“Örümcek Kadının Öpücüğü” Röportaj: Utku Oğuz Güneş

a_örümcek ADEM MOLİNA ESASHerkese Selam :)

Geçtiğimiz hafta izlemiş olduğum “ Örümcek Kadının Öpücüğü” oyununun yönetmeni benim konservatuar yıllarından çok çok sevdiğim bir arkadaşım Utku Oğuz Güneş… Sizler için kendisinin ne kadar yoğun olduğunu bilmeme rağmen bir röportaj rica ettim. Sağolsun, o da beni kırmayarak röportaj isteğimi kabul etti. Hem kendisini sizlere tanıttım, hem de bu zamana kadar neler yaptını, hangi oyunları yönettiğini ve yönettiği oyunların ve oyuncuların başarısı üzerine biraz ile sohbet ettik.

Hadi başlayalım o zaman :)463936.jpg-r_640_600-b_1_D6D6D6-f_jpg-q_x-xxyxx

Ben seni gayet iyi tanıyorum ama tanımayanlar için öncelikle Oğuz Utku Güneş’i tanıyabilir miyiz?

Senle okuldan arkadaş ve o dönem bir türlü ezberleyemediğim tek kişilik oyun denemelerimde bana ezber tuttuğun için sana teşekkür borçlu olan :) , kimsenin kıymetini bilmediği şarkıları senle birlikte iştahla dinlemiş olan kişiyim. :)

( O kadar mütevazi ki; kendini anlatmaktansa oyun ve oyuncularla alakalı sorulara geçmek istediği için bu kadar kısa yanıt alabildim :) )

Üniversiteyi bitirdikten sonra tiyatro sahnesinde oyunculuğa devam ederken, yönetmenliğe başlaman nasıl gelişti?

Okuldan sonra oyun sahnelemek isterken “niçin o kadar yıl sadece oyunculuk yaptım?” diye sormak gerek bana…:) Oyun sahnelemem 2010 yılında, Sidikli Kasabası Müzikali ile başladı.zd

Sidikli Kasabası Müzikali’ni sahneye taşıma fikri nasıl gelişti? Oyunu ne kadar süre boyunca sahnelediniz?

Çoğunluğu İstanbul Üniversitesi Müzikal Tiyatro Bölümü’nde eğitimine devam etmekte olan, ekiple hiç değilse bir kez “Genç Günler Festivali”nde oynayabilmek umuduyla yola çıktık.Gösterimimizi yaptıktan sonra anladık ki; bu işi öylece kaderine bırakamazdık.Seyircilerin bu oyunu görmesi gerekiyordu… Sonraki bir yıl boyunca İstanbul Devlet Tiyatrosu ile görüşmelerim oldu.

Devlet Tiyatrosu tarihinde ilk kez kurum sanatçıları haricindeki bir ekibi ve projesini bünyesine dahil edeceği için ince elenip sık dokunan bir çok değerlendirme yapılarak repertuvara alındı.Devlet Tiyatrosu’nun prodüksiyon olarak layığınca sahnelememi sağladığı Sidikli Kasabası Müzikali iki sezonda 130’u aşkın gösterimle binlerce seyirciye ulaşabildi.

Sidikli Kasabası Müzikali ve Örümcek Kadının Öpücüğü bir çok ödüle layık görüldü. Bu ödüllerden bahseder misin?

 En başta seyircinin oyuna gelmesi ve diğer seyircileri de kendi istekleriyle oyuna yönlendirmesi ödül. Bunun yanısıra ekip arkadaşlarımı,oyuncuları ve beni şevklendiren adaylıklar ve ödüller bir çok katagoride her iki oyunda da söz konusu.adiller

Geçtiğimiz sezon “Adiller” oyununun yönetmenliğini yaptınız bu yılda “Örümcek Kadının Öpücüğü” ile hem sahnedesiniz,hem oyunun uyarlamasını siz yaptınız hem de oyunun yönetmenliğini yapıyorsunuz. Bizlere öncelikle geçen sezon “Adiller” oyunundan bahserder misin?

Adiller; Albert Camus’nün Doğrular olarak da bilinen oyunu; beş rus devrimcinin zorba bir yönetime karşı verdiği mücadelede yaşadıkları konu ediliyor.1900’lerin başında yaşanan gerçek bir hikayeden esinlenme. İnandıkları uğruna ölümü bile göze alan insanların devrim ekseninde daha iyi bir dünya ümitlerini, duydukları aşkı, yüzleşmelerini, fedakarlıklarını gözler önüne seriyor ve olayı her iki taraf açısından da tartışıyor.”Adaletsizlik Ayırıyor”.Benim TiyatroHâL ile yollarımın kesişmesini sağlayan oyun da bu. Hem Örümcek’in hem de Adiller’in birbirleriyle bağlantıları var.Sidikli ile üçünün de. Hatta şimdi çalıştığım Hizmetçiler oyunuyla dört. Oyunların arasında metin müsaade ediyorsa birbirine bağlanan ilmikler atmayı seviyorum. Takipte olan seyirci için ufak sürprizler.Ama soru bu değildi değil mi? :) :)10929728_811792975555280_5870178627020268437_o

Neden o kadar çok oyun varken “Örümcek Kadının Öpücüğü” sahnede?

Yaklaşık 17 senedir aklımda olacağına sahnede olsun dedim. Adiller’de rol alan Çağdaş Tekin ve Göktay Tosun ile tekrar birlikte çalışmak istiyordum, böylece Molina ve Valentin’li  Örümcek Kadının Öpücüğü aklımdaki projelerin en üst sırasına yerleşti.Peşisıra biraraya geldiğimiz Melina Özprodomos ,Ayşegül Bahtiyaroğlu ,Destan Batmaz ,Ayşe Ayter ,yaratıcı ekip ve TiyatroHâL sayesinde oyun kendine özgü kimyasını buldu. Hala çözülememiş meseleleri tartışan , insanlık onurunun işlendiği  düş dolu bir hikaye ile okuyucuların kalplerine işlemiş bir eser.Daha önce hiç izlenmemiş bir haliyle, oyun içinde oyun tekniği ile uyarlamaya ve eserin evrenini hasar vermeden genişletmeye çalıştım.

Oyunun ana karakterleri Valentine ( Çağdaş Tekin) ve Molina (Göktay Tosun) oyunu izlerken bizi oyunun içine çekiyorlar ve ikisininde harika performansı kendilerine hayran bıraktırıyor. Tüm ekibin birlik ve bütünlüğü söz konusu biz izleyiciyi bu kadar oyunun içine dahil edebilmeyi nasıl başarıyorsunuz?

Ekip içinde hepimiz aynı amaca hizmet ediyoruz.Seyirciye tiyatroyu tercih ettikleri için yanılmadıklarını göstermek, izledikleri oyundan dönüşmüş olarak ayrılmaları ve duygularında zihinlerinde bir kat daha çıkabilmek için. Benim için tiyatro, tiyatrodan önce bir ritüel , etten kemikten insanların aynı mekana bir serüveni göstermek ve görmek için biraraya geldikleri. Tiyatro bu insan olma şenliğinin kurallarını belirliyor. Ve düşünen , bilmeye acıkan , bilmediği hayatlara temas etmek isteyen insanları birarada tutuyor.

İnsanoğlunu yıldırma konsunda dört nala koşan bir çağ yaşıyoruz.  İnsanların sabahtan akşama çalışıp hakettiklerine ulaşamadıkları, günün büyük kısmını trafikte geçirdikleri, tv ve internetin koşullamaları ve oyalayıcığı ile çevrelenmiş bir hayat. Eğer seyirci onca yorgunluk ve yılgınlığa rağmen evinden çıkıp günler öncesinden ayırttığı bilet ile akşamın bir saati  tiyatroya gelmeyi seçiyorsa bu çabaya değmesi lazım.Çalışırken bunu göz önünde bulundururum çünkü ben de bir seyirciyim.

