Eflatun’dan “Anahtar” şarkılar

Eflatun_AnahtarSon yılların en başarılı besteci ve yorumcularından Eflatun yeni projesi “Anahtar”  ile müzik severlerle buluştu. Aşk Müzik yapım etiketi ile yayınlanan projede ‘Aşklambaç’ ve ‘Anahtar’ isimli iki şarkı yer alıyor, söz ve müzikleri Eflatun imzası taşıyan şarkıların düzenlemeleri Eflatun ve Serkan Ölçer ortak çalışması.

Yeni şarkısı ‘Aşklambaç’ ın video klibi ‘Barış Kırımşelioğlu’ yönetmenliğinde Kuzguncukta çekildi.Klip’te Eflatun’a usta oyuncu ve tiyatrocu Devrim Parscan ,Bkm Mutfak oyuncularından Ayşegül Akdemir, Hasan Elmas,Umut Kerem Aktürk ve Eylül Özsaylık eşlik etti.

2010 yılında ilk albümü Cennette Bir Akşamüstü’ ile ve albümün ilk çıkış şarkısı Şarap’ın hem klibi hem de anlatımıyla büyük bir ses getirmişti. Tiril Tiril, Günahlar İşliyorum gibi şarkıları dijital mecralarda yüksek sayıda dinlenme oranlarına ulaştığı albümde sanatçı; Cennette Bir Akşamüstü eserinde mors alfabesini bir şarkıda kullanarak dünyada bir ilki gerçekleştirdi.

Eflatun’un dünyada bir ilki gerçekleştirdiği diğer projesi ise dünyada ilk organ bağışı ile ilgili şarkıyı kendisinin yazmış olmasıdır. Sanatçının 2012 yılındaki ikinci albümü Çıkmaz Sokaklar, Burcu Güneş’le yaptığı düet ile büyük ses getirdi. Haftalarca bir numarada kalmayı başaran şarkı, Eflatun’un rengini kalplere kazımayı başardı. Yine aynı albümde Yasaklı Kitaplar Gibi isimli şarkısı Burcu Güneş tarafından tekrar seslendirildi.

Sadece kendi albümlerindeki şarkılar değil başka sanatçılara verdiği şarkılarla da gündemini koruyan sanatçının, Burcu Güneş’in Oflaya Oflaya, Sen Kaybı, Bir Lokma Sevda; Gülben Ergen’in Vıdı Vıdı, Mahsuscuktan; Mustafa Ceceli’nin Dünyanın Bütün Sabahları, Zillerime Basıp Kaçıyor; Mustafa Sandal’ın Kurşun Geçirmez; Zeynep Mansur’un Yudum Yudum, Röya, Gemiciler, Gönen, Bahsetme gibi seslendirdikleri eserler dinleyiciler tarafından çok sevilen şarkıları arasında yer alıyor.

2013 yılında en iyi şarkı, en iyi düet ve en iyi besteci dallarında sayısız ödüller alan Eflatun, aynı zamanda Aşk Müzik etiketi altında yeni projelerin prodüktörlüğünü de üstlendi.

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’un önde gelen performans mekanlarından Jolly Joker ‘de ‘Anahtar’ isimli projesinin tanıtımını yapan Eflatun; sahne performansı ve seslendirdiği şarkılar ile de büyük beğeni topladı.

Control+Z’ Beyoğlu Hayal Kahvesi Konseri

control+z-hayalkahvesi-843-403Temelleri Edirne’ye dayanan, yıllardır kendi besteledikleri şarkılarıyla dinleyicilerine ulaşan rock müzik grubu Control+Z; “Sadece Dinle” isimli ilk albümlerinin en sevilen şarkılarıyla 14 Nisan Pazartesi günü, saat 22:00’da, Hayal Kahvesi Beyoğlu sahnesinde müzikseverler ile buluşacak.

Sözlerini Mete Özgencil’in yazdığı, bestesini Barlas Erinç’in yaptığı “Naylon” şarkısını Umay Umay’dan sonra seslendirerek büyük beğeni toplayan ve ilk albümlerinin en sevilen parçalarından Sadece Dinle’ye çektikleri yeni klibiyle müzik dünyasında güçlü adımlarla ilerleyen Control+Z, Hayal Kahvesi Beyoğlu sahnesinde ilk albümlerinde yer alan şarkılarının yanı sıra cover şarkılarla da hayranlarına eğlenceli bir konser yaşatacak.

