Bir Eurovision daha geride kaldı. Bence oldukça güzel bir yarışmaydı bu yıl izlediğimiz; hem güçlü şarkılar vardı, hem de Azeri kardeşlerimiz tüm Alman ve İsveç’li teknik ekibin de desteğiyle oldukça güzel bir organizasyona imza atmışlardı, tebrikler gerçekten..
Baktım Türk medyası her Eurovision öncesi ve sonrasında olduğu gibi yine bir anda Eurovision uzmanı kesilmiş, her köşede bir yazı, bir yorum. Beş kere Eurovision’u yerinde izleyip yorumlarımı Türkiye’ye aktarmış biri olarak kendime haksızlık etmeyeyim dedim ve ben de bu yıl neyi nasıl gördük paylaşayım istedim.
7. oluşumuz bir yana, bir kere kimsenin İsveç’in “Euphoria” şarkısı ile Loreen‘a “nasıl kazandı yahu?” demesine en ufak bir lüzum bile yok. Şarkıysa şarkı, ses ise ses, karizma ise karizma. Kadında herşey vardı ve neredeyse tüm ülkelerden oy toplayarak Eurovision tarihinin en yüksek 2. puanını alarak yılın birincisi oldu. Hem izleyicilerin hem de sunucularımız Bülent Özveren ve Erhan Konuk‘un yarışma boyunca sürekli komşu oylarından şikayet etmesi bana hep saçma gelmiştir, çünkü aynı ülkeler her sene yarışıyor zaten. İsveç eğer komşu oyları ile almışsa yarışmayı biz de zamanında öyle almışız(!) demek ki, ya da tüm diğer kazananlar..Üstelik oy paslaşmasını biz de en az onlar kadar yapmıyor muyuz? Yunanistan ve Güney Kıbrıs karşılıklı 12’lerini paylaşırken biz Azerbaycan ile farklı bir oy dayanışması mı yapıyoruz? Bir kere de Bosna-Hersek ve Makedonya’ya bizden hiç puan çıkmasın mesela, şaşırmaz mısınız? >> Okumaya devam et “Eurovision’un ardından..”