Oyunda Müdür Lewgoy ‘un seslendirmesinde  Selçuk Yöntem’in sesini duyuyoruz bu teklifi kendisine götürme fikri nerden çıktı?

Oyunun sinemasal üslubunu oyunculuğu ve konuşması ile bütünleyecek bir ses olmalıydı. Oyunda Molina ve Valentin’in hayranlık duydukları filmlerden ve oyunculardan referanslar, alıntılar var. Biz de kendi sinema ve tiyatromuzdan referans bir usta olan Selçuk Yöntem’e Lewgoy rolünü sesinizle üstlenir misiniz diye sorduk. Oyunda işittiğin üzere kabul ederek Müdür Lewgoy yorumuyla Örümcek Kadının Öpücüğü evrenine çok büyük bir katkı sağladı.

Şahsen ben oyuna ve ekibinize bayıldım. izleyiciden size gelen reaksiyonlardan bahseder misiniz?

Hani umduklarını duymayı umarsın ya, çalışırken seni motive eden şeylerden biridir. Umut ettiğimiz şeyleri duyduk.Şimdi oyun için şu dendi bu dendi denmez değil mi.

Peki yönettiğiniz oyunların Sidikli Kasabası olsun, Adiller olsun ya da  Örümcek Kadının Öpücüğü… Bu kadar başarılı ve kapalı gişe olmasını neye borçlusun?

Başarılı bulunduğunda oyuncuların sadakatine ve hünerlerine , gişe kapanıyorsa seyirciye borçluyum.

Hem bir oyuncusunuz, hem de yönetmen ama birini seçme şansınız olsa hangisi ile yolunuza devam ederdin? Neden?

Bunlardan sadece birini seçmek zorunda kalmak şanssızlık olurdu. İkisi birbirlerine kattıklarıyla bir bütünler.Belki yönetmenlik daha ağır basıyor, bir rolü değil tüm bir hikayeyi kendi göz filtremle anlatmaya çalışmak…

Bu zamana kadar unutamadığın bir sahne anın var mı?

Bir çocuk oyununda kafama düşerek beni kanatan avizeyi tekrar anlatmayayım.Galiba orada travma oldu aklıma başka bişey gelmiyor.

Oynamaktan en çok keyif aldığın oyun hangisiydi ve neden?

Sidikli Kasabası Müzikal’inde bir turnede Memur Barrel’i oynamam gerekmişti.Rolün sahibinin oynamasını tercih ederim tabii, ama benim için keyifliydi. Örümcek Kadının Öpücüğü’nde Gabriel’i oynamaktan ve Ağzı Çiçekli Adam’ın Adam’ı tabii, bunu biliyorsun.Yıl 1998…20150126_003604

Dizi ve sinema filmlerinde oynama fikrine nasıl bakıyorsun?

Güzel fikir. Yapmalıyım. Elinde bir sinema filmi var mı? :)

Gelecekte ki idealin nedir?

En büyük idealim huzur ve güven duymak yaşadığımız hayata, fakat serüven dalgalı rüzgarlı. Eğer istikrarlı yolculuk yapabilirsem seyircinin aklında oynamaya devam eden oyunlar sahneleyebilmek idealim.

Peki “Örümcek Kadının Öpücüğü” oyununu Şubat ayında hangi günler izleyebiliriz?

30-31 Ocak TiyatroHâL (Mecidiyeköy)

1 Şubat Yunus Emre Kültür Merkezi (Bakırköy)

13-14 / 20-21 Şubat TiyatroHâL (Mecidiyeköy)

TiyatroHâL Rez: 0538 458 73 01 ve mybilet.com

Sosyal Medya aracılığı ile nasıl ulaşabiliriz?

Facebookhttps://www.facebook.com/orumcekadin?fref=ts

Twitter: @orumcekkadin

Öncelikle keyifli sohbetiniz için teşekkür ederim. Peki sizin “İrem’le Her Biişi” takipçilerine sizin söylemek istediğin bişey var mı?

Dinleyicilerin ve okuyucuların senin takibinde oldukları sürece her şeyin yoluna gireceğini tınlayan sesinden ve kendini adayan cömertliğinden hayatlarına çok şey katacaklar. Bir de senin bir sürprizin olacak, beklediklerine değecek. Tamam susuyorum. :)

Örümcek Kadının Öpücüğü Teaser

https://www.youtube.com/watch?v=79dSHrrfL5E&feature=youtu.be

“Örümcek Kadının Öpücüğü ” kalbimden öptü!

10929728_811792975555280_5870178627020268437_oHerkese selam :)

“İrem’le Rock” diye başladık ama anlatacak çok şey olduğunu fark edip yazımın başlığını değiştirmeye karar verdim. Tabii ki; bir eleştirmen değilim sadece amacım güzel olan ve kaçırmamanız gerektiğini düşündüğüm “Her Bi’şii” sizlerle paylaşmak. Bu sebepten bu gün itibariyle “İrem’le Her Bi’şii” başlığı altında devam ediyoruz.

Örümcek Kadının Öpücüğü

Uzun zamandır çalışma saatlerim sebebiyle tiyatroya gitme fırsatım olmuyordu. Bu hafta ani bir karar alıp, son dönemde en çok merak ettiğim oyunlar arasında olan ” Örümcek Kadının Öpücüğü” oyununa gittim. Örümcek Kadının Öpücüğü; Arjantin’li yazar Manuel Puig‘in 1976 yılında yayımladığı politik psikolojik romandır. Özgün İspanyolca adı “El beso de la mujer araña” olan oyunun yönetmenliği ve uyarlamasını; Oğuz Utku Güneş tarafından yapılmış. Oyuncular; Valentín ‘i Çağdaş Tekin, Molina ‘ı Göktay Tosun, İrena Dubrovna ‘yı Melina ÖZPRODOMOS, Alice Moore ‘u Ayşegül BAHTİYAROĞLU, Oliver Reed’i Oğuz Utku GÜNEŞ izleyecek, Müdür Lewgoy rolünde de sesiyle SELÇUK YÖNTEM’i duyacaksınız.1421043_404414023031748_8185071098139625146_o

Oyunun konusu; 1970’li yıllarda, askeri rejim altında yönetilen Arjantin’de aynı hapishane hücresini paylaşan Valentín (Çağdaş Tekin) adlı Marksist bir siyasi hükümlüyle, Molina (Göktay Tosun) adında bir eşcinsel/travesti hükümlünün ilişkileri, yaşadıkları anlatılır.

Size oyunun konusunu kısaca özetledim ama işin aslına bakarsak “Örümcek Kadının Öpücüğü” beni kalbimden öptü…

10257554_403501186456365_5456342590127016160_o
Molina karakterinde, Göktay Tosun’un performansına ve duygu aktarımına gerçekten hayran kaldım. Aşık olan sadece sevilmek isteyen birinin; karşısındaki kişinin onu sevmesi ve aşık olma ihtimali için tüm özverisini, anaçlığını, maddi manevi varlığını sadece sevme ihtimali uğruna tüm fedakarlığı yapıyor. Fakat bildiğim bir tek şey var aslında hepimiz bir “Molina” yız! Molina’da hepimizden bir parça var.

10397101_410067852466365_8221726116795647336_o

Valentín karakterinde, Çağdaş Tekin’in hırslı ve sonunda ölüm bile olsa yolundan dönmeyen, boyun eğmez, yoldaş dostlarını yarı yolda bırakmamak adına bulunduğu hücrede bile onlar için bir şeyler yapmaya çalışırken izliyoruz. Fakat Valentín; kendi içinde yoğun, duyguları karışık ve yaşam idealleri uğruna aşık olduğu kadın Martha tarafından yarı yolda bırakılmasının acısını bile özgürce yaşayamayan “Erkekler ağlamaz ve üzülmez hep güçlü ve ayaklarının üzerinde durmak zorundalar!” gibi toplumsal şartlanmaların altında bize hissetiriyor. Kendi duvarları ve tabuları olan güçlü ama bir o kadar da naif, hassas ve duygusal..

1622487_361902310616253_684612154_o

ve tabii ki hikayemiz de anlatılan “Cat People” filminin oyuncuları İrena Dubrovna (Melina ÖZPRODOMOS); Küçük bir kasabada yetişen İrena kibar, nazik, kırılgan, hassas ve kıskanç bir kadın her kadın gibi…

 Alice Moore (Ayşegül BAHTİYAROĞLU): Hissettiklerinin yanlış olduğunu bilerek, yine de aşık olduğu adamın yanında olup, kendisini cezbetmeye çalışan bir kadın…

 Oliver Reed (Oğuz Utku GÜNEŞ): Oliver’la beraber önce sınıf ayrımı konusuna dokunuyorlar sonra seven, aşık ve sadık bir adam olarak onu görüyoruz daha da detay vermem :D10403758_403500149789802_3144156743370265499_o

 

“Oyun içinde oyun” tekniğinin kullanıldığı eserde ve oyunun içide kayboluyor ve kendinizi hiç ummadığınız anda ummadığınız bir noktada bulabiliyorsunuz…ve tabii Selçuk Yöntem’in o harika sesi de oyunun atmosferine bambaşka bir boyut katıyor.10355613_403501276456356_5713978767839893598_o

İnandıkları ve düşündükleri uğruna, istediği hayatı özgürce yaşayan ve yaşamak için çaba sarf ettiği için suçlu gösterilip, hapishaneye atılan insanların çektiklerini ve onları suçlu gösterenlerin de dışarı da rahat rahat gezerken hala hapishanedeki insanların özgür olmak için verdiği savaşta, güçlerini kullandıklarını da gördüğümüz bir öykü…

1782312_361902413949576_1656793762_o

Örümcek Kadının Öpücüğü; 2014 Afife Jale Tiyatro Ödülleri’nde En Başarılı Erkek Oyuncu, En Başarılı  Yönetmen dalında Adaylıkları  ve Direklerararası Seyirci Ödülleri’nde En İyi Yönetmen, En İyi Erkek Oyuncu, En İyi Prodüksiyon dallarında ödülleri kazandı.10382053_410067969133020_1861186523386859250_o

Aynı zamanda da bu harika oyunun sahne arkasında; yönetmen yardımcılığını Destan Batmaz, ışık tasarımını Ayşe Ayter, kostüm tasarımını Katina Özprodomos,  dekor tasarımını Güney Zeki Göker ve Onur Soyal üstlendi.

Tüm “Örümcek Kadının Öpücüğü” ekibini tebrik eder ve nice güzel oyunlar da yeniden buluşmak isterim.

– Örümcek Kadının  Öpücüğü Oyun Tarihleri ve Yerleri

30-31 Ocak TiyatroHâL (Mecidiyeköy)
1 Şubat Yunus Emre Kültür Merkezi (Bakırköy)
13-14 / 20-21 Şubat TiyatroHâL (Mecidiyeköy)
TiyatroHâL Rez: 0538 458 73 01 ve mybilet.com

 

Örümcek Kadının Öpücüğü Facebook: https://www.facebook.com/orumcekadin?fref=ts

Örümcek Kadının Öpücüğü Twitter: @orumcekkadin

İrem Ezgimen