“Deli Bando” albümse, piyasadakiler ne?

Doğruyu söylemek gerekirse ilk albümü “Hayvanlar”ın farkına vardığımda albüm müzikmarketlerde çoktan ve çoktan tükenmiş, 2.el albümler satan internet sitelerinde bile zor bulunur olmuştu. O zamanlar Twitter da yoktu, sosyal medya bu kadar sarmamıştı hayatlarımızı. Ama tutmuştu, sevilmiş ve bağırlara basılmıştı o “ilk” albüm işte. İyi müziği seven, iyi müzik dinlemeyi önemseyen o az ama öz dinleyici, Yasemin Mori ismini ve tümüyle özgün şarkılarını hızla ve kolaylıkla kişisel belleklerine ve yaşamlarının tam da içine almaktan çekinmemişti. Video klipleriyle süslediği “Aslında Bir Konu Var”, “Mutsuz Punk” ve “Nolur Nolur Nolur”un da ötesindedir albüm aslında. Çok daha fazlasıdır, arşivliktir, baş tacı edilesidir. Değerini bilenlerce edilmiştir de.

Belki 3, belki 5, çok zaman geçmişti evet. Artık zamanı gelmişti ve Mori, artık herkesin ondan beklediği “ikinci” albümü tamamlamalı ve dinleyicisini yine kendine bağlamalıydı. DokuzSekizMüzik etiketiyle yayınlanan “Deli Bando” adını verdiği albümü öncesinde “Dünya” ile belirdi bir gün dijital müzik platformlarında. Yine özgün, yine farklı, yine mor inekti işte. İlk dinlediğimden itibaren hala taptığım bir şarkı, ismine tezat biçimde bu dünyadan ve toprak parçasından değil de bambaşka bir dünyadan gibi sanki (Çok uzun yıllar önce Maria Rita Epik ve 21.Peron’un “Seviyorum” adlı bir LP’leri yayınlanmıştı ve o albümdeki şarkılarda da bu şarkıda yakaladığım aynı hissi yakalamıştım, Maria Rita Epik de çok yetenekli bir vokaldi). Geçen sezon ilgiyle izlediğim “American Horror Story”nin tema müziğindeki gerilimi hissettiren “Uçurumlar” şarkısının sözlerine bayıldım. Albüme adını verdiği şarkı dışında özellikle hareketli tınıları ile “Gerenimo” ve “Muşta” da çok dikkat çekici. “Venüste Uyandım” ve  “Üzerimde Kehanetin” gibi nutkumun daha çok tutulduğu kimi şarkılarında müziğin ve müzikle beraber her türlü duygunun en uçlarında, en doruklarında gezen Mori’nin dünyasını “tanımlamak”, onu bir kategoriye sokmaya çalışmak veya yaptığı/söylediği müziği başkaları ile karşılaştırmak, bu genç yeteneğe yapılacak en büyük kötülüklerden biri olsa gerek. O tümüyle özgün, tümüyle “kendi” ve ciddi anlamda alkışı hakediyor çünkü.

Başta bazı bestelerde imzaları olan Korhan Futacı ve Barlas Tan Özemek olmak üzere Yasemin Mori’yle birlikte “Deli Bando”yu ortaya çıkaran ve bu gerçekten “iyi” albüm için emek harcayan tüm müzisyenlere sevgi ve teşekkürlerimi sunuyorum. Piyasada “müzik” diye bize kakalanan b.k çukuruna layık onlarca albüm ve şarkı varken, “Deli Bando”yu nasıl bir kategoriye sokmak lazım, inanın bilemedim?

Olcay Tanberken (DikkatMüzik!)

Mori’den 2.albüm müjdesi

Alternatif ve rock müzik dinleyicisinin Yasemin Mori’nin ilk ve şimdilik tek albümü olan “Hayvanlar”ı bağırlarına bastıkları bir gerçek. Mori, çok uzun bir aranın ardından Dokuz Sekiz Müzik etiketiyle yayınlayacağı 2. albüm hazırlıklarına başladı ve albümü yayınlamadan önce çıkış şarkısı “Dünya” ile dijital platformlardaki yerini aldı.

Söz ve müziği Yasemin Mori’ye, düzenlemesi Korhan Futacı-Barlas Tan Özemek’e ait şarkıya Umut Kebapçı yönetmenliğinde Rio’da bir video klip çekildi. Mori’nin yeni albümünün adı ise “Deli Bando” olarak duyuruldu.

Değişim İçin Yüz Bin Şair

24 Eylül’de 100’e yakın ülkede gerçekleşecek Değişim İçin Yüz Bin Şair (100 Thousand Poets For Change) şiirin, edebiyatın ve sanatın gücünü pekiştirmek için harekete geçiyor. Şairler değişim istiyor, şairler değişim için dünyayı ele geçiriyor.

Amerikalı şair ve editör Michael Rothenberg’in mimarı olduğu Değişim İçin Yüz Bin Şair, Avrupa’dan Ortadoğu’ya pek çok ülkede, farklı şehirlerde düzenlenecek. Ayrımcılık ve nefretin ele geçirdiği dünyada şairlerin ve şiire inananların hala aynı yöne bakabildiğini kanıtlayan Değişim İçin Yüz Bin Şair, sınırları kelimelerle değiştiriyor.

Festivalin Türkiye ayağı ise genç şair Fırat Demir’in koordinatörlüğünde İstanbul ve Mardin’de gerçekleşecek. Türkiye’nin önde gelen şairleri 24 Eylül’de iki farklı kentte bir araya gelecek ve Türkiye’de yaşanan ayrımcılık, sansür, geciken barış ve kültürel kısıtlamalara karşı şiirin gücüyle yanıt verecekler.

İstanbul’da, geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz şair Seyhan Erözçelik’in anmasıyla başlayacak paneller, gün boyunca Akbank Sanat Merkezi’nde devam edecek. Lale Müldür, Birhan Keskin, Haydar Ergülen, Yücel Kayıran, Fırat Demir, Enis Akın, Akif Kurtuluş, Elif Sofya, Anita Sezgener, Süreyyya Evren ve Pelin Özer konuşmacı olarak katılacaklar. Festivalin sürprizlerinden biri de, düzyazıyı şiire yaklaştıran usta romancı Latife Tekin olacak.

Değişim İçin Yüz Bin Şair‘in İstanbul ayağı kumbaracı50’de yapılacak partiyle devam edecek. Yasemin Mori, Mabel Matiz ve Ece Dorsay‘ın festivale özel konserler vereceği parti, şairlerin okumalarıyla bambaşka bir boyuta geçecek. Naim Dilmener ise, unutulmaz şarkılarla geceyi sonlandıracak.

Mardin’de Mardin Sakıp Sabancı Kent Müzesi’nde gerçekleşecek Festival ise Kemal Varol, Azad Ziya Eren, Veysi Erdoğan, Emel İrtem, Habip Can Türker gibi şair ve yazarları bir araya getirecek. Mezopotamya’nın gücünü simgeleyecek bu buluşmada İstanbul ve Mardin, bir ülkenin Batı’sı ile Doğu’su, şiir için birbirine karışacak.

Klasik edebiyat etkinliklerinin aksine, alışılagelmiş kolaycı ve pasif şiir tartışmalarının ötesine geçmek için yola çıkan Değişim İçin Yüz Bin Şair daha yıkıcı bir şiir anlayışı üzerinden Türkiye edebiyatının dününü ve yarınını sorguya çekiyor. Değişim, başlıyor.

http://www.100binsair.blogspot.com/