale’de, 22 Şubat’ta Edirne’de, 28 Şubat’ta Isparta’da ve 01 Mart’ta Antalya’da olacaklar bilginize… ;)

Sizlere yazabileceğim kadar rahat ve özgürce yazdığım, resmi olacak, ciddi olacak, şöyle olacak, böyle olacak derdi olmadan samimi kelimelerimle yazıp, samimi kelimelerimle devam ettirdiğim yazımın sonuna gelmiş gibiyiz artık… (Sonunda dediğinizi duyar gibiyim. :) ) Bu haftalık benden bu kadar haftaya bakalım nasıl bir konu ile buralarda olacağım? ;) Haftaya görüşmek üzere…

İrem’le Rock Devam Ediyor…

İrem Ezgimen (DikkatMüzik!)