Unutmadan, bu keyifli konser için grup aynı zamanda Facebook sayfalarında ve Twitter hesaplarında düzenledikleri küçük yarışma ile Hayal Kahvesi Beyoğlu konseri için takipçilerine çift kişilik davetiye HEDİYE ettiğini hatırlatalım. :)

http://controlzband.com
http://www.facebook.com/controlzband

http://instagram.com/controlzband

Hazal’dan yeni albüm: “Aşktan Bıçak”

hazalMüzik kariyerine 90’lı yıllarda başlayan ve sevilen şarkılara imza atan Hazal 5. solo albümü “Aşktan Bıçak” ile hayranlarının karşısına çıktı. FONO Müzik etiketiyle müzikseverlerle buluşan ve yaklaşık iki yıl süren çalışmaların ardından tamamlanan “Aşktan Bıçak”, toplam 10 yeni şarkıdan oluşuyor.

Prodüktörlüğünü Fono Müzik’in yapımcısı Ahmet Güngörmüş’ün yaptığı “Aşktan Bıçak” isimli albümde, “Kutup Yıldızım”, “Aşktan Bıçak”, “Nerelerdeydin”, “Kırık”, “Sayende”, “İzi Kalır”, “Güvercinler Uçabiliyor mu”, “Gecemin Düşü”, “Aşk Her şeye Hakim” isimli şarkılar ve Hazal’ın unutulmayan hit şarkısı “Elden Yar Olmaz” yeni düzenlemesiyle yerini alıyor. Türkiye’nin önde gelen müzisyenlerinin yer aldığı “Aşktan Bıçak” isimli albümün şarkıları Stüdyo Müzikal Ve Stüdyo Deney Evi’nde hazırlandı. Şarkıların düzenlemeleri ve mix’i Ali Cem Çehreli, mastering ise ; Muammer Tokmak tarafından yapıldı.

Canlı enstrümanların çalındığı, şarkı sözlerinde AŞK’ın hakim olduğu “Aşktan Bıçak” isimli akustik formattaki albümde; Batı Müziği’ne ait öğeler, Türk Müziğine ait makamsal yapı kendini gösterirken, doğu ve batı birleşimi şarkılar kimi zaman konuşma dilinde, kimi zaman şiirsel bir anlatımda anlatılıyor. Albümde Burçak Durak’ın şiiri, “Güvercinler Uçabiliyor mu” isimli şarkıda toplumsal bir yara anlatılırken, kadına karşı şiddete dikkat çekiliyor.

İlk video klip, albüm ile aynı ismi taşıyan, aynı zamanda albümün çıkış şarkısı olan “Aşktan Bıçak”a Kemal Başbuğ yönetmenliğinde çekilecek. Albümdeki fotoğraflar Stüdyo Celal’e ait.

Kaan Balcı “Gidemedim” diyor

Kaan Balcı -Gidemedim 3Geçtiğimiz sene Tan Taşcı imzalı ‘Anlamsız Bitiyor’ şarkısı ile büyük beğeni toplayan, radyo ve müzik kanallarının listelerinde yer alarak en iyi çıkış adayı gösterilen genç popçu Kaan Balcı yepyeni single çalışması ‘Gidemedim’i müzikseverlerin beğenisine sunuyor.

Sözleri Habil Ceyhan, müziği Güven Baran’a ait olan şarkının düzenlemesi Sertaç Ekiz tarafından yapıldı.Single’ın fotoğraf çalışmaları iddialı işlerde imzası bulunan fotoğraf sanatçısı Erkan Balkan tarafından gerçekleştirildi.

Nisan ayının ikinci haftası Sekiz Müzik etiketi ile tüm digital platform ve radyolarda yerini almaya hazırlanan şarkısı‘Gidemedim’ için ‘Ben ve ekibim bu yılın en başarılı hitlerinden birine imza attığımıza tüm kalbimizle inanıyoruz. Umuyorum ki Gidemedim tüm dinleyicilerimden tam not alacak’ diyen Kaan Balcı müzik dünyasındaki iddiasını ortaya koyuyor.

Göksel Tan: “Olur Görürsem Söylerim”

gokseltanMüzik tutkusu ile hayallerinin peşinden giden Göksel Tan, Eylül ayı içerisinde çıkarmayı planladığı albüm çalışması öncesinde “Olur Görürsem Söylerim” adlı yepyeni single çalışmasını müzikseverlerin beğenisine sunuyor.

Sekiz Müzik etiketiyle piyasaya çıkan “Olur Görürsem Söylerim” in süpervizörlüğünü Yonca Kubalas üstlendi. Şarkının sözü ve müziği Bülent Yetiş’e, düzenlemesi ise Cüneyt Yalmaz’ a ait. Fotoğraflarını Uğur Özkul’ un çektiği single’ın video klibi, Tamer Aydoğdu yönetmenliğinde Bülent Yetiş’in de yer aldığı 60 kişilik bir ekiple, yaklaşık 15 saat süren bir çalışma ile Midas stüdyolarında çekildi.

Sezen şarkısıyla yeniden Sertab

sertabŞu günlerde Demir Demirkan ile birlikte kurduğu Painted On Water grubunun  “Chicago Issue” adını taşıyan EP’sinin turnesinde olan Sertab Erener, bir yandan da yeni şarkısını görücüye çıkardı. Uzun bir aradan sonra söz ve müziği Sezen Aksu imzalı yeni bir şarkıyla sevenlerinin karşısına çıkan Sertab, bu kez “Ben Öyle Birini Sevdim ki” diyorAranjesi Mustafa Ceceli’ye ait olan şarkının video klip yönetmeni ise Burak Ertaş. Klip çekimlerinde Sertab Erener’e spor eğitmeni Emre Aşer‘in de eşlik ettiğini hatırlatalım. Şarkı, yakında GNL etiketiyle müzikmarketlerde yerini almaya hazırlanıyor. Videoyu izlemek için:

http://www.netd.com/muzik/yerli/sertab-erener/ben-oyle-birini-sevdim-ki/ben-oyle-birini-sevdim-ki

Atlas’tan yeni video: “Affet”

8M3A17332013 sonlarında Sony Music etiketiyle yayımlanan “Selam Yabancı” albümüyle “yılın en iyi çıkış yapan isimleri” arasında gösterilen ve kendine has bir hayran kitlesi edinen Atlas, yoğun talep üzerine albümün ikinci klibini “Affet” isimli duygusal şarkıya çekti.

“Affet”, efsanevi Ritchie Blackmore bestesi “Temple Of The King”in Türkçe yorumu. Tuna Kiremitçi daha önce bu şarkıya Müslüm Gürses için söz yazmıştı. Şarkı bu sefer de Atlas’ın “Selam Yabancı” albümünde yepyeni bir düzenlemeyle hayat buluyor. Tuna Kiremitçi de klipte bu sefer oyuncu kimliğiyle karşımıza çıkıyor. Partneri ise ünlü oyuncu Leyla Göksun.

Klibin yönetmenliğini Michael Önder üstlendi. Görüntü yönetmenliğini ise Oliver James Downey yaptı. Çekimler 20 kişilik bir teknik ekiple, 16 saatte tamamlandı. Biten aşkın ardından birlikte son bir gece geçiren bir çiftin ayrılık sabahının anlatıldığı klipte, hikâyenin yanı sıra grubun performans görüntüleri de yer alıyor.

Vokalde Tuna Kiremitçi, gitarda Burak Aldinç, bas gitarda Can Yalım, tuşlu çalgılarda Selim Öztunç ve davulda da Hasan Köseoğlu’nun yer aldığı Atlas, “Affet” şarkısının video klibiyle ekranlardaki yerini aldı.

http://vimeo.com/90668052

Radyo Boğaziçi Müzik Ödülleri’ne adayız

Dikkat-Müzik
Albüm haberleri, yorumları ve röportajlarıyla müzik dünyasının nabzını tutan DikkatMüzik! , geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da Radyo Boğaziçi Müzik Ödülleri’nde “İyi Müzik Blogu/Sitesi” kategorisinde aday gösterildi.
 

Facebook üzerinden gerçekleşen oylamaya katılarak DikkatMüzik!’i desteklemek isterseniz:

Ayşe Hatun Önal geri döndü!

cakbirselamMiss Turkey yarışmasında kazandığı birincilikle adını duyuran ve daha sonra mankenlikten şarkıcılığa geçen Ayşe Hatun Önal, “manken-şarkıcı” kategorisinde belki de sessiz ama derinden giden en önemli isimlerden biri. Özellikle “Kalbe Ben” şarkısıyla beğeni kazanan şarkıcı, uzun bir aradan sonra sessizliğini bozdu. 2003 yılında “Sonunda adlı ilk albümünü yayınlayan ve 5 yıl aradan sonra “Sustuysam” adlı albümüyle müzikseverlerin beğenisini büyük ölçüde kazanan Önal, çok uzun bir süre yeni bir çalışma ile çıkagelmemişti. Son olarak DJ Bee Gee ile birlikte “Sen ve Ben” adlı şarkıda buluştuktan sonra bu kez yeni bir tekli ile karşımızda. “Çak Bir Selam” adındaki yeni şarkısını 3 ayrı versiyon ile Sony Music etiketiyle dijital müzik platformlarına sunan Ayşe Hatun Önal, bu versiyınlardan “Gurcell Style Mix” olanına da bir video klip çekti.

https://itunes.apple.com/tr/album/cak-bir-selam-single/id845292959

Çak Bir Selam

Eskiden değerimi bilememişsin, vah vah vah
Sanki sana bir şans vermedim mi
Bugün olsa hakkımı verirmişsin, vah vah vah
Bana güller ver

Gözünü aç beni bulur, tut elimi bir yuva kur
Senin için yanar içim, bu yanışın sönüşü yok
İki sözün beni alır, süper olur tadı kalır
Senin için yanar içim, bu yanışın sönüşü yok yok yok

Çak bir selam canım baksana
Alev alev yanışıma
Can verir ya Tanrı taşlara
Sen de bana, sen de bana…

http://www.youtube.com/watch?v=dUyzMQVomKw

P!İZ’den “Fırtınam”

piizYeni albüm hazırlıklarına devam eden rock grubu P!İZ, “Fırtınam” isimli ilk single çalışmasını Poll Production etiketi ile dijital platformlarda satışa sundu. Sözü ve müziği grubun gitaristi Ahmet Çilingir, aranjesi ise Alişan Göksü imzalı olan “Fırtınam”ın video klibi başarılı yönetmen Gürcan Keltek tarafından çekildi. Fırtınam, şarkısı ve video klibi 1 Nisan 2014’ten itibaren tüm dijital platformlarda ve müzik kanallarında eş zamanlı yer alacak.

Single fotoğrafları için İdil Dizdar objektifine poz veren grup, çekilen single fotoğrafları konsepti için şarkının sözlerinden ilham aldı. Grup üyelerinin vücudundaki kırık parçalar P!İZ’in “Fırtınam” adlı şarkısının sözlerini simgeledi.

 

Nazan Öncel’den “Bazı Şeyler”

23840594Türk popunun en başarılı isimlerinden Nazan Öncel 10 şarkıdan oluşan “Bazı Şeyler” isimli yeni albümüyle müzik marketlerde yerini aldı. DMC etiketiyle sunulan yeni Nazan Öncel albümünün çıkış şarkısı “Hadi O Zaman”da Megastar Tarkan’la düet yapan Nazan Öncel albümdeki tüm şarkıların söz ve müziklerine imza attı.

Albüm Şarkıları
Hadi O Zaman (feat Tarkan)
Harita
Bazı Şeyler
Bir Kapıdan Girdim
Affola
Aşk İşini Biliyor
Bir Umut İşte
Ceylan
Dostlar Kahvesi
Ne Güzel Olur

Nazan Öncel feat. Tarkan “Hadi O zaman” 
http://www.netd.com/muzik/hadi-o-zaman

Röportaj: Emre Aslan

roportajemreaslan“Birdenbire” isimli ilk albümünü 3 Adım Müzik etiketiyle geçtiğimiz aylarda piyasaya süren Emre Aslan, uzun yıllardır İstanbul’un birçok tanınmış mekânında, kendi kurduğu gruplarla performans sergileyen bir müzisyen. Çıkış şarkısı “Birdenbire” ile dikkat çeken genç müzisyenin geçtiğimiz haftalarda Jolly Joker’de verdiği lansman konserinde şahit olduğum sahne enerjisi ve gayet yüksek canlı performansından hareketle Dikkat Müzik’in Emre Aslan ile olan söyleşisini sizlerle paylaşıyoruz:

Emre Aslan kimdir? Biraz sizden bahsederek, sizi tanıyarak başlayalım sohbetimize.
Emre Aslan sanata, spora, doğaya, hayvanlara düşkün, kendi hâlinde, sakin bir yaşam süren, etrafında olup bitenlerden ziyade kendine meraklı bir adam aslında… Mimarlık okudum ve mimarlık kariyerime “severek” devam ediyorum. Müzik hayatımın hep içindeydi zaten. Bu günlerde albümle birlikte biraz daha öne çıkmış oldu sadece… Yeni bir şey değil. Uzun yıllar profesyonel olarak voleybol oynadım. Voleybol benim için bir tutku. Aktif olarak devam edemesem de hâlâ salonlarda, tribünlerde beni görmek pek mümkün! Köpeklere, hayvanlara ve doğaya âşık biriyim. O yüzden köpeğim ile birlikte beni sık sık parklarda görmeniz de çok olası… Dışarıdan bakıldığında oldukça hızlı ve hareketli bir hayatım varmış gibi gözükür ama hiç öyle biri değilimdir aslında. Erken yatan, erken kalkan, evinde televizyon olmayan, alkol ve sigara kullanmayan, gece gezmeyen, sağlıklı yaşamaya özen gösteren, sakin ve huzurlu bir hayat sürmeye çalışan biriyim esasında. Genç emeklilerdenim. (Gülüyor.)

Emre-aslan-birdenbire2Müziğe ilginiz nasıl başladı peki?
İstanbul’da doğdum ama Antalya’da büyüdüm. İlkokuldaki müzik öğretmenim Faize Tügen’in teşvikiyle başladım müziğe. Şebnem Ferah’la uzun zamandır birlikte çalışan Ozan Tügen ve Ceren Tügen’in annesidir kendisi, soyadı tanıdık gelebilir. Çok sevdiğim Faize hocamdan öğrendim ilk notalarımı ve müzik eğitimim o yıllarda başladı aslında… Üçüncü sınıfta çalışmam için karışık bir kaset vermişti bana, bir Elvis Presley kaseti. Hâlâ evimde durur o kaset. Yine o yıllarda, 90’ların başında ablamın odasından gizli gizli Sinead O’Connor’ın kasetlerini aşırırdım, onları dinlerdim. Dazlak bir kadının ağlayarak şarkı söylemesi beni o yaşlarda çok etkilemişti. Sözlerini anlamazken bile o hissiyatın geçtiğini hatırlıyorum mesela… Flüt ve piyano ile başlayıp, gitara geçtim ve kendi bestelerimi yapmaya başladım. Akabinde lise ve üniversitede müzik gruplarım oldu. Yavaş yavaş sahne almaya başladım. Bir yandan da dergilerde müzik yazarlığı yapıyordum.

Albümün adı “Birdenbire” ama elbette müzik geçmişiniz birdenbire başlamıyor, değil mi? Uzun yıllar kendi kurduğunuz gruplarla sahne aldığınız biliniyor..
Evet, doğrudur. Moskova’da yaşadığım dönem çok uluslu bir grupla sahne aldım. Polonyalı, Amerikalı, İrlandalı, Rus, Yunan… Ne ararsan vardı grupta! (Gülüyor.) Çok eğlenceliydi. Daha çok caz, soul, R&B tarzında şarkılar söyledim. İstanbul’a döner dönmez de bir cover grubu kurdum. Birçok tanınmış mekânda sahne aldık. Biraz sert çalan bir rock grubuyduk aslında… Popüler parçaları da çalsak kendi tarzımıza uyarlıyorduk ve bir şekilde sert bir şeyler çıkıyordu ortaya. Kylie Minoque, Hande Yener de çaldık, Muse ve Skunk Anansie de… Zaten o dönem birlikte müzik yaptığım arkadaşlarım hâlâ benimle… Birlikte devam ediyoruz yola. Değişen çok fazla bir şey yok temel olarak. Artık kendi şarkılarımızı çalıyoruz.

İlk bestenizi ne zaman yaptınız?
İlk bestemi 15 yaşımda yapmıştım. “Hafıza” adlı bir şarkıydı. Yaptığım anı bile çok net hatırlıyorum; yolda yürürken birdenbire şarkıyı mırıldanmaya başlamıştım. Hatta o şarkıyı bu albüme de koymak istedik, düzenlemesini bile yaptık ama sonra vazgeçtik. Genel konsepte pek uygun düşmedi. Belki ileride bir gün yayınlarım ama…

Albümdeki tüm söz ve müzikler size ait. Son dönemde bazı müzisyenler ilk etapta şarkılarını ünlü birkaç isme verme ve sonrasında, kendilerini hazır hissettiklerinde solo olarak kendi albümlerini çıkarma yoluna gidiyorlar. Sizin de aklınıza gelmiş miydi böyle bir yol izlemek?
Aslında bu albümdeki iki şarkımı oldukça ünlü iki şarkıcı istemişti, hatta verecektim de bu besteleri çünkü o zamanlar albüm yapma gibi bir düşüncem yoktu. Neden bilmem vazgeçtim sonra bu fikirden… Kendi albümüme kısmetmiş. Bir de bir filmde yer alması söz konusu olan bir bestem vardı ama o zaman da albüme başlamıştım, zamanlamalarımız uymadı. Onu da es geçmek durumunda kaldım. Belki bundan sonra başka albümlerde veya projelerde besteci olarak yer alırım.

1

Albümün hazırlık sürecinden bahsedelim biraz. Ekip nasıl bir araya geldi?
Albümün eti benimse kemiği Alper Gemici’nin aslında. Prodüktör o. Tüm düzenlemeler ona ait. Kendi albümüymüş gibi titizlikle, özenle çalıştı. Alper ile nasıl bir araya geldik diye soracak olursan…  2010’da İstanbul Avrupa’nın kültür başkentiydi hatırlarsan. Ben Moskova’dan yeni dönmüştüm ve İstanbul için yazdığım iki güzel şarkım vardı. Bu albümde olan şarkılar… Bu şarkıları kaydedelim ve kültür başkenti projesine sunalım dedik. Ben aranjör olarak Alper Erinç’e gittim. Çok sevdiğim bir müzik adamıdır ve işlerini çok beğenirim. Alper Gemici de o yıllarda Alper Erinç’in stüdyosunda görev yapıyordu. Hep birlikte oturduk, konuştuk. Alper Erinç o dönem çok yoğundu. Candan Erçetin, Nil gibi birçok isimle albüm kaydediyordu. O yüzden Alper Gemici ile bana “Siz başlayadurun, ben de vakit buldukça destek veririm.” dedi. Böylece biz Alper Gemici ile işe girişmiş olduk. Çok da iyi anlaştık, arkadaş olduk. İş dışında da görüşmeye başladık. Derken bir bakmışız şarkıları hazırlayıp bitirmişiz bile… Alper daha sonra kendi albümüne odaklandı, ben sürekli yurt dışındaydım. Bir araya gelemedik. Bir gün ben Alper’e telefon edip “Haydi albüm yapalım.” dedim ve albüme başladık. Sonrası kendiliğinden geldi. Onur Atar, Selim Aydın, Hakan Yılmaz zaten uzun yıllardır birlikte müzik yaptığım dostlarımdı. Onlar da Kerem Ozan Şahin ve diğer müzisyenlerle birlikte başından beri zaten işin içindeydi. Benim sürekli yurt dışında olmamdan kaynaklı olarak süreç biraz uzun ve sancılı oldu ama nihayet beklediğimize değdi. Ekip olarak hepimizin içine sinen bir albüm çıkmış oldu.

Şarkıları oldukça enerjik buldum. Nasıl tanımlıyorsun bu albümü?
Enerjik bir albüm olduğuna katılıyorum zira son yıllarda müzik dünyasının bize dayattığı melankolik, ağlamaklı şarkılardan hepimize fenalık geldi. Rock müzik yaptığını iddia edenler arabesk yapıyorlar esasında. Gitarların sesi açılınca rock olmuş olmuyor. Biz daha neşeli ve enerjik bir albüm yaptık çünkü neşeli ve enerjik insanlarız. Tutsun diye karalar bağlayacak, havalı ve sert bakışlar atacak hâlimiz yok sağa sola… Mizahi bir yönden bakıyoruz hayata. Bu da yaptığımız müziğe yansıyor hâliyle. Tanımlama kısmına gelecek olursak keşke hiç gelmesek derim. (Gülüyor.) Bana sorsan son derece pop bir albüm. Dünya müziğine bakınca da pop. Ama Türkiye’de insanların poptan anladığı çok başka. O yüzden bu coğrafyada biraz sıkıntı yaşıyoruz. İnsanlar kafalarında bir yere oturtamıyorlar bizim gibileri. Onlara göre pop desen pop değil, rock desen rock değil bir tür… Bu yüzden de müzik dünyası bizim gibilere “alternatif pop” diye bir şey uydurdu. Bu “alternatif” sözcüğünü de sevmiyorum. Neyin alternatifi? Söyleyin de biz de bilelim neye alternatif olduğumuzu. Bana göre iki tür müzik var: Sevdiklerim ve sevmediklerim. Samimi olanlar ve samimi olmayanlar. İyiler ve kötüler. Kibariye’yi de severim, Özlem Tekin’i de, Tarkan’ı da, Portecho’yu da, Birsen Tezer’i de, Fazıl Say’ı da… Benim için tüm bu isimler aynı tarzdalar: Samimiyette…

1012079_214348388768498_1209007724_n

İstanbul ile ilgili iki şarkı var albümde. Bu kent için yazılmış diğer şarkılardan daha karamsar bir hava mı çiziyorsunuz bu şarkılarda?
Ben İstanbul âşığı genç bir sanatçıyım. Hassasiyetlerim var hâliyle… Mimar olduğum için şehircilik bilgim de var. Daha farklı ve teknik bir gözle bakabiliyorum kentlere. Tüm bunlar bir araya gelince İstanbul’un hâline hüzünlenmemek mümkün değil. Dünya’nın en güzel şehirlerinden birinin geldiği, getirildiği hâle bakın! İçim acıyor, elimde değil. İki şarkımdan birinde somut olarak, şehir olan İstanbul’dan bahsediyorum. Ama unutmayalım ki şehirleri şehir yapan yollar, parklar, binalar değil içinde yaşayan insanlardır. Diğer şarkıda ise İstanbul’dan kastım içinde yaşayanlar, bizzat bizler… Soyut bir varlık… Bu yüzden bir kadın olarak tasvir ediyorum İstanbul’u bu şarkıda.  “Benim Adım İstanbul” adlı şarkımda empati kuruyorum onunla, şehir olan İstanbul’la. “Kimse senin derdini anlamadan, herkes sana şarkı yazıp durmuş.” diyorum mesela… Dertli çünkü bu şehir. Çocukları hasta, en değerli yapıları restorasyon adı altında ayakta öldürülüyor. Yabancılara satılıyor. “Eskimişliğin yüzünden belli, benim gibi senin de benzin solmuş.” diyorum. Kentsel dönüşümlerden başımız döndü. Birçok semt tarihi dokusunu yitirdi. Ve bu gidişata dur diyecek birileri de ufukta gözükmüyor. Bu yüzden “Gelmez iki yakan bir araya…” diyorum. Diğer şarkıda, Şehr-i Zişan’da ise soyut İstanbul’a sitem ediyorum. Onu kan emen, gençliğimizi yutan bir ölümsüz kadın olarak tasvir ediyorum. İstanbul fırsatlar şehri… Hem önünüze sonsuz imkânlar, seçenekler sunuyor hem de hiçbir şey yapmanıza izin vermiyor. Kısır bir döngüye soktu bizi İstanbul; ne onunla yapabiliyoruz ne de onsuz.

1689265_214342422102428_798238276_nDefne Joy Foster için yazdığınız “Defne” şarkısı var bir de… Çok yazıldı bu konu hakkında ama ilk ağızdan öğrenmek isterim. O da mı birdenbire çıktı, hikâyesi nedir?
Mimarlık kariyerimin ilk yıllarında modacılara defileleri için podyum tasarlıyordum. Defne de sunuculuk yapıyordu o yıllarda. Arkadaş olduk. Tanıdığım en neşeli insanlardan biriydi. Ekranda gördüğünüz, bildiğiniz gibiydi. Son dönemde pek sık görüşemesek

 

de kalplerimiz birdi. Ölüm haberini aldığımda şantiyedeydim ve adeta dondum kaldım. Can’ı düşündüm, oğlunu… Yalnız kaldı diye düşündüm. Şarkının nakaratı daha o anda, şantiyede çıktı, birdenbire… Devamını ise Bakü’ye giderken uçakta ve otel odasında yazdım. Geldiği gibi, plansız. Albüme koyarken de düzenleme yapmaktan özellikle kaçındık. Süslemeye utandık. Bir şarkı değil, bir ağıt zaten Defne… O yüzden sadece bir piyano eşliğinde seslendirdim. Birçok gazete şarkıyı ve haberi ikinci sayfadan duyurdu. Bu benim tercihim değildi aslında. Çok hassas olduğum bir konu bu. Ölmüş birinin arkasından “reklam” yapıyormuş gibi algılanmak en çok korktuğum şeydi. Çok şükür samimiyetimiz insanlara geçti ve hep güzel tepkiler aldık. Haberlerin yapılmasına da Can için izin verdim aslında… Defne’nin ölümünden sonra birçok asılsız şey yazıldı, çizildi. Çok çirkin sözcükler dillendirildi. Ortada kalan bir çocuk vardı ve bu hiç düşünülmedi. İstedim ki Can büyüdüğünde, Google’a annesinin adını yazdığında binlerce çirkin haber ve iftira arasında güzel bir şey de bulsun. Olur da bir gün aklı bulanır ve yönünü kaybederse annesi için yapılmış iyi bir şey dinlesin, okusun. Bu düşünce ve hislerle hareket ettik.

3

Çıkış şarkısına nasıl karar verdiniz?

Aslında son ana kadar çıkış şarkımız Rol Model’di. Biz albümden önce Rol Model’i single olarak çıkarmayı planlıyorduk. Her şey bu plana göre hazırlandı, tam ben klip çekimi için İstanbul’a geliyordum ki Gezi olayları patlak verdi. Ertelemek zorunda kaldık hâliyle… Sonra ülkenin gündemi bir daha hafiflememecesine yoğunlaştı malumunuz. Çıkışımız kış aylarına sarkınca daha orta tempo bir şarkı ile çıkalım dedik. Zaten albümü dinleyenler Gülbenciler – Hülyacılar gibi ikiye bölünmüştü; Rol Modelciler ve Birdenbireciler olarak. (Gülüyor.) Şirket de Birdenbire olsun deyince, onunla çıkmış olduk.

Bir sonraki klip için düşünülen bir şarkı var mı?
İkinci klip büyük ihtimalle Rol Model’e gelecek gibi gözüküyor. Konserlerde Kalbimi Çalanlar ve Benim Adım İstanbul da çok sevildi gerçi… Henüz ikinci klip için bir hazırlık içine girmedik açıkçası. Bakalım zaman ne gösterecek.

Gelelim dünyada ve ülkemizde müziğin satış ve dinleniş şeklinin değişmesine… İnsanlar artık albüm almaktan kaçıyor gibi sanki, değil mi?
Artık insanlar fiziki olarak albüm satın almıyorlar, bu bir gerçek. Akıllı telefonların, tablet bilgisayarların peynir ekmek gibi satıldığı bir devirde insanları CD satın almaya yönlendirmek pek mümkün değil. Sadece benim gibi tek tük arşivciler gidip CD satın alıyor. Benim evimde bile dizüstü bilgisayarımı saymazsak bir CD çalar yok. Onların bile yeni modellerinde CD sürücüleri mevcut değil artık. CD fabrikaları kapandı veya kapanıyor zaten… Biz ucundan yakaladık diye düşünüyorum. Elimizde hatıra niyetine bir CD var neyse ki… (Gülüyor.) İkinci albümüm – eğer yaparsam – CD formatında olur mu, hiç emin değilim. Dünya devleri bile artık CD basmama kararı aldı. 2014 son yıl. 2015 itibariyle sadece dijital satış yapılacak. Bu da tabii müzisyenlerin, bestecilerin haklarının korunması anlamında sıkı bir denetim demek. Dünya bu adımları attı. Türkiye bu denetim mekanizmasını kurdu mu? Buna hazır mıyız? Bunu sorgulamak lazım. Müzik birlikleri bu konuda bazı adımlar attılar ama ne kadar yeterli? Dijital satışlarda, internet tıklamalarında spekülasyon yapılıyor mu? Youtube’da 5 milyon kez tıklanmış bir şarkıyı nasıl oluyor da sektörün içinden biri olarak ben ilk kez duyuyorum? Bunların hepsi birer soru işareti… O yüzden artık nabız tutmak için sadece sokağa, insanlara bakma şansımız kaldı. İnsanlar şarkıyı biliyorlar mı ona bakarım ben. Satış rakamı kaliteyi gösterir mi hem? Satmayan albüm kötü müdür? Satmayan şarkıcı albüm yapmasın mı? Bunlar uzun ve derin konular elbette ama Türkiye olarak bu teknoloji denizinde pusulasızız diye düşünüyorum. Bir yorumcu, besteci, söz yazarı olarak hakkımın korunduğuna dair daha somut adımlar görmek istiyorum elbette.

Ya müzik medyası?
Ben de zamanında müzik yazıları yazmış biriyim, bu yüzden bu işin zorluklarını da biliyorum. Eskiden merak ettiğimiz köşe yazarları, eleştirmenleri vardı. Bir albüm çıktığında hemen o yazarlar ne demiş diye bakardık. Ama artık yazılı basında çok az albüm haberleri ya da eleştirileri yer alıyor. Sadece yüzeysel şeyler onlar da. Bu yüzden müzik blogları ve internet dergilerni önemsiyorum, değerinin zamanla anlaşılacağı ortada. Dikkat Müzik okuyucularını da bu vesileyle selamlıyorum, sevgilerimi iletiyorum.

Röportaj: Olcay Tanberken (DikkatMüzik!)

 

 

Mavi’den yeni albüm: “Şimdi”

mavisimdiTürk pop müziğinin genç ve özgün isimlerinden Mavi, uzun süredir üzerinde çalıştığı albümü “Şimdi”yi DMC etiketiyle dinleyicilerle buluşturdu.
Avukatlık kariyerini bırakarak çocukluk hayalini gerçekleştirmek için 2011 yılında müzik dünyasına giriş yapan Mavi’yi, “30” ve “Kaptan” şarkılarından sonra geçen yıl yayınladığı “Aç Kapıyı” albümüyle dinledik. Yeni albümünde ağırlıklı olarak kendi söz ve bestelerine yer veren sanatçı albümünde hayranlık duyduğu Onno Tunç’a ait bir beste olan “Bir Kış Masalı”nı da seslendirdi.
10 parçadan oluşan ve müzik direktörlüğünü Hasan Meten’in üstlendiği albümde Mavi, duygusal, cesur ve güçlü bir kadının hikayesini bütün içtenliğiyle anlatıyor. Albümün çıkış parçası olan “Yakışmaz Bana”yı Gökcan Sanlıman’la birlikte seslendiren Mavi, 23 Mart’ta Beyoğlu Hayal Kahvesi’ndeki lansman konserinde sevenleriyle buluşmaya hazırlanıyor.

https://www.youtube.com/watch?v=zINEyP6HNjs

Neslihan Engin’den 2. albüm

neslihanengin”Ruhum Su Aldı” adını taşıyan ilk albümünü 2010 yılında yayımlayan Neslihan Engin, ikinci albümü ”Yara”yı We Play Müzik etiketi ile müzik marketlere sundu. Duru sesi ve etkileyici tarzıyla dikkat çeken Engin, son dönemde gerek sözleri gerekse müziğiyle bir tür “duruş” olarak popüler müziğin dışında kalan ve her biri ayrı başarılı kadın ozanlardan biri olarak özel bir yere sahip.

8 parçadan oluşan ‘Yara’ albümü Erekli-Tunç Stüdyoları’nda kaydedildi. Albümün prodüktörlüğünü Selim Öztürk üstleniyor. Tüm söz ve bestelere imza atan Neslihan Engin albümdeki piyano, klavye ve akordeonları da kendisi çalıyor. ‘Perdeler’ parçasında pop müzik sanatçısı Barbaros, Neslihan Engin’e eşlik ediyor. Albümün mikslerini yapan Rıza Erekli, aynı zamanda sürpriz vokalleriyle albümde yer alıyor. Albümde 7 yepyeni parçanın yanı sıra, ilk albümden çok beğenilen ‘Kaçtım’ adlı parçanın da yeni ve farklı bir düzenlemesi bulunuyor. Albümün kapak fotoğrafları ise Kadri Karahan tarafından, artık kullanılmayan Haydarpaşa Garı’nda çekildi.

Albümün çıkış videosu ise “Kış Aşkı” adını taşıyor:

https://www.youtube.com/watch?v=Le4rFLkNMd